Sinan Genim

Sinan Genim

sinan@sinangenim.com

Tüm Yazıları

Zaman zaman karşılaştığım, öfkenin yükseldiği olaylar beni rahatsız etmekte. Günümüzde, hemen herkesin “Öfkesi burnunda”, en ufak bir olay öfkemizin ortaya çıkmasına neden oluyor. “Ne oluyor?” demeden, olanlar oluyor ve öfke bazı insanları esir alıp, sonrasında çok pişman olacakları olaylara karışmalarına neden oluyor

Dîvânü lugâti’t-Türk’de Kâşgarlı Mahmud, Türkçemizde “Öpke” sözcüğünün “Akciğer” anlamına geldiğini yazar. Öpke sözcüğü, aynı zamanda “Öfke” anlamında da kullanılmaktadır. Kâşgarlı Mahmud, “Bunun nedeni öfkenin akciğerin derinliklerinde yükselmesidir ve bu ikisi birbirleriyle yakın ilişkilidir.” demektedir. Öfke günümüzde, “Haksızlık, incinme, karşı koyma ve benzeri duyguların doğurduğu, insanı saldırganlığa götürebilen şiddetli duygu, hiddet, kızgınlık, gazap” anlamında kullanılmaktadır. Bir de çok sinirlenmek anlamında kullanılan “Öfke topuklarına çıkmak” tabiri vardır. 

Haberin Devamı

‘Öfke, çöken bir yapıya benzer, nereye düşse orayı da yıkar’

Seneca 

Seneca, “Öfke, çöken bir yapıya benzer, nereye düşse orayı da yıkar” diyor. Zaman zaman karşılaştığım, öfkenin yükseldiği olaylar beni rahatsız etmekte. Günümüzde, hemen herkesin “Öfkesi burnunda”, en ufak bir olay öfkemizin ortaya çıkmasına neden oluyor. “Ne oluyor?” demeden, olanlar oluyor ve öfke bazı insanları esir alıp, sonrasında çok pişman olacakları olaylara karışmalarına neden oluyor. Toplumun hemen her kesimini saran ve giderek büyüyen öfke kabarmasının önüne geçmek için yapılacak en doğru şey küçük yaşta verilen eğitimdir. 

Öncelikle öfkenin insanı alçaltan bir şey olduğunu anlamalı ve kendimize hâkim olmanın büyük bir fazilet olduğunun farkına varmalıyız. Öfkeye kapılan bir insan gerçekte güçsüzlüğü ifade ettiğinin farkında değildir. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve hastalar daha çabuk öfkelenirler. Çünkü kendilerini ifade etme açısından güçsüz olduklarını düşünmektedirler. 

Öfkenin nedenlerinden biri fazlaca alıngan olmaktır. Yapılmakta olan hemen her şeyi veya söylenen her sözü bize karşı yapılmış bir aşağılama olarak kabul edersek, öfkemize hâkim olmakta güçlük çekeriz. Çünkü bu eylemin bizi küçümseme olduğunu düşünürüz, rahatsız oluruz ve bir karşı çıkma duygusuna kapılırız. 

Haberin Devamı

‘Öfke, çöken bir yapıya benzer, nereye düşse orayı da yıkar’

Pavlus’un Efeslilere mektubu 

Antik dönemin en büyük hekimi olarak bilinen Hippokrates (MÖ 460-377), “En tehlikeli hastalıklar insanın yüz ifadesini değiştiren hastalıklardır” demekte. Gerçekten öfkelendiğimiz an yüzümüzün ifadesi değişir, korkutucu bir hâl alır, nerede ise tanınmaz oluruz. Hiçbir şey öfke kadar insan düşüncesini ve iradesini geri plana bırakmaz. Pavlus’un “Efeslilere Mektubu”nun IV. bölümünde; “Öfkelenin ve günah işlemeyin; öfkenizin üzerine güneş batmasın” öğüdü yer alır. 

Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde de öfkeden uzak durulması, öfkenin insana zarar verdiği, örneklerle anlatılır. Âl-i İmrân suresinin 134. ayetinde şöyle denir; “… öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler…”  

Yaklaşık bin yıl önce Büyük Selçuklu Devleti Veziri Nizâmülmülk, “Siyasetnâme” isimli eserinde; “Rivayet olunur ki Hz. Hüseyin sırtında yepyeni Rum işi ipekten pahalı bir cüppe, başında zengin bir sarık olduğu hâlde oturmuş yemek yerken, hemen arkasındaki köle servis sırasında elindeki tabağı kazara başından aşağı döker. Öfkeden ötürü yüzü kızaran Hüseyin başını kaldırıp köleye bakar. Köle, Hüseyin’i böyle görünce kendisini cezalandıracağından korkarak Âl-i İmrân suresinin ilgili ayetini okur. Bunun üzerine Hüseyin sakinleşerek ‘Ey köle, ansızın öfkelenip gazabıma uğramamaktan emin olasın diye seni azat ediyorum” der. 

