Sina Koloğlu

Esra Erol’un programında Mert kardeşimiz evlenmeye gelmiş. Tarzı bir nevi Halil Sezai gibi... Anlaşılan bu hali ‘sıra dışı’ (!) bulunmuş. Esra Erol, “Mert’in tarzını göstermek istiyorum. Şahane tarzın var” diyerek ortaya çıkardı. Mert, bol siyah şalvarı, siyah postalı, tişörtü ve boynunda yemenisiyle arz - ı endam eyledi. “Bir kaç tepki aldım. ‘Ben evlenemezmişim’ diye. Görüntüm böyle olabilir. Türk halkına aykırı olduğumu düşünmüyorum. Kapalı bir kadın bile beni yanına yakıştıracaksa asla hayır demeyeceğim” dedi. Erol, “Sadece giyim tarzın farklı, içindeki adam sensin” diye ekledi.

‘Biz Osmanlı kökenliyiz’

Karşı görüşteki Mehmet Bey kardeşimiz: “Esra Hanım ne yazık ki Batılılaşıyoruz (Mert kardeşimizden yola çıkıyor tabii ki). Ben, bunu içim acıyarak söylüyorum. Biz Osmanlı kökenli bir milletiz. Ve gençlerimiz Batı’ya o kadar hayran ki resmen ülkemiz Batılılaşıyor şu an.”

Noktayı Erol koydu: “İnsanların hayat görüşleri, yaşam tarzları ne olursa olsun bu ülkede yaşayan, bu ülkeye hizmet eden, ülkeyi canı gönülden seven insanları kucaklarım, vatan haini olmadığı sürece.”

Daha önce de yazmıştım bu programların ülkenin ruh halinin nasıl olduğunu anlatması açısından ‘sosyolojik örnekler’

‘Kara Sevda’nın tekrar bölümü geçtiğimiz pazar günü Star TV’de ekrana geldi. İlk karede Nihan’ın “Emir’le bir bebeğimiz olacak, çirkin ithamlarda bulunanlala mahkemede görüşeceğiz” lafını duyunca “Yine bebek. ‘Bebeğimiz olacak’ cümlesi yine dizilerde” diye bir ses yükseldi ev ahalisinden.
Emir ölümden dönmüş yatakta, resmi geçit gibi odası... Zeynep ağlamaklı, “Bebeğimizi düşürdüm ben Emir” diyor. Emir gaddar: “Ozan’la bebeğinizi düşürdünüz. Abin (Yani Kemal) beni vurmadan önce test sonuçlarını öğrendim. Bebek Ozan’dandı” diye gerçeği kızın yüzüne vuruyor! Zeynep: “Her şey senin yüzünden oldu” demeye kalmıyor kapı açılıyor: “Peki senin yüzünden yaşananlar Zeynep?” diye Asu ablamız araya giriyor. Şaşkın bakışlar arasında kumandayı alıyor.
Magazin programından ses yükseliyor: “Geçtiğimiz günlerde ortağı tarafından vurulan Emir Kozcuoğlu baba oluyor” diye flaşı patlatıyor. Sonra Nihan etrafı gazetecilerle sarılmış yazının başındaki lafları söylüyor. Zeynep, “Nihan hamile mi?” diye sormadan edemiyor. Yani ‘Kara Sevda’ da bebek, test ve hamilelik üçgenindeki dizilerimizden biri!

SADECE AKSİYON OLSUN YETER!

Show TV’den bir haber: Eskişehir’de bildiri okumak isteyen gençlere

Netflix yerli dizi işine girdi. Medya sağlayıcısının Türkiye’den beklediği çok şey var. Yani abone sayısında ümitli. Haksız değil ama bir konunun altını çizmek lazım; Netflix’in abone profili çoğunlukta yabancı dizi izleyenlerden oluşacak.

Bünyesine kattığı yerli diziler açıklandı. Bu kitlenin çoğunluğunun bizim televizyonlarda yayınlanan dizilerle arası pek iyi değil. Örneğin ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar
Olmaz’, ‘Adı Mutluluk’, ‘Gönül’, ‘Kış Güneşi’, ‘Kiraz Mevsimi’, ‘Huzur Sokağı’ ve ‘Yeter’ gibi diziler bana göre yanlış seçimler. Peki neler olmalı?

