E-ticaretin gelişmesiyle bu alandaki gençler her geçen gün daha da artıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi de halen ihracat yapan ya da yapmayı düşünen gençlere kapılarını açtı
Türkiye tarihinin en zorlu dönemlerinden birisini yaşıyor. Karadeniz’de onlarca can alan sel felaketi yaşanırken Ege ise yangınlarla sarsıldı. Pandemi de delta varyantıyla olumsuz etkisini sürdürüyor. Bütün bu yaşananların bir ekonomik karşılığı da var tabii ki.
Bununla birlikte çalışan, üreten, dinamik Türkiye yaralarını hızla sarıyor. Doğal kaynakları sınırlı olan Türkiye ekonomisini ihracat ve turizmiyle güçlü tutuyor. Nitekim son açıklanan ödemeler dengesi verisi, turizm ve dış ticaretin katkısıyla cari açığın son 10 ayın en düşük düzeyine indiğini ortaya koydu.
Ehil bir nesil
İhracat hepimize moral verircesine ralli yapıyor. Son 12 aylık (Temmuz 2020-Temmuz 2021) ihracat rakamı 200 milyar doları aştı. Bunun coşkusunu yaşayan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 300 milyar dolar hedefine kilitlendi. Bunun
Salgın yeniden tırmanışa geçerken uzmanlar artık hastanelerde yatanların çoğunun aşısız kişiler olduğunu vurguluyor. Sürecin başından beri en ön safta yer alan hekimler, hastalığın aşılı ve aşısız kişilerde nasıl farklı seyrettiğini anlattı
Kovid-19 artık yeni normalimiz! Normalleşmeyi eskiye dönme gibi anladığımız anda tüm acımasızlığıyla karşımıza dikiliyor. Nitekim günlük vaka sayıları yeniden 25 bin sınırına yaklaştı, ölüm sayıları 100’ü aştı. İnsanların açık alanlarda, sahil şeritlerinde, yaylalarda olduğu yaz aylarında vaka ve ölüm sayımızın yükseliyor olması korkutucu. Sonbahar aylarında durumumuzun ne olacağını düşünmek dahi istemiyor insan.
Sosyal hareketliliğin arttığı bir dönemde, aşılamanın yavaş ilerlemesi ise vaka artışındaki ana etken. İlk doz aşılamada yüzde 70’e yaklaştık. Ancak maalesef ikinci doz aşıda sıkıntı var. İnsanımız ikinci doz aşısını yaptırmakta isteksiz. Bunu anlamak mümkün değil. Bir de hiç yaptırmayanlar var tabii. 22 milyonu aşkın insanımız hakkı olduğu halde aşı yaptırmamış.
Etkisi görülüyor
Oysa aşının
Pandemide sığındığımız rahat ev ortamı, sokakların ‘yeni normali’ olmaya başladı. Gecelik rahatlığındaki kıyafetler, günlük yaşamın bir parçası haline gelirken cinsiyetsizlik ve zamansızlık modaya yön veriyor
Kadın hazır giyim markası Rivus’un yaratıcısı Dicle İpek Öztaşkın, “Pandemi modada tsunami etkisi yarattı’’ diyor.
Evde olan insanın doğal olarak kendi içine döndüğüne dikkat çeken Öztaşkın şöyle devam ediyor: “Sade ve basit ev yaşamına dönüş başladı. Moda da bu noktada evrildi. ‘Streetwear’ akımı vardı. Şimdi ‘Homewear’, ‘Sadwear’, ‘Hate-wear’ akımları doğdu. Rahat koleksiyonlar, doğal elyaf iplikten üretilmiş ürünler patlama yaptı. Herkes koleksiyonlarına spor, casual, zamansız ve sezonsuz ürünler tasarlayıp, koymaya başladı.’’
Tişörtler konuşuyor
Bu noktada yeni kavramların ortaya çıktığını belirten Öztaşkın, ‘Sadwear’ kavramına dikkat çekiyor. Üzgün ve güvensizken tercih ettiğimiz kıyafetlere büyük bir ilgi
Bodrum, dünyanın en zengin kesimi için tatilin yanı sıra bir ‘hayır mekanı’ haline de geldi. En lüks otellerde geceler yapılıyor. Louis Vuitton’un gelini, süpermodel Natalia Vodianova da çocuklara yardım yemeğini Bodrum’da verdi
Bodrum günlerdir Villa Maça Kızı’nda düzenlenen özel bir geceyi konuşuyor. Dünyanın en varlıklı kesiminin tatil için Bodrum’a gelmesine alışığız. Ama bu yıl yabancıların organizasyonlarını da burada yapmaya başladığını görüyoruz. Haziran ayında multimilyarder Rus ve Kazak iş insanlarının spor yapmak için, Mandarin Oriental’e geldiğini görmüş, şaşırmıştım. Geçen cuma ise ünlü Rus süpermodel Natalia Vodianova ve eşi Louis Vuitton grubunun patronu Antoine Arnault, Bodrum’da özel bir davet verdi. Ama ne davet, masaların 25-50 bin dolara satıldığı geceye başta Rus oligarklar olmak üzere dünyanın dört bir yanından kalburüstü insanlar katıldı.
