Harbiye’de öğrencilik yıllarımdan çok iyi hatırladığım Ankara’nın ilçelerinde ikamet eden arkadaşlarımın seyahat öncesi ziyaret ettikleri Etlik garajında tencere yemekleri yapan bir yer vardı. Sabahın erken saatlerinde insanlar çorba içmeye koşarlardı. O zamanlar Ankara’nın soğuğu çarpıyordu insanı. Sıcak çorba sabah gözünüzü açıyor ve sizi dinç tutuyordu akşama kadar.
1958 yılında Merhum Hacı Hüseyin Durak’ın kurduğu mekan Bolu Akın Lokantası adıyla Etlik eski garajlarda hizmet vermeye başladı. Akın akın müşteri gelsin diye ‘akın’ sözcüğünü eklemişler. Gerçekten de o yıllardan bu yana akın akın insanlar lezzet keşfine geliyor buraya ve sonra müdavim oluyorlar.
İlaç niyetine
1789 yılında Fransız İhtilali’nden sonra saraydan ayrılan aşçıların Paris’te her köşe başında açtığı kemik suyu satan restoranların yemekleri doktorların reçetelerine girdiyse bugün de hastalıklardan kurtulmanın en önemli unsuru bağışıklık sisteminin güçlenmesi. Bolu Akın Lokantası lezzetlerini geleneksel usulle odun kömüründe ve tencerede pişen yemeklere hiçbir katkı maddesi katmadan pişiriyor. Kolajen, protein gibi tüm besin ögeleri özelliklerini kaybetmeden sunuluyor. Hammaddenin en kalitelisi temin ediliyor, mevsimine göre ürün seçiliyor.
Üçüncü kuşak iş başında
Babalarından aldıkları mirası büyük bir titizlik ve başarı ile sürdüren Uğur, Yüksel ve İsmail Durak, üçüncü nesil Hüseyin Durak ile iki hamle sonrasını görerek yeni yerleşim bölgelerinde ulaşımı kolay bir yer seçtiler ve ikinci şubeyi Yenimahalle Gimat’ta açtılar.
Uğur Bey tam bir işkolik, çok disiplinli ve çalışkan. İsmail Bey mutfakta yemek yaparken aşk yaşıyor gibi. İşlerini bu denli severek yapan, gecenin üçünde çalışmaya başlayan insanlar artık nesli tükenen kelaynak kuşları gibi. Hüseyin Durak ise hem çalışkan hem yetenekli hem de vizyoner. Bayrağı asla yere düşürmez. Ayak paça çorbasını denedim. Hüseyin Şef 11 kez yıkayıp sekiz saat pişiriyor. Pırıl pırıl ve çok lezzetli. Kuzu incik haşlama, çoban kavurma, döner... Emek ve göz nuru var hepsinde. Geleneksel reçetelere bağlı kalınmış. Her geçen gün doğallıktan uzaklaşan, iş koşturmaca derdindeki şehir insanına dünya mutfağında bulamayacağı lezzetleri sunarken tarihi ve kültürel mirasa da sahip çıkıyor Bolu Akın Lokantası. Kurulduğu günden beri bakır kaplar kullanan, kömür ateşini, kısık ateşte pişirmeyi yaşatan Bolu Akın Lokantası “Tek yol lezzet” dedirten çok önemli bir mekan. Nesiller boyu devam etmesi en büyük dileğim. Onun için diyorum ki “ Akın akın, kem gözlerden sakın!”
Yolunuz açık olsun, hep var olun.
PiDELi BALIK KÖFTE
MALZEMELER:
*200 gr. balık eti kıyması
*1 adet tırnak pide
*1 tatlı kaşığı karbonat
*Yarım rendelenmiş soğan
*Çeyrek demet maydanoz
*1 diş dövülmüş sarımsak
*2 yemek kaşığı panko
*2 yemek kaşığı tereyağı
*3 yemek kaşığı tereyağı
*1 çay kaşığı pul biber
*1 çay kaşığı kekik
*4 yemek kaşığı domates sos
Yeterince tuz
YAPILIŞI:
Uzun şeritler halinde kestiğiniz pide dilimlerini tavada tereyağı, pul biber, kekik ile 2 -3 dakika ısıtın. Derin bir kabın içinde balık eti kıyması, soğan, sarımsak, maydanoz, karbonat ve pankoyu yoğurup köfte haline getirin. Izgarada çevirerek 5-6 dakika pişirin. Pidenin üzerine balık köftelerini üzerine de domates sosu döküp servis edin. Afiyet olsun.