Sina Koloğlu

Salgın günlerinde ‘evden dizi’ denemeleri yapıldı. Ufuk Özkan, bu tecrübeden yararlanan oyunculardan. TRT 1’in ‘İyi Fikir’ programında “Göze bakarak oynamak isterim” dedi. Bütün mesele bu. Yeni düzen, yeni sistem, yeni kurallar ama bir de insan olayı var yani!

Kaliteli göç

beIN İz TV’de gözüme ilişti not almışım; Urla’yla ilgili bir bölüm. Dükkan sahibi, bölgeye yoğun göç olduğunu söylüyor. “Ama kaliteli göç alıyor” dedi. Kaliteli dediği, Urla’nın giderek daha pahalı olması demek oluyor!

Pazarda kredi kartı

Yemek kanallarının popüler ismi Refika Birgül, 24 Kitchen’daki programında oturduğu yerin semt pazarına gidiyor. Ödeme, kredi kartıyla. Pazarın ruhuna aykırı. Ya da pazar değil, açık hava marketi!

Nostalji maçları

En son 1988 Türkiye-D. Almanya maçında baktık, bazı bankaların reklamları Türkbank, Esbank bir de Mas Vana... Esbank, Cumhuriyet’le yaşıt bankaydı, battı gitti. Ya Türk Ticaret Bankası? Kuruluşu 1913... O da gitti. Bir Mas Vana bug&u

Orhan Pamuk’un beğenilen romanlarından ‘Masumiyet Müzesi’nin Amazon tarafından dizi olarak çekileceği iddia edildi. Kitabın ana karakteri Kemal’i ise Çağatay Ulusoy’un canlandıracağı öne sürüldü. Kaynak, Ranini TV (diziler ile ilgili derin araştırmalar yapan haberler veren site). Olay, Erik Barmack’a dayanıyor. Kim Barmack? Bir dijital platformun ‘İngilizce dışında’ içeriklere kapısını açmasına önayak olan isimlerden biriydi. Sonra kendi şirketini kurdu. Şimdi aynı şekilde projeler peşinde. Türkiye’den önemli kitaplar seçtiklerini, bunları dünya pazarında kabul görür bir şekilde sunmayı hedeflediklerini söylemiş (Kaynak: Worldscreen.com). Küçük bir araştırma sonucu tesadüf benzer bir girişimin yerli piyasada olduğunu öğrendim. Orhan Pamuk’un beğenilen romanlarından ‘Masumiyet Müzesi’nin Amazon tarafından dizi olarak çekileceği iddia edildi. Kitabın ana karakteri Kemal’i ise Çağatay Ulusoy’un canlandıracağı öne sürüldü. Kaynak, Ranini

Kanal D’de yayınlanan İbrahim Tatlıses’in Harbiye Açıkhava konseri bayramın belki de flaş işi oldu. Sosyal medyada ortalık yıkıldı. ‘Özledik’ ortak noktaydı. Böyle bir karşılık bekleniyor muydu, bilemem... Bir sosyal medya yorumu dikkatimi çekti, “Belki de 15 yılda kaybettiğimiz her şeyi arıyoruz” diyordu.
Birçok anlamı vardı bu konserin. Eski günleri aramak, hatıralar, yaşanmışlıklar ve bugünün sıkıntıları... Ama galiba bir de ‘ekranda müzik dinlemek’, bir konser izlemek, ‘dizinin dışında bir program izleme isteği’ olmasın? Mesela Beyazıt Öztürk’ün eski şovları ekrana geldi. Canlı yayınlandığı dönemin çok ötesinde bir ilgi ve alaka vardı.

KUZEYİN OĞLU

Uçankuş TV’de ‘Kuzeyin Oğlu Volkan Konak’ konseri yayındaydı. Daha önce ekranda izlediğimiz konserlerinden biri. Kayıt ve çekimin ne kadar üst düzeyde olduğuna bir kere daha şahit olduk. Ekranda artık benzer ‘şov-konser’ programları yapılmıyor. Bu sektörün içinde her aşamasını görmüş, sonra müzik

Bayram vesilesiyle şöyle bir dolaşayım dedim kanalları... Tele 1’de İlber Ortaylı hocaya rast geldim. Sohbetin bir yerinde konu, tarihi dizi ve filmlere geldi. “Tarihi realiteyi takip etmek zorunda değil bu yapımlar” dedi Ortaylı. “Lakin realiteyi takip etmiyorsun diye de cıvıtamazsın. Yeterince kültürün yoksa cıvıtırsın ve bayağılaşırsın” diye de bir durumu ortaya koydu. Türkiye’de çok az yapımda bu çizginin yakalandığını söyledi hoca... Onlardan biri de bir TRT dizisiydi. Ziya Öztan’ın ‘Bugünün Saraylısı’ vardı. Yani 30’ların Türkiye’sini çok iyi etüt etmiş. “Çok enteresan bir şey bu” diyerek övdü hocamız. Refik Halid Karay’ın bu eseri Ziya Öztan 1985 yılında TRT’ye dizi olarak çekmişti. Başrollerde Sema Yunak, Ahmet Mekin, Yaman Okay, Ahmet Sezerel, Gülsen Tuncer ve Fatoş Sezer yer almıştı. Ziya Öztan bir markaydı.
TRT’nin içinden mesela böyle bir isim çıktı mı? TRT’nin tarihi dizileri ya da dönem yapımları ne durumda?

