Private shopping yani özel üyelik yöntemiyle sadece üyelere indirimli satış yapan siteler, tam anlamıyla lüksü ucuza ulaştırma çağını başlattı
İnternette Türk kullanıcı sayısı, 30 milyonu geçti. Bu kullanıcılar sadece aktif değil, internetten alışveriş yapmaya da meraklı. Hatta pazar o denli büyüdü ki elektronik alışverişte dünyada ilk 10’a girdik. Bu büyümenin başını da özel alışveriş siteleri (private shopping) çekiyor. Bu siteler aracılığıyla lüks markalar artık ulaşılmaz olmaktan çıktı. Sezonda mağazada 2 bin TL’lere satılan Gucci’ler, Prada’lar, Armani’ler, sezon sonlarında yüzde 70-80’lere varan indirimlerle tüketiciyle buluşuyor.
Lüks alışveriş patladı
Bu sitelerin başını Markafoni, Limango, Trendyol çekse de lüksü temsil eden geleneksel markalar da bu alanda “Varım” dedi. Önce Vakko grubu daybuyday.com’la ardından Boyner grubu morhipo.com’la lüks indirimli sanal mağazalarını açtı. Büyük şehirlerdeki plazalarda ve işyerlerinde artık bu sitelerden gelen paketlerin sayısının her gün artmasını kapıdaki güvenlik görevlileri bile yadırgamıyor! Dokunmadan, görmeden, denemeden alışveriş yapamayan bir kitleden internet fırsatlarını kaçırmayan bir kitleye nasıl dönüşüverdik?
AKUT geçen salı 15’inci yılını 400 davetlinin katıldığı bir baloyla kutladı. Suada’da yapılan gecenin bir ucundan Suzan Sabancı Dinçer, Çiğdem Simavi, bir ucundan Feyyaz Berker ve Asım Kocabıyık tuttu. Balo dört ismin himayesinde yapılırken, organizasyonu ise Cem Hakko, Şebnem Berker üstlendi.
İstanbul’da 60 etkinliğin olduğu salı gecesi 400 davetli AKUT için bir araya geldi. Yapılan açık artırma ve satılan masalardan yaklaşık 650 bin TL toplandı. Gece sona ererken işadamı Yaşar Aşçıoğlu, AKUT’a bir bina bağışladı. O gece başka bir etkinlikte olan Aşçıoğlu bağışı, Antik AŞ’nin sahibi Turgay Artam’ın cep telefonuna geçtiği SMS ile yaptığından geceye katılanların bile çoğunun haberi olmadı. Gece boyunca sahnede olan Turgay Artam cep telefonuna gelen mesajı geç fark etti.
Aşçıoğlu’nun hangi binasını bağışladığını öğrenmek için Nasuh Mahruki’yi aradım. Aşçıoğlu binayı sıfırdan ve Mahruki’nin istediği yerde yapacakmış. Nasuh Mahruki geceden toplanan parayla arama ve kurtarma malzemelerinin alınacağını, yeni ekipler kurulacağını söyledi.
AKUT’a haksızlık yapıldığını söyleyen Nasuh Mahruki’nin ne demek istediğini önce anlayamadım. Meğer Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu’nun henüz
Borsayla girişimci kadınlar arasına ‘Kadınlar Hattı’ çekilecek. Girişimci kadınlar bu hattı arayarak istedikleri her türlü soruya cevap alabilecek
Türkiye’de 1.3 milyon erkek girişimciye karşılık sadece 70 bin kadın girişimci olduğunu biliyor muydunuz? Kadınların işgücüne katılım oranı da yüzde 24. Avrupa ortalamasının yüzde 57 olduğunu hatırlamak başka söze gerek bırakmıyor. Kadın çalışan olarak da, patron olarak da çok az iş hayatında. Göz ardı edilebilecek birkaç istisna dışında kadın patronlar işlerini yeterince büyütemiyor. Kadın ve girişim konusuna kendini adamışlığına biz kadın gazetecilerin yıllardır tanıklık ettiği iş kadını Aynur Bektaş, bankaların özellikle kadınlara kredi verirken ya “Kocanı getir” dediklerine ya da olmayan ipotekler istediklerine dikkat çekiyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Bektaş, üç yıldır Türkiye’yi il il dolaşarak kadın patron ve profesyonel sayısını artırmaya çalışıyordu.