‘Behzat Ç.’ şart

‘Behzat Ç.’, ‘Galip Derviş’, ‘Avrupa Yakası’, ‘Kuzey Güney’, ‘Kardeş Payı’, ‘Geniş Aile’, ‘Ayrılsak da Beraberiz’, ‘Hatırla Sevgili’, ‘Süper Baba’, ‘Poyraz Karayel’, ‘Kanıt’, ‘46 Yok Olan’ ve ‘Sana Bir Sır Vereceğim’ ilk aklıma gelenler.

Farklı projeler olabilir

‘Acayip Hikayeler’ dizisi vardı. Bizim televizyon izleyicisinin tadına pek uymadı. Ama Netflix için uygun bir proje. Galip Tekin’in fantastik hikayelerinden oluşan bir diziydi. Bu medya sağlayıcısında bundan böyle farklı işlere imzalar atılacak gibi görülüyor. ‘House of Cards’ın yerli hali olabilir mi? Sorun para. Oyuncuya, senaryoya yönetmene parayı verdin mi,

‘Kiralık Aşk’ İtalya’da başladı. Bir süre dublajlı İtalyan dizisi izledik. Eski İtalyan evinin balkonunda vücut gösterisi yaptı Barış Arduç kardeşimiz. Neyse sonra ülkeye dönüş yaptılar!

Böyle deneyelim

Yeni bölüm özette “Renk, altı ay önce kalbini İzmir’de defnetmiş, kendini sadece işe vermiş” deniliyor. ATV’de ekrana gelen ‘Rengarenk’, yedi bölüm sonra final yaptı, ardından sanki devam ediyormuş gibi ‘Kaçın Kurası’ oldu. Ev ahalisi, “Tutana kadar dizi mi yapacaklar?” dedi.

Ne olacak çocukların hali?

Sahne, hemen kayaların önünde. Karşıda Bozcaada Kalesi. Işıkların rengarenk izdüşümlerinde, başka bir gezegen dekoru.

Bu yıl ilk yapılan Salhane konserlerinde grup olarak çaldık (Bulutsuzluk Özlemi...) Küçük sokakları, kendi halinde lokantaları ve köşe başında şarap dükkanlarıyla ilk anda beni Mazhar’ın Bodrum’una götürdü. Tam da ‘Kaç kişiydik
o zaman bak / Kaç kişi kaldık şimdi’ havası.

Dokuz yıllık bir hikayesi var Salhane’nin. Eski bir mezbahayı mimar Bülent Sucu güzel bir mekana dönüştürmüş. Kışın şöminesi yanıyormuş. Balıkçısından, esnafına kadar ada efradı toplanıyorlarmış. İçerisi
yüksek tavanlı, denizin bitiminde...

Sonra kapanmış. Geçtiğimiz yıl ihaleye açılmış. “İstanbul’dan bir işletmeci yüksek fiyat verdi, hem de peşin ödeme yapacağını söyledi. Bu rakamın ada için haksız rekabet doğuracağını gördük. Belediye olarak işletmeye karar verdik” diyor başkan Dr. Hakan Can Yılmaz. Kendi halinde yaşarken bir bayram sonrası. Fazla yüklemeyi sevmiyor ada. Bağlarıyla, kendi kendine yeten, sakin
bir hayat sürdürme gayretinde...

Çiftlik evinde kalmak

FOX’un yeni dizisi ‘Familya’ marka aile dizilerinden biri. Uğur Yücel, bu minvalde devam ediyor. Yücel, yine bildiği, hayatta dikiş tutturamamış başına buyruk ve bir o kadar da feylesof adam rolünde. Dizinin ekibi sağlam. 2002 Dünya Kupası’yla başlaması ve bizleri İlhan Mansız günlerine götürmesi de ayrı bir keyifti.
İşte o golün şerefine atılan bir kurşun anneyi hedef alıyor. Evi terk eden baba, (Uğur Yücel) sonrasında kendi derdiyle yüzleşiyor.
Ölüm kapıda onu bekliyor. İki erkek, iki kız, dört çocuğuyla yeniden bir araya gelmek için kolları sıvıyor. Her birinin ayrı bir hayatı var ve “Bu buluşma nasıl olacak?”sorusunu sorduruyor. ‘Ulan İstanbul’un senaristi Uğraş Güneş’in kalemi, benim de beğenerek izlediğim dizinin izlerini ‘Familya’ya taşıyor. Uğur Yücel, çok fazla uzatmayı sevmez. ‘Aramızda Kalsın’ 52 bölüm, ‘Canım Ailem’ 62 bölüm sürdü. ‘Familya’ da bir aksilik olmazsa bu sayıya ulaşır diye tahmin ediyorum.