Bayram sohbeti

Kanal D’de yeni sunucusuyla ekrana gelecek ‘Çarkıfelek’, Türkiye’nin sanırım en uzun soluklu yarışma programı... Onun yanına kimsenin yaklaşacağını zannetmiyorum. 6 Ocak 1975’te TRT’de başlamıştı ve programın ilk sunucusu Güner Ümit’ti. Bugüne kadar tam 15 kişi bu yarışmayı sundu. En renkli ismi ise Mehmet Ali Erbil’di. Sekiz kere gidip gelmeli şekilde bu yapımı sundu. Buradan da bu vesileyle kendisine sıhhat ve afiyetler diliyorum.

Tantanalı günler

Şöyle bir geçmişe baktım da epey tantanalı günler yaşamış ‘Çarkıfelek’ programı. Hani klasik laftır, ‘Bu yarışma tek başına doktora tezi olabilir’ aynen öyle... Program, epey bir gezinti yaptı ve 12 kanalda yayınlandı. Bugün ise Kanal D’de izleyiciyle buluşacak.

Emre Karayel’le bitti

Bu akşam 16’ncı sunucu Onur Büyüktopçu’yla yeni bir sayfa daha açılıyor ‘Çarkıfelek’te... Emre Karayel iki yıla yakın yarışmadaydı ve daha mutedil bir tarzı vardı. Önceleri yadırganır gibi oldu ama şahsen alışmıştım. Büyüktopçu’yu

Setler durdu. Yeniden nasıl başlayacak, o konular konuşuluyor. Bu arada bazı yapım şirketlerinin zor durumda olduğundan da bahsediliyor. “Dizilerin yeni bölüm çekim takvimlerinde oynamalar, hatta bir yılı bulan ertelemeler söz konusu olabilir” deniliyor.

Senaristler ne yapacak?

Parrot Analytics, sektöre araştırmalar yapan bir uluslararası kuruluş. Verileri ciddiye alınan markalardan biri... Öngörüleri ilginç. Yeni senaryo işlerinin yüzde 5 ile yüzde 10 arasında oranla 2021’in ikinci yarısına ötelenmesi -bu rakam her yıl ortalama yeni işlerin oranı oluyor- söz konusu olabilir. Senaryo çalışmaları biten işlerin 2020’nin ikinci yarısında gelecekleri belli oluyordu sektörde. Bu süre, iptaller nedeniyle bilinmeyen bir zamana ötelendi. Haziran ve ağustos periodlarında yayınlanmak üzere şu sıralar post prodüksiyon çalışması bitirilmesi gereken işlerin de bilinmeyen bir zamana ertelenebileceği belirtiliyor raporda.

Yapımların yeni bölümleri

Devam eden dizilerin yeni bölümlerinin de olması gereken zamanda çekilememe durumu var. Hatta bir

Eskinin yeni olduğu bir düzen bir yaşam biçimi bizi bekliyor. Televizyon da bu karmaşık garip ama gerçek yeninin yeniliklerine ayak uydurmaya çalışıyor. Bir yanda ‘yeniden keşfedilmenin’ heyecanı, öte yandan ‘şimdi ne yapmalı da bu fırsatı kaçırmamalı’ telaşında... Bizde 1-2 deneme yapıldı ama hâlâ eski eskinin alışkanlıkları devam ediyor. Peki eski yeninin ekranı nasıl olacak?

Covid-19 sonrası ekran

- Yeni zorluk televizyon yayıncılığındaki yeni standartlar. Yöneticiler her zamankinden daha atik olmak zorunda ve karar verme konusunda hızlı davranmalı... Yani, ‘akşam bir diziyle idare ederim’ devri bitti galiba!
- Yapım tercihleri değişti. Yeni içerikten çok, ertelenenlerin bitirilmesi önemli.
- Yayıncılar program saatlerinde bazı açıklarla karşılaşacaklar. Programların zamanlaması mesela. Bunun yeni program fanları yaratarak canladırmak ve ilgiyi çekecek cazip yeniden adlandırmalar bularak kitleyi yakalamakla mümkün olacağı söyleniyor.
- Program ve dizi dağıtımcılığında (yani pazarlama) içeriklerin optimize edilmesi çok önem

Baştan söyleyeyim TRT Spor’un arşivlerini bu dönem kadar açtığı olmamıştı. Bize ekranda sunulan hizmet için büyük bir çalışma yapıldığını bantların tek tek elden geçtiğini biliyorum.
Biz oturup izliyoruz da o aşamaya gelene kadar harcanan emek saatler sürüyor. Bu arada bazen kaçan durumlarla karşılaşmak mümkün. Bunu örnekte gördük. 2010 Ziraat Türkiye Kupası yarı final Trabzon-Antalya maçı kendi akışı içinde devam ederken, birden reklama girildi ve ardından Newcastle-Arsenal maçının ikinci yarısı ekrana geldi. Bir süre böyle gitti. Sonra, tekrar kupa maçına döndü.
Alanzinho’nun sevincini gördük, tekrar görüntüde. Meğer biz öteki maçı izlerken gol olmuş anlaşılan! Sonra nasıl olduysa kaldığı yere döndü maç. 61’inci dakikada kalmış böylece anlaşmış olduk.
Gol 65’inci dakikada geldi. Bu vesileyle golün nasıl olduğunu izledik. Tüm bunların yaşanmasının teknik açıklaması ilginç olur diye düşünüyorum.

KEMAL SUNAL YİNE İLK SIRADA