Görünen o ki Aynur Bektaş şimdi yeni bir hedefe kilitlenmiş: Kadın patronlar işlerini daha da büyütecek... Geçen hafta 81 ilden gelen TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nun Grand Cevahir Otel’deki yemeğine katıldım. Kadınlar, başkanları
12 mitolojik sembolü mücevherlere taşıyan Ece Şirin’in tasarımları sosyete ve iş dünyasında çok beğeniliyor. Şirin’in ‘mesajlı’ kolyelerini kullananlar arasında Ajda Pekkan, Türkan Sabancı ve Leyla Alaton da var
“Biri sevgili isterken aslında aşk enerjisini, para isterken bolluk enerjisini deneyimlemek istiyordur.” Bunları söyleyen tasarımlarını son günlerde birçok iş kadını ve sanatçının üzerinde gördüğüm Ece Şirin. Tılsımlı pırlanta markası Bee Goddes’ın yaratıcısı. Başta Artemis olmak üzere, 12 mitolojik sembolü mücevher olarak yorumlayan Ece Şirin, sembollerdeki tılsımlara inanıyor, mücevherlere de taşıyor. Şirin’e göre bu mücevher ler insanı heyecanlandıracak enerjileri hayata sokuyor. Onun mistik anlamlar yüklediği tasarımlarına sosyete de bayılıyor. Ajda Pekkan, Nil Karaibrahimgil, Leyla Alaton, Türkan Sabancı markayı kullanan isimlerden birkaçı. ‘Aşk-ı Memnu’ dizisinde Bihter, Firdevs ve Peyker karakterlerinin kullandığı takıların bir kısmı da Bee Goddess’di. Sadece Türkler mi? Donna Karan, Paris Hilton, Kate Moss, Kylie Minogue ve Kevin Costner da müşterileri arasında. Bee Goddess’ler, Ahu Aysal’ın oteli Les Ottomans’da ve Beymen’lerde satılıyor.
12 mitolojik sembol
Şi
Geçen hafta Sheraton Çeşme’nin konuğu olarak Las Vegas’taydık. Kenti gezerken, lükste limit olmadığını anlıyorsunuz. Burada her şey kumar etrafında dönüyor
Sheraton Çeşme’nin sahibi İskender Dilek, otel misafirlerine bonuslu bir kampanya hazırlamış. Sheraton Çeşme’de dokuz gece konaklayanları, beş gün dilerlerse Las Vegas’ta, dilerlerse Los Angeles’ta ağırlayacak. Çeşme’yi anlatacak halimiz yok, kampanyanın diğer ayağı Las Vegas ise inanılmaz. Vegas’ı gezerken, lükste limit olmadığını anlıyorsunuz. Burada limuzin sıradan. Ferrariler, Porcheler ise yollarda resmi geçit yapıyor. Tüm bunlar bir tarafa benim dikkatimi burada yaratılan ekonomi çekti. Oteller devasa büyüklükte. Dünyanın en önemli şovları da burada sahneleniyor.
Dion 3 yıl Vegasta
Mesela Celin Dion’u 3 yıl boyunca Vegas’tan başka bir yerde izleyemeyeceksiniz. Ceasars Palace Otel’le 3 yıllık anlaşma imzalayan şarkıcı haftanın beş günü dört bin kişilik salonu dolduruyor. Yoğun talep gören bir diğer şov da, geçen hafta Türkiye’ye gelen Cirque de Soleil. Öğrendiğime göre birçok şirket de bayilerini Avrupa yerine artık buraya getirmeye başlamış. Las Vegas’ın tercih edilmesinde en büyük motivasyon tahmin edeceğiniz gibi
Cemiyet hayatının önde gelen isimleri, maddi yetersizlik içindeki çocuklar için kolları sıvadı. Okul öncesi eğitim için yola çıkan TOGEM’in anaokulu kampanyasına gelen destekle kısa sürede 62 okul açıldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde kurulan TOGEM, Üsküdar Belediyesi’ne bağlı bir kuruluş. Beş yıl önce Üsküdar ve çevresinde anaokulları açmak için düğmeye basan TOGEM, kısa sürede Adıyaman’dan, Keşan’a kadar uzanan geniş bir bölgede anaokulları inşa etti. Tabii ki hayırseverlerin desteğiyle.