BU KADAR UZUN DİZİ OLUR MU?

‘Hayat Şarkısı’ yeni sezon ilk bölümde sona yaklaşırken ev ahalisinden “Yahu bu kadar da uzun olur mu, resmen bayıldık” sesleri yükseldi. Reklamsız saatlerce devam etti. Senaristin, oyuncunun, yönetmenin canı bir yere kadar dayanır.

Show TV’nin yeni dizisi ‘İçerde’de rol alan Çağatay Ulusoy için ev ahalisi: “Romantik rollerden sıyrılıp sert bir karakteri de oynayabileceğini göstermiş” dedi. Durum böyleyse sanırım dizi amacına ulaşmış demektir. Hani sadece bu yeterliyse... Çetin Tekindor, Mustafa Uğurlu, Rıza Kocaoğlu ve Yıldıray Şahinler neredeyse ‘emrindeydi’ genç oyuncunun.

Aras Bulut İyinemli ne yapıyor? Bende, biraz fırlama, içten pazarlıklı bir karakter hissi uyandırdı. Çağatay Ulusoy’un dövüş teknikleri üzerine ders alması gerekir. Mesela bir hapishane sahnesi vardı. Sarp, (Çağatay Ulusoy) kendisine saldıran gardiyanları pataklıyor. Bu sahne, ev ahalisine hiç inandırıcı gelmedi. Gecenin sosyal medyada en çok konuşulan dizisi olmuş. Hayranları bol. Belirttiğim üzere dizinin kadrosu sağlam.

Çağatay Ulusoy’un geliştirdiği oyunculuğu ve Aras kardeşimin de ilerleyen bölümlerde daha fazla olaya girmesiyle dizi toparlar diye düşünüyorum. Ama “Yılın buluşması olmuş demek” mümkün değil.

Bu sahne etkiledi

Ev ahalisi olarak mıhlanıp izlediğimiz bir sahne vardı; Celal’in (Çetin Tekindor) kebap dükkanında “Bak şimdi Ahmet Bey kardeşim, kuyruk yağını kattıktan sonra bir daha kıyarsın” diye adama bir bakışı vardı ki

Tarık Akan’ın vefatının ardından ‘Star olmak nasıl bir şey?’ konuşulan konulardan biri oldu. CNN Türk’te sinema yazarı Şenay Aydemir, Nevşin Mengü ile Tarık Akan’dan bahsediyordu. “Böyle bir star gelir mi?” sorusu da soruldu. Kenan İmirzalıoğlu’nun adı geçti. Yeni kuşaktan zamana kalacak isimler arasında en yakın onun ismi geçiyor. Bir ölçüde ben de katılıyorum. Bir dip not: Yüzü olduğu reklam firmaları konusunda düşünmesi lazım.
Bu ‘reklam yüzü olma’ işi tabii ki sadece ‘duygusal’ biliyorum ama ‘star olmanın’ karşılığı var, bazı konularda disiplin şart! Karizmanın çizilmesi açık alandır, reklamlarda... “Param gelsin, şöhretim gittiği yere kadar gitsin” diyorsa söylenecek fazla bir şey yok. Ama CNN Türk’te adı Tarık Akan’ın vefatıyla ilgili bir programda geçiyorsa, bir durup düşünmesinde yarar var diyorum.
Yani hâlâ şansı var.

GÜNLÜK DİZİ YILDIZI

Günlük dizilerde oynamak galiba ayrı bir uzmanlık alanı oluyor. Biteviye bir