Star TV’de ‘Duymayan Kalmasın’ başladı. Mesut Yar, Seren Serengil ve Deniz Akkaya magazin gündemini konuşuyor. Magazin malzemeleri bol isimler. Bu açıdan ‘tüyo’su da bol oluyor. ‘Bülent Ersoy’un genç sevgilisi ve kayınvalidesiyle (öyle dediler) çıktığı tatille’ ilgili yorumlar yapıldı. Bu arada sevgili 25 yaşında.
‘Parasını yiyorlar’
Konu ister istemez Ali Ağaoğlu’na geldi! Bir karşılaştırma yapıldı. Seren Hanım: “Hem yaş farkı olup hem de menfaat işin içine giriyorsa olayın şekli de değişiyor. Bülent Hanım birini sevebilir. Ama Ali Ağaoğluyla beraber olanlar, Ağaoğlu olduğu için beraber oluyorlar, onun parasını yiyorlar” dedi. Deniz Akkaya bu duruma şiddetle karşı çıktı. “Ersoy’un yemiyorlar mı?” Seren Hanım farkı şöyle anlattı: “Ver bana diye parasını yemiyorlar. Bülent Hanım çok bonkör (eli açık yani) bir kadın. Hediyeler alabilir,
‘al eline para’ demiyor.”
‘Benzeşiyorlar’
Akkaya her ikisinin de aynı olduğu kanaatinde: “Ali Ağaoğlu da öyle demiyor canım. Onun aldığı hediyeler var ve çok ciddi hediyelerden bahsediyoruz. İkisinin durumu benzeşiyor.” Bu durumda sayın Ersoy’la sayın Ağaoğlu’nu bir televizyon programında ağırlamak lazım. Bu önemli konu ancak böyle aydınlığa kavuşur.
AMA
‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın yeni sezonunun ilk bölümü FETÖ’yle açıldı. Darbe girişimi öncesi duyumlar, “İç savaş çıkacak” iddiaları ve uçan F-16’lar... Ev ahalisi: “Sezonu cemaatten bahsederek bitirselerdi ‘Vay be’ derdik. Ama olmuş bitmişi anlatıyorlar. Fazlasını biliyoruz. Bundan sonra ileriye dönük anlatacaklarını bekleyeceğiz” dedi. Geçen sezon dizinin ‘siyasi’ öngörüleri vardı. Onlardan biri yazıma konu olmuştu. Tesadüf, bugünlerin yakınından geçiyor.
‘Her sene darbe olurdu’
‘CIA’in Dediği Olsaydı’ başlıklı yazımda (4 Şubat - 2016) diziden bir sahneyi ele almışım. Davut Bey Ünal’ı ziyarete gidiyor. “Suriyeli mülteciler Iraklı mülteciler Avrupa’yı darma duman edecek. Teröre destek veren herkes bunun bedelini ödeyecek.
Bu bedeli ağır ödeyen ve günahsız ödeyen biz, bu durumdan sıyrılırsak işte o zaman çok şey değişir.” Ünal ise: “Buna CIA izin vermez” Davut Bey, “Eğer CIA’in her dediği olsaydı bu ülkede her yıl darbe olurdu” diyor. Aslında bu söz, bugün yaşananların
bir teğet geçişi gibi olmuş.
Silah işiyle uğraşan mafya
Tipi, “İsmi bilinmedik adamlar silah fabrikası alıyorlar, barut fabrikası alıyorlar
Ay Yapım ‘İçerde’ dizisi için Show TV’yle bir yıllığına anlaşmış. Çok izlenen ve iddialı bir dizi için beklenmedik bir durum. “Sevenlerini üzen karar” diye verildi haber. Yerinde bir karar ve milat olsun diyorum. Bir yerden başlamak lazım bu ‘film gibi dizi’ sistemini yıkmak için.
Piyasanın en çok bilinen senaristlerinden birine sordum bu durumu.
‘Hikaye kadar süren iş’
Şöyle bir tanım yaptı: “Bence doğru bir karar. Seyirci de, sektör de alışmalı artık hikaye kadar süren işlere. Öbür türlü uzatmak için acı çekiyoruz biz senaristler.”
