Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Metin Kalkavan ve Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Bayrak’ın ev sahipliğinde Tuzla Tersanesi’ndeydik.
İlk haberi vereyim.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın “Kredileri geri çağırmayın” sözleri, bankacıların bir kulağından girip öbüründen çıkmış.
GİSBİR Meclis Başkanı Kenan Torlak, “Bu sabah bankacılar (adı bende saklı, üç yerli banka) aradı, kredileri vadesinden önce çağırıyorlar. Onaylanmış kredimiz erteleniyor, 48 ay vadeli kredimizi 12 ayda kapatmamız teklif ediliyor” diyor.
Yılda 2 milyar dolar ihracat yapan sektörün Türk bankacılık sistemi içindeki kredi riski 5 milyar dolar civarında.
Bayrak ise daha acı konuşuyor:
“Gemi inşa sektörü yolcu!”
Küresel kriz de vurdu
Milliyet yazarlarını konuk eden gemi sanayicileri, Tuzla Tersanesi’ndeki işçi ölümlerinden sonra işsizliği ve iş kaybını tartışıyor.
İç piyasada düşük kur politikası ve tersanelerdeki işçi ölümleri karşısında “kapanma tehdidi ”yle karşı karşıya kalan gemi sanayicilerinin, sürdürülebilir rekabet gücünü kaybettiklerini belirten DTO Başkanı Kalkavan, küresel kriz nedeniyle de ikinci bir darbe aldıklarını vurguluyor.
Son yıllarda yalnız Türkiye’de değil, dünyada yükselen denizcilik sektörü de çok acı bir fren yaptı.
Dünyadaki gemi talebini yansıtan “Baltık Endeksi ” son 1.5 ayda “negatif ralli” yaparak 19.800 puandan, 2000’e geriledi. Temmuz ayından ekime gemi sipariş kapasitesi de 20 milyon dtw tondan, 8 milyon tona düştü.
Gemi siparişlerindeki bu azalma Türkiye’ye aynen yansıyor.
2008-2015 yıllarında teslimi öngörülen 13 milyar dolarlık 612 gemi siparişi, son 9 ayda bıçak gibi kesildi. Türkiye’de faaliyet gösteren 84 tersaneden 6 tanesi bu süre içinde 18 sipariş alabildi.
Gerçek sipariş ise 12 denebilir. Çünkü bunlardan 6 tanesi Yardımcı firmasına ait gemiler. Kızakta müşteri bekleyecekler!
İşçi çıkarmaya başladılar
Piyasa düşerken, sektör “suçlu ” aramaya çok istekli. Bulmakta da güçlük çekmiyor.
İşçi ölümlerinin önlenmemesi karşısında çaresiz kalan Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in “Gerekirse tersaneleri kapatırız” açıklamasına da ateş püskürüyorlar.
Siparişlerin kesilmesinde bu açıklamanın da payı olduğunu ileri sürüyorlar.
Çalışma Bakanlığı ile GİSBİR arasında sorun 27 Eylül’de yeni çıkan “Çalışma Bakanlığı Yönetmeliği” ile de derinleşiyor.
Bakanlık, tersane ölümlerinin artmasında rol oynayan etkenlerin başında disiplinsiz işleyen taşeron sistemini görüyordu. Bu nedenle de yeni yönetmelikte taşeronluk sistemini sınırlıyor.
Bayrak, “Bakanlık bu yönetmelikle kayıtdışılığı azaltmayı hedefliyor. İşçi ve işveren lehine hiçbir beklentileri yok ” diyerek sitem ediyor.
Eski AKP milletvekili ve armatör Cengiz Kaptanoğlu ise “Taşeronun SSK primini biz yatıralım, işçi güvenliğinden biz sorumlu olalım, ama taşeron oranını koruyalım” önerisi getiriyor.
Kaptanoğlu’nun önerisinin altında “sürekli işçi istihdamında zorlandıkları” gerçeği yatıyor. Bayrak zaten durumu özetliyor: İşçi çıkarmaya başladık!