Ali Koç da katıldı
Cennet koyundaki davette, Fransa ve İngiltere’nin aristokrat zenginleri, Chopard’ın Eş Başkanı
Zerzevan Kalesi’nin altındaki gizli Mithras tapınağı, dünyayı yöneten ailelerin ve uluslararası belgesel kanallarının gözdesi oldu. Tapınak, İlluminati’nin atası kabul edilen Mithras’a ait sembollerin en iyi korunduğu yer
Bayram nedeniyle oluşan turizm hareketi hem salgın sürecinde izole yaşayan insanların hem de işleri azalan işletmelerin bir nefes almasını sağladı. Elbette bu rahat nefeste, Türkiye’nin yürüttüğü başarılı aşılama çalışmasının payı büyük.
Diyarbakır’da ise bayram turizmine ek olarak bambaşka bir hareket var bugünlerde. Özel uçakların biri inip biri kalkıyor. Rotschild ve Rockefeller ailelerinin 3. kuşak temsilcileri, BM yetkilileri ve büyükelçilerin de yer aldığı pek çok isim, Zerzevan Kalesi’nin altındaki gizli Mithras Tapınağı’nı görmek için kente geliyor.
Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki Zerzevan Kalesi, Roma İmparatorluğu tarafından inşa edildi. 2014’te başlatılan arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmalarının 4. yılında, dünyadaki son Mithras Tapınağı’nın
Kütahya Porselen için Skallop Koleksiyonu’na imza atan dünyaca ünlü tasarımcı Karim Rashid, “Skallop, doğadaki formlar akışkan ve yumuşak. Doğanın kusurluluğuna gönderme yaptım” dedi
Türkiye’nin köklü markaları, kalitelerini tasarımla taçlandırdıkça dünya pazarlarındaki yerleri daha da sağlamlaşıyor. Geçen hafta yine böyle bir tasarım öyküsünü, öykünün kahramanlarından dinleme fırsatımız oldu.
Ulusal ve uluslararası tasarımcılarla iş birliği yaparak yeni tasarımlara imza atan Kütahya Porselen’in davetlisi olarak Antalya’ya gittik. Markanın tasarım dünyasına yön veren isimlerden Karim Rashid iş birliğiyle ortaya çıkardığı en yeni koleksiyonu Skallop için NG Phaselis Bay’de düzenlenen lansmanda ünlü tasarımcıyla sohbet ettik.
Baba mesleği
Amerika’da yaşayan Karim Rashid’in tasarım yolculuğu aileden geliyor. Babası ressam. Ressamlığın ötesinde evdeki mobilyalardan annesinin kıyafetlerine kadar her şeyi tasarlarmış.
“Hatta öyle ki, sabah tasarladığı ve makinenin
5G ihalesine bir yıldan az süre kala Türk Telekom, fiber altyapıyı ülkenin en ücra köşesine kadar götürdüğünü açıkladı. CEO Ümit Önal, diğer operatörlere baz istasyonu dönüşümü için hizmet verebileceklerini söyledi
İnterneti başka bir boyuta taşıyacak olan 5G teknolojisine geçiş için süre her geçen gün kısalırken operatörlerin yatırımları da o oranda hız kazandı. Gelecek yıl 5G frekans ihalesinin yapılması, 2023’te de ilk sinyalin verilmesi planlanıyor. 5G teknolojisinin olmazsa olmazı ‘fiber’. Deyim yerindeyse, ülke en ücra köşesine kadar fiber ağlarla örülmezse o 5G’den bir verim almak mümkün olmayacak. Neyse ki bu alanda çalışmalar tam da bu çerçevede sürüyor. Türk Telekom’un bu konudaki çalışmalarını anlatan Türk Telekom CEO’su Ümit Önal şunları söyledi:
“Şirket olarak, 180 yılı aşan mazimizden aldığımız güçle ve ülkenin dijital dönüşümünün lideri olmanın verdiği
Türkiye Tasarım Vakfı, tasarıma dayalı yaratıcı düşünceyi önceleyen Finlandiya’nın ‘Arkki’ modelini Türkiye’ye getirdi. Vakıf Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Amacımız çocukların özgün metotlarla kendilerini ifade etmelerini sağlamak” dedi
Ezberlemeye dayalı eğitim, hızla gelişen teknoloji ve bilgi toplumunda karmaşıklaşan sosyal, kültürel, çevresel ve ekonomik problemleri çözmede artık yeterli değil. Yaratıcılığa, hayatın her alanında her zamankinden çok ihtiyacımız var. Zira günümüzün meslek tanımları, makineler ve yeni teknolojiler tarafından değiştikçe çocukların geleceğe adaptasyonlarının artırılması, onlara yenilikçi yaklaşımlar ve beceriler kazandırılması gerekiyor.
Kuzeyli model
Tasarıma dayalı yaratıcı düşünce deyince akla İskandinav ülkeleri geliyor. Bu ülkelerin başında da Finlandiya var. Tasarıma dayalı yaratıcı düşüncenin gelişmesi için, okul öncesinden başlayarak çocuklara eğitim veriyorlar. Bunun için Arkki adını verdikleri, çocukların eğitim hayatlarının