Dizi hâlâ ham
Dizide aslında bir şeyler var ama tam da ortaya çıkamadı havası sezinliyorum. Mesela ‘Şeref Meselesi’ durumu olmasın iki kardeşte... O gizem sürmeli. Bıçak sırtı bir senaryo. ‘Ezel’le karşılaştırılıyor. Yanlış. O başka bir işti. ‘Kerpeten’den eser var mı? Davut’un alakası var mı? Şu üç bölüm sonu hani tam rolüne hakim sınırlarını çizen sürpriz bir isim oldu; Hasan (Yıldıray Şahinler). Celal Duman (Çetin Tekindor) o ilk bölümdeki satırla et doğrama sahnesi dışında etkisiz kaldı. Mustafa Uğurlu da öyle. Damla Colbay idare ediyor. Bensu Soral son bölüm oyunculuk imtihanıyla sahnelerde, ‘benim daha olmam için zaman lazım’ sinyalini verdi.
‘Arkadaşlar İyidir’de ne hoş ne güzel düşünülmüş bir sahneydi...
Seda evde siyah - beyaz dönemin önemli filmlerinden ‘Yalnızlar Rıhtımı’nı izliyor. Ses gidiyor, düzeltmeye uğraşıyor, olmuyor. Turgut Özatay’la Çolpan İlhan’ın sahnesi. “İçmeyince böyle olacaksın işte” cümlesinde takılıyor. “Böyle olacağım evet, sen bunu asla göremeyeceksin” diye kendi kendine söyleniyor Seda. Aslında görüntü üzerine konuştuğunu fark ediyor. Bir nevi dublaj. Kapı çalıyor. Gelen, Eren. Sesi düzeltmeye uğraşıyor olmuyor. “Böylesi daha eğlenceli kendi kendime dublaj yapıyordum” diyen Seda’nın teklifi Eren’in de hoşuna gidiyor: “Hadi başlat, dublaj yapmayacak mıyız?” Sahnede Çolpan İlhan ile Sadri Alışık. Kumsalda kumdan kalenin önünde uzanmışlar birbirlerinin gözlerine bakıyorlar. Seda ve Eren, filmin sesi oluyorlar. “Aramızda arkadaşlıktan başka bir şey olamaz” Eren’in filme dair son sözü. Sadri Alışık Çolpan İlhan’ı öpmek için ona doğru eğiliyor. Eren kumandayı alıyor, kareyi donduruyor. Ev ahalisi, “Ne güzel düşünmüşler böyle bir sahneyi” demeye kalmadan müzik başladı. Yani klip zamanı. Ee yani şimdi oldu mu? Bu kadar dokunaklı, her şeyi anlatabileceğin bir zaman dilimini yakalamışsın, bırak Eren
‘Tatlı İntikam’ yenilenmiş haliyle başladı. Ev ahalisi ‘ağır ve ağdalı’ buldu. Lokantada Pelin’le Barış buluşuyor. Kamera önce Beethoven ‘Ay Işığı’ sonatı çalan arkası dönük bir kardeşimize dikkat çekmemizi istedi. Sonra Pelin girdi ve rezervasyonu yapılmış masaya gitti. Bütün lokanta yemekle meşguldü.
Pelin’in dikkatini piyanist çekti. Mecbur çekecek çünkü o piyanist, bizim yetenekli bay Barış. Pelin’in “Piyano çaldığınızı bilmiyordum?” sorusu bizim Barış için büyük fırsat; “Beş yaşından 17 yaşına kadar ders aldım. Sonra üniversite, yurt dışı, yüksek lisans vakit olmadı.” Hem uzun zaman piyano dersi almış, üniversite yetmemiş yüksek lisans hem de yurt dışında bunları
yapmış, yani dört dörtlük çocuk!
“Uzun zamandır çalmıyordum, senin bundan etkileneceğini düşünmüştüm” lafını senaryo söyletmemeliydi. Hareketin kendisi durumu zaten kabak gibi anlatıyor. Sonra lokantanın satış işi konusuna geldik.