TOGEM’in geçen hafta Üsküdar’da düzenlediği törene katılan Emine Erdoğan, anaokulu yaptıranlara teşekkür plaketi verdi. Aralarında kimler yoktu ki. İşadamı Ali Ağaoğlu, Bilfen Okulları’nın sahibi Osman-Zeynep Öztürk, Erdoğan Demirören’in eşi Tülin Demirören, Roman mağazalarının sahibi Suzan-Turgut Toplusoy, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve eşi Nurten Hanım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2’nci Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ, TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, Asuman Güreli, Monik İpekel ve Selma Türkeş bunlardan sadece birkaçıydı.
“Ali Bey öncü oldu”
TOGEM Başkanı Saadet Gülbaran, Ali Ağaoğlu’na teşekkür ederken yanındaydım. Ali Bey’in geçen yıl projeye
Ferzan Özpetek yeteneğini opera sahnesine taşıyor! Ünlü yönetmen, Floransa Operası’nın açılışında ‘Aida’ operasını sahneye koyacak!
Görünen o ki, İtalya’da yaşayan Ferzan Özpetek’e film yönetmek artık yetmiyor. Ödüllü eserleriyle tüm dünyayı büyüleyen Özpetek, şimdi de gözünü opera sahnesine çevirmiş. Malum, en son Cem Yılmaz’ın da rol aldığı ‘Sonra Ağlayacağım’ filminin çekimleri için Türkiye’deydi. Özpetek’in operayla yakından ilgilendiğini daha önce de duymuştum. Şu günlerde bir yandan da Floransa Operası’nın 28 Nisan’daki açılışı için gece gündüz çalışıyor. Çünkü Özpetek, Maggio Musicale Fiorentino Tiyatrosu’nda yapılacak açılışta, İtalyan besteci Giuseppe Verdi’nin ‘Aida Operası’nı sahneye koyacak. Ünlü sinemacı, opera tarihinin en ihtişamlı başyapıtlarından ‘Aida Operası’na kendi yorumunu katacakmış. Sahne dekorlarında Türkiye tarihinden unsurlara da yer verilecekmiş. Ve bu dekorlar, operanın, Floransa dışında sahneleneceği diğer ülkelerde de kullanılacakmış. Biletler çoktan tükenmiş bile.
Tanıtıma katkı yapacak
Geçen gün görüştüğüm Ferzan Özpetek çok heyecanlıydı. Opera yönetmek kolay değil! Özpetek, hem ilk kez böyle bir deneyim yaşayacağı için hem de Türkiye’nin
Bir uzmandan lüks pazarını dinlemeye hazır mısınız? Bakalım, yemeden içmeden kesip maaşını lüks markalara kaptıran Çinli kadınlar, size birini hatırlatacak mı?
Araştırmalar önümüzdeki 20 yılda lüks tüketim pazarının devasa boyutlara ulaşacağını, en büyük alıcı kitlesinin de Çin olacağını gösteriyor. Geçen yıl bir trilyon euroluk alışverişin yapıldığı lüks pazarında satılan her 10 lüks üründen birini, bir Çinli satın aldı. 2009’da büyük çöküş yaşayan lüks piyasasının toparlanmasında en etkili unsur, çılgınca büyüyen Çin’in pazara girmesiydi. Şu anda lüks tüketimin yüzde 10’u Çinliler tarafından yapılıyor. Çin’in beş yıl içinde Amerika’yı da sollaması ve lüks pazarında zirveye oturması bekleniyor. Alıcı kitlesi olaraksa erkekler pazarı domine etmeye başlamış bile.
Çin’in başını çektiği Uzakdoğu ülkelerinin yanı sıra Brezilya, Hindistan, Rusya, Türkiye ve Meksika’da da lüks tüketimin artması bekleniyor. Bu ülkelerin ortak noktası, gelişen ekonomileri ve artan gelir seviyeleri. Lüks uzmanı Özlem Güsar, önümüzdeki 10 yılda lüks dünyasının daha genç, eskiye göre daha erkeksi ve daha ‘online’ olacağını öngörüyor. Anlayacağınız ‘çekik gözlü’ ve maço bir moda çağı bizi bekliyor.
Plajdak