Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, üç yıla yakın bir zamandır bekletilmesine karşılık, “Kesin çıkacak” dediği, Yenilenebilir Enerji Kanunu,(YEK) TBMM’nin 5 Kasım 2010 günü yapılan oturumunda buharlaşmıştı!
Son üç yıldır, enerji piyasası bu kanunu bekliyor.
Ortada çok ciddi bir iddia dolaşıyor; “Hükümet, doğalgaz ve petrol lobisine yenik düştü!”
Petrol ve doğalgaz ithalatına yılda 40 milyar dolar fatura ödeyen hükümetin; güneş/rüzgâr/jeotermal gibi yerli enerji potansiyelini, yatırıma dönüştürmek konusundaki isteksizliği başka nasıl yorumlanabilir; bilmiyorum.
Ona verme, bana ver!
Yıldız, dün TÜSİAD’ın ev sahipliğinde düzenlenen “World Energy Outlook 2010” raporunun tanıtım toplantısında, enerji çevrelerinin duymak iste-me-diği açıklamayı yapmış:
“Rüzgârda fiyatta yükselme olmayacağını bir kez daha söylüyorum. Şu anda rüzgârda verdiğimiz alım fiyatı, yatırımcıların yatırım yapmasına mani olacak bir fiyat değil, tam tersine ‘Ona verme, lütfen bana ver’ dedirtecek bir fiyat.”
Konu HES’e (Hidroelektrik santral) gelince Yıldız’ın negatif enerjisi yükseliyor ve bu kez sormaya başlıyor:
Niçin Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanamıyor olsun? Sahi ya “Niçin?!”; Niçin, YEK Kanunu’nu çekiştirip duruyorsunuz?
Teklifi geri çektiler
Sanki, “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerine konuşmak serbest, oylamak yasak...
Teklif ile yenilenebilir kaynak alanlarının belirlenmesi, korunması ve kullanılmasına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesi; belirlenen yatırım alanlarının imar planlarına işlenmek üzere Elektrik Etüdleri İdaresi tarafından ilgili makamlara bildirilmesi öngörülüyordu.
Oysa TBMM Genel Kurulu’nda “Teklif” görüşmesi sırasında; gruplar ve şahıslar adına yapılan konuşmaların ardından, maddelerin görüşülmesine geçilecekti ki; buna fırsat kalmadı.
Çalışmalara 9 Kasım’a kadar ara verildiği açıklandı.
Tutanaklara baktığımızda teklif görüşülürken söz alan MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, konunun nasıl kilitlendiğini şöyle anlatmış. “Sabah gruplar bir araya geldik. Ortak mutabakat aradık. Bir çok konuda anlaşarak, gruplar olarak destek vereceğimizi söyledik. Ama az önce aldığımız bilgilere göre mutabık olduğumuz konular anlaştığımız şekilde buraya gelmeyecek. Sabah HES’te 5.5, RES’te (rüzgar) 5.5, jeotermalde 8, biyo kütlede 10, güneşte 10 euro cent olarak getirildi. Tartışmalar sonunda HES için 6.5, RES için 7, jeotermalde 8, biyo kütlede 12, güneşte 15 euro cent alım garantisi önerdik. Bu fiyatlar üzerinden anlaşma sağlanmış gibiydi. Ancak bu fiyatların değişmeyeceğini örgendik. Bu durumda yenilenebilir enerjiye teşvik vermemiş oluyoruz.”
Mevkidaşlarını bile kandırıyorlar; ne ayıp!
EPDK’nın yerine şirket
Aynı gün şahıslar adına ikinci konuşmayı yapan CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın sözleri, Işık’ın duyumlarını doğruluyor:
“Sabah davet edildik. Bir de baktık ki, komisyonda görüştüğümüz ne varsa çıkarılmış. Buna yönelik önergeler hazırlanmış. Sebebi de ‘EPDK denetim yapamıyormuş. Lisanslı denetim şirketleri denetim yapacaklarmış’. Türkiye’de böyle bir şirket ve buna yönelik düzenleme yok. Ayrıca Komisyon’da kabul edilen fiyatlar eski haline getirilmiş, teklifin ilk halindeki rakamlara düşürülmüş. Niye şimdi eski haline getiriliyor? Yenilenebilir enerjiye destek vermeyeceğiz deyin daha iyi.”
Oturumda son sözü alan Yıldız, “Bu yatırımları yapalım ama hangi fiyatla yapacağımız da önemli” diyerek, son noktayı koymadıkları izlenimi veriyor.
Aynı konuşmasında “Özel sektöre üç-beş cümlem var: Bugün itibariyle 121 bin MW’lık başvuru, inceleme ve lisans alımı var. Türkiye’nin Kurulu gücünün 2.5 katı. Gayri ciddi yatırımcı aradan çekilmeli. Yatırım yapmayacak olanlar bizi meşgul etmesinler” diyen Yıldız’a kulak vermek gerekir.
Ayak altında dolaşan çok yatırımcı var. Gel de ayıkla pirincin taşını; “Bu ak”,“Bu kara”; kolay mı?