Bülent kabul etmiş Tankut’un imzası gerek. O bir yıldır ortada yok. “Buldun mu?”, “Gelip seninle görüşecek mi?” Cevap; “Geldi bile.” Ve müzik başlar nitekim! Lokantaya uzun zamandır kayıp ve motosikletten
inmeyen adam kaskı elinde siyah kıyafetiyle girer. Müzik devam eder o masaya
ilerler.
‘Familya’da Namık, Hare’ye sesleniyor: “Biz üç kişilik bir aileyiz. Yumurta tercihlerimiz farklı. Türkiye gibiyiz adeta mozaik gibi bir ailemiz var.” Yeni Türkiye’nin aile tarifi oluyor!
Ne laf ama!
‘Asla Vazgeçmem’in son bölümünde Nur, kardeşi Emin’e öğüt veriyor: ‘Kalbindeki ve yanındaki aynıysa aynada kendi gözlerine bile rahat bakabilirsin.” “Ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış” gibi yani!
‘Hiç gelesim yok Erol’
Yeni sezonda sektör, yeni formüller geliştiriyor. Dizi sanki yeni ama aslında eski. Oyuncu ya da hikaye tarafında değişiklikler yapılıyor. Kanal D’de ‘Tatlı İntikam’, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek yolların ayrıldığı ve hayallerin değiştiğini söylüyor. “Yeni yüz ve yeni hikayesiyle” diye bizlere müjde veriyor. İlker Kızmaz dizinin başrol karakterlerinden biri oldu. Fragmandan anladığımız, ciddi işlerle uğraşmaya karar vermişler. Romantik komedi, birden iktidar, hırs ve hesaplaşma olacak. Mesela ATV’deki ‘Kertenkele’, ‘Kertenkele Yeniden Doğuş’ oldu. Bana eski Yeşilçam aksiyonlarını hatırlattı. Kara mizah da var içinde. Başroller (Murat komiser
ve maskeli kızımız) dahil, ekibe 10 yeni oyuncu katıldı. Diğer karakterler devam ediyor. ‘Kaçın Kurası’ da ‘Rengarenk’ dizisinin devamı olarak hayatını sürdürme peşinde. Selin Şekerci projesi devam, sadece adı değişti. ‘İlişki Durumu: Karışık’ yerini ‘İlişki Durumu: Evli’ye devretti. Berk Oktay ve Seren Şirince’yle dizi tutarsa ‘İlişki Durumu: Çocuklu’ya doğru da gidebilir! Dizileri mantolamak olayı, bir başka formül olarak
bu yıl yoğun şekilde devreye sokuldu.
Son izlenme oranları
Değişimle yeniden ekrana gelen iki dizinin
Digiturk’ün yeni CEO’sunun Yousef Al Obaidly olduğu açıklandı. Sürpriz olmayan bir isim. Bunu BeIN Media Group Yönetim Kurulu Başkanı Nasser Al Khelaifi’nin açıkladığı yazıyor. Obaidly demek, bugün BeIN Sports demek. 2003 yılından beri bu grubun içinde yer aldı, Khelaifi’nin sağ kolu oldu ve yavaş yavaş yükseldi. BeIN Sports’un Bugün Fransa, Amerika ve Asya Pasifik ayakları ondan soruluyor. Türkiye’yi ve Digiturk’ü uzun zamandır gözüne kestirmişti grup. Paralı televizyon konusunda geleceği parlak ülke Türkiye. İnternet üzerinden içerik dağıtımında 2014 - 2020 arasında gelirlerini en fazla yükseltecek iki ülke var bu bölgede; Rusya ve Türkiye. Rusya için 795 milyon dolar, Türkiye için 219 milyon dolarlık bir rakamdan söz ediliyor (TV Digital Researche). Pay TV (Paralı Televizyon) abone sayısında da durum aynı. 2014 - 2020 arasında Rusya 8 milyon kişiyi, Türkiye’nin ise 2 milyon 370 bin kişiyi daha abone yapacağı öngörülüyor. Obaidly nasıl biri?
‘İşinde acımasız!’
Fransız Le Monde gazetesi kendisiyle yaptığı söyleşide şöyle bir tanımlama yapmış: “36 yaşında. Çok az konuşuyor. İşinde acımasız ve sadece bu grup için yaşıyor. Her an uçakta, uluslararası BeIN Sports’u denetliyor. Ayda bir