“İlk defa Batı medyası, Irak’ta olanları bizzat Iraklılar’ın gözüyle anlatan bir dizi çekti”... D-Smart’ta ekrana gelecek olan ve birçok Batı ülke televizyonunda yayınlanacak ya da yayınlanan ‘Baghdad Central’ (Merkez Bağdat) ile ilgili yorum böyle. ARTE kanalıyla İspanyol Movistar ortak çalışması bir yapım... Irak’ın ABD işgali ve sonrasında yaşanan bir polisiye hikaye.
Eliott Colla’nın aynı adlı romanından. Kimdir Eliott Colla? Arap edebiyatı ve kültürü konusunda uzmanlaşmış halen Georgetown Üniversitesi Arap ve İslam Araştırmaları Bölümü’nde doçent. Birçok ünlü Arap edebiyatçının eserlerini çevirmiştir. Bir ayağı Washington, bir ayağı da Orta Doğu’da yaşıyor. İlk polisiye romanı. Irak’ı çok iyi tanıyan gündelik yaşamını bilen bir isimden çıkıyor bu roman. Bizde de ‘Bağdat Merkez’ olarak Türkçeye çevrildi. ‘Özgürleştirme kisvesi altında tarumar edilen o güzelim kentin ve orada yaşayan insanların hüzünlü
Yaz dönemi dizileri olunca, kadın oyuncular ‘romantik-komedi kadın oyuncu’ listesine girer. ‘Çatı Katı Aşk’ın oyuncularına bakınca, durum ortada; Furkan Andıç, Ezgi Şenler, Yiğit Kirazcı ve Nilay Deniz başrolleri paylaşacak. Şenler bu vesileyle işte söz konusu listeye girecek. En yakın rakibi, görünen Özge Gürel. Dizi, temmuz başında ekranda olacak. Şenler’in dizi listesi öyle kabarık değil. Bu yapım, ‘önünü açacak’ işlerden biri olabilir.
Senaryo son sözü söyler
Fragmana baktım, bir kenara koydum. Cengiz Bozkurt, Levent Ülgen, Günay Karacaoğlu, Ulviye Karaca, Beyti Engin ve genç arkadaşlar... Bu ekipten iyi iş çıkar. ‘Gençliğim Eyvah’ bir kere daha senaryonun ne kadar önemli olduğunu gösterecek bir iş olacak. ‘Vatandaşın beğenisi’yle ‘mizahın incelikleri’ dengesinde durabilecek mi? Dijital ortamda olsa espriler daha rahat olur. Ama iş açık kanalda olunca, eller kollar biraz bağlanıyor!
‘Diziyi tamamlayalım’
‘Zalim İstanbul’, yeni
Acun Ilıcalı’nın saati, 1 milyon üzerinde bir fiyatta... Haberlerde vardı. Okurken, babamla yaptığım bir sohbet geldi aklıma. Yatları görmüştüm iskeleye demirli, ortaokul sıralarıydı. Zenginler biniyordu ya yatlara. Babam yatlarla ilgili, bir gün yazarların da kıymetinin anlaşılacağını ve bu yatlara onların da bineceğini söylemişti. Hatta yakın dostumuz bir önemli yazarın adını vererek söylemişti.
Yani onların da emeklerinin karşılığında ‘iyi yaşamaya’ hakları vardı. Biz de pek öyle olmuyor. Yazarın bahçeli bir evinin olması kabul görmez bizde. Yazar aç gezmelidir. Parayı dizi oyuncusu, televizyon sunucusu, şarkıcı, futbolcu kazanır. Şair, yazar, tarihçi, filozof, klasik müzikçi, saz ustası, caz ustası ve tiyatrocu, kıt kanaat geçinmelidir. Çok satan kitap hallerinde bile bu böyledir.
IRKÇI KARŞITI DİZİLERDE PATLAMA
‘Dear White People’ ve ‘When They See Us’ ırkçılıkla ilgili dizilerden... İlkinin izlenme oranı yüzde 329 artmış. Diğeri yüzde 147... Donald McKinley Glover, Amerikalı oyuncu, senarist ve müzisyen
DMAX, cuma günü ‘Popcorn Kuşağı’ adında bir film kuşağı açtı. Burada oynayacak filmleri izleyici seçiyor. Her hafta iki film öneriyor kanal. Önümüzdeki hafta ‘Jonah Hex’ ve ‘Süper Polis 4: İlk Vuruş’ arasında seçim yapılacak. Peki katılım nasıl? Verilen bilgiye göre 20 binin üzerinde. Nereden yapılıyor? Ağırlıklı olarak kanalın web sitesinden. Pazarlama dedikleri böyle bir şey. Şimdi oturup o filmleri teker teker oynatsan bu kadar ilgi olur mu? Ama allayıp pullayınca, iş değişiyor. Bu anlamda DMAX örnek gösterilebilecek bir proje üretmiş. Filmleri ekranda göstermek başka ‘pazarlayıp güzel bir hediye kutusu içinde sunmak başka. Eskiden ‘kuşaklar’ vardı. Gerilim, korku vs... Az yapılır hele bizde...