Haberin Devamı

Öfkeliyken konuşma! 

İnsanın öfkeli olduğu sürece konuşması veya herhangi bir davranışta bulunması doğru değildir. Çünkü öfkemiz yatıştıktan sonra her şeyi farklı görmeye başlarız. Montaigne “Kızdığımız zaman bağıran, konuşan biz değil hırsımızdır.” demektedir. Buna ilave olarak da; “Nasıl sis içinde her şey olduğundan daha büyük görünüyorsa hırs içinde de suçlar büyüdükçe büyür… Öfke saklanmaya da gelmez, büsbütün içimize işler” örneğini verir. 

Öfkenin gücü 

Yahya İbn Adî “Tehzîbü’l-Ahlâk / Ahlak Eğitimi” isimli eserinin bir bölümünün başlığını “Öfke Gücü” olarak belirtir. Öfke de arzu gibi yalnızca insanlarda değil hayvanlarda da bulunan bir güçtür. Öfke arzudan daha baskındır. Yahya İbn Adî, öfkeyi “Gazabî Nefs” olarak açıklar. 

“Öfke gücünün etkisinde olan bir insan daima insanlara üstünlük kurma ve onlardan intikam alma isteğinde bulunacak ve sürekli bir düşmanlık durumu içinde olacaktır. Peşinde koştuğu bu türden şeyler ise insanı düşman sahibi yapacak ve başkaları da daima bu insana karşılık verecektir. Çünkü böyle bir kimsenin gözünde üstünlük kurma ve başkalarına lider olma hırsı olduğundan, herhangi bir meşru yöntem olmasa da kişi, gayr-i meşru yollardan bu istediklerini elde etme çabasında olacaktır.” 

Günümüzde pek çok kişide şahit olduğumuz bu durumun tedavisi mümkün müdür? Öfke gücünü kontrol altına alıp, kendini eğiterek yumuşak huylu, ağırbaşlı bir insan olmayı başaranlar olduğu gibi, zaman içinde öfke gücünün esiri olup onun getirdiği düşmanlık duygusu gereği zalim olanlarda olmuştur ve olacaktır. Kirli işlerden uzak durmak ve hak edilen gerçek liderliği arzulamak insanlara ait bir fazilettir. İnsanın kendi kendini eğitmesi ve zaten var olan gücünün farkına vararak insanlarla daha iyi ve hoşgörülü ilişkiler kurmak için çalışması gerekir. Anlaşılacağı gibi bunun için çalışmak ve özveride bulunmak gerekir. Yoksa hayvani vahşetimiz bizi esir alır ve kısa süre içinde çoğunluğun sevgisini kaybederiz. 

Francis Bacon 

Yüzyıllar önce Francis Bacon, “Denemeler” isimli kitabının “Öfke Üzerine” başlıklı bölümünde; “Öfkeyi zararla kapatmamak için göz önünde tutulması gereken iki nokta vardır: birincisi, karşısındakine batacak acı sözler söylememek, hele kişisel sataşmalardan iyice kaçınmaktır, çünkü uluorta sövgüler pek dokunmasa da kişiye yönetilenler büyük tepki doğurur; sonra insan öfke anında gizli şeyleri açığa vurmaktan da kaçınmalıdır, çünkü bunu yapanın herkesle arası bozulabilir. İkincisi, öfkeli bir anda verilen bir kararla, herhangi bir işi koparıp atmaktır; öfkeniz ne denli büyük olursa olsun, bir daha onarılamayacak şeyleri kırmaktan kaçının” sözleriyle anlatır. 

Öfke günümüzde hepimizin kaçınması gereken bir duygudur. Gerek küçük yaşta verilen eğitim gerekse insanın kendi kendini eğitmesi sonucu bu duygudan kurtulmak mümkündür. Annem bana daha çok küçük yaşlarda öfkenin iyi bir şey olmadığını, insana zarar verdiğini, sağlıklı düşünmeye mâni olduğunu öğretmeye çalıştı. Ne kadar başarılı oldu, doğrusu ben değil dostlarım değerlendirmeli. Öfkelendiğim zaman çoğu kez aklıma gelen bir deyiş vardır;  

“Keskin sirke küpüne zarar verir”