POPÜLER KÜLTÜR ÜZERİNE BELGESELLER
D-Smart GO, kapıları yerli belgesellere açtı. Yelpaze geniş. Müzik üzerine değişik çeşit belgesel sayısı çok azdır. Müjde Yazıcı Ergin imzalı ‘Sert Ünlüler’ belgeseli onlardan biri. Fuat, Eypio, Şanışer, Saian, Patron ve Pi
Salgın arasında bizde olduğu gibi başka ülke televizyonları da ‘Nostalji maçları’ yayınlıyor. İngiliz ITV televizyonu da onlardan biri. Farklı bir sistem uyguladı. TV’nin web sitesinden erişilebilen isteğe bağlı bir çevrim içi video hizmeti olan ITV Hub, 1996 İngiltere’de oynanan Avrupa Şampiyonası karşılaşmalarını yayınladı.
Bazı maçları ITV 4 ile birlikte verdi. Ve ITV 4, bugüne kadar görmediği izlenme oranlarını yakaladı. İskoçya-İngiltere maçını 1 milyon 100 bin kişi izledi.
Bu kanalın 2019 Temmuz’dan bu yana en yüksek oranı. Yine İngiltere-İsveç maçı, 700 bin kişi, İngiltere-Hollanda karşılaşmasını 500 bin kişi izledi. ITV Hub uygulamasından izleyenlerin yaklaşık 600 bini bulduğu açıklandı.
Mayıs ayında başlayan Bundesliga’nın maçları TRT Spor’da 300 bin barajını geçti. M. Gladbach-B. Leverkusen maçını 321 bin 33 kişi izledi.
W. Bremen-M. Gladbacah maçını ise 260 bin 59 kişi izledi. TRT Spor’da mayıs ayının en çok izlenen iki maçı... Nostalji maçlarında sanırım rekor Arjantin-Hırvatistan 2018 Dünya
‘Payitaht Abdülhamid’, koronavirüs sonrası yeni dizi setleri günlerinde merak edilen bir yapım. Malum 65 yaş durumu var. Merak edip, sordum. “Biz sezon sonu hikayesini bağlayabilmek ve yeni sezona yarım kalan hikayeler olmadan güçlü bir başlangıç yapabilmek adına üç bölüm çekeceğiz. Bunları da pandemi şartlarına uyacak şekilde yazdırdık. Kalabalık olmayan sahneler, 20 yaş altı ve 65 yaş üstü olmayan oyuncularla” yanıtını aldım.
Aksiyon sahneleri ne olacak?
Bol aksiyon sahnesi olan yapımlardan biri ‘Payitaht Abdülhamid’... “Yakın dövüşten ziyade, çatışma ve patlama şeklinde sahneler hazırladık” diyorlar.
‘Haftaya paydos’
“Bu şartlara uygun hale getirip, iç içe çekip bölümleri, haftaya paydos edeceğiz” dediler. Şanslarının platoda çekim yapmaları bu şekilde kontrolün daha kolay olduğunu söylüyorlar.
‘Her oyuncuya sorduk’
Her oyuncuya sorulmuş, “Bölümde sizin karakterle ilgili yazalım mı, yazmayalım mı?” diye. “Yaş ortalaması
Acun Ilıcalı, Cüneyt Özdemir’in YouTube söyleşisinde dile getirdi. ‘Beyaz Show’a yeşil ışık yaktı. Ben de ufak bir araştırma yaptım. İzlenim şöyle; Beyazıt Öztürk, televizyonda şovunu yapmaya niyetli. Acun’un bunu dile getirmesi, cümleleri ‘diplomatik’ olmaması yani içten belirtmesi, bu isteğin samimi olduğunu gösteriyor. Böyle bir projenin hayata geçmesiyle, özellikle eğlence sektöründe hareketlenme olacağı söyleniyor. Bir çekince var, programın ‘prime time’ kuşağında ne yapacağı?
Salgın günlerinde gördük, ekranda dizi olmadığında ‘tekrarlar’ öyle pek izleyici çekmedi. Yeni bölümler ekrana gelse de izleyicide, ‘diziden başka projeler’e eğilim için psikolojik ortam müsait. Çok izlenen zaman diliminde bir ‘Beyaz Show’ sanki beklenen ortalamanın üzerine çıkabilir. İşin maliyet tarafı var. Burada Öztürk’ün ‘çok fazla’ para istemeyeceği kanaatindeyim. Çünkü kendisi de ekranı özledi. Ve bu
Yeni düzende setler çalışmaya başlıyor. “Peki nasıl olacak?” diye sordum. Sinema Televizyon Sendikası’nın hazırladığı 47 sayfalık çok geniş kapsamlı çalışma koşullarının anlatan bir kitapçığı var. Genel çizgileriyle yeni düzen dizi çekimlerinin çerçevesi özetle şöyle; daha dar bir kadro, kendi işini kendin yap gibi...
Kişisel köstümler kullanılsın’
Seçtiğim bazı çarpıcı yenilikler şöyle;
- Çalışma saatleri bir saat yemek molası hariç 11 saati aşmamalıdır.
- Kalabalık sahnelerden kaçının.
- Projelerde ekip ve oyuncu sayısı olabildiğince düşük tutulmalı.
- Sette kahvaltı olmayacak. Tek öğün yemek verilecek. Kapalı aperatifler bulundurulacak.