DİYARBAKIR
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker ile Diyarbakır’da yaptığı toplu açılışlar öncesinde, Hasan Paşa Konağı’nda yaptığımız kahvaltıda yanıtını aradığım soru belliydi:
“Türkiye kendi kendine yeten 7 tarım ülkesinden biri midir? Bugün tarım ürünleri ithalatçısı durumuna düştüğümüz eleştirisi doğru mudur?”
Eker, “Ben bu soruyu soranlara, diğer 6 ülkeyi saymalarını istiyorum” yanıtını veriyor ve sonra da Türkiye’nin gıda ürünlerinde net ihracatçı olduğunun altını çiziyor.
CHP, geçtiğimiz günlerde Eker hakkında “Yanlış politikalarla çiftçileri işsizliğe ve yoksulluğa ittiği” iddiasıyla Meclis’te gensoru önergesi vermişti.
Önergedeki iddialara Eker’den tek tek cevap geldi:
1- Yılda 18 milyon ton olan buğday üretimi, geçen yıl 19.5 milyon tona çıktı. Yaklaşık 2 milyon tonluk bir devir stokumuz mevcut. Yine de, spekülatif fiyatlardan korunmak için TMO, piyasadan alım yaptı. Dünyada yüzde 80 oranında artan buğday fiyatında son 6 ayda, bizdeki artış yüzde 29. 5 oldu. Arpa dünyada yüzde 133, bizde yüzde 30 düzeyinde arttı. Pirinçte fiyatlar düştü. Mısırda da önemli artış yok. Şeker pancarında ürün durumu iyi.
2- Buğday unu ihracatımız ilk kez 2 milyar dolara çıkarak, dünyada bir numara olduk. Gıdada 5 milyar dolarlık dış ticaret fazlamız var. 161 ülkeye tarım ürünü ihraç ediyorduk, şimdi bu sayı 177 ülkeye çıktı.
3- Et fiyatları, hayvan ve et ithalatıyla belirli bir fiyat dengesine oturdu. Ette, 450 bin tonluk üretim var deniliyordu. Oysa, TÜİK rakamlarına göre 11 ayda kırmızı ette toplam 750 bin tonluk üretim tespit edildi. Şu ana kadar 60 bin ton et, 130 bin ton canlı hayvan ithal ettik. Perakende fiyatlarıyla kıyma ortama 19.27 liraya, kuşbaşı ise 21 liraya oturdu. EBK, büyük şehirlerde 100 franchise verecek.
4- TÜİK’in kırsal kesimde açıkladığı yoksulluk oranları (2002 yılında yüzde 34.48, 2009’da yüzde 38.9’a yükseldi) doğru değil, düzeltecekler.
CHP gensorusuna yanıt sanırım Tarım Bakanlığı yerine, Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) gelecek. Zira Bakan hem et varlığı, hem de yoksullaşma rakamlarının “düzeltilmesi” gerekliliği üzerinde duruyor.
“Kırsal Kalkınma”ya 27 milyar
Eker’le ilk kez Türkiye’den uzmanlar tarafından hazırlanan “Kırsal Kalkınma Programı” ve “Tarım Reform Paketi”ni de dinledik...
Hükümet, 2010-2103 dönemi için 14 kuruluş ve 9 bakanlıkla birlikte hazırladığı program için 27 milyar lira kaynak ayırıyor.
Nüfusu 20 binin altında olan yerleri “kırsal” olarak tanımlayan çalışmada; 100’e yakın faaliyet çeşidi benimsendi. Bunların arasında bilgisayar kullanımından, sağlıklı beslenmeye kadar çeşitli konularda yapılacak eğitimler ve yatırımlar yer alıyor.
Diyarbakır’da Türkiye’nin 7 bölgesine bağlanarak, canlı yayında yatırımı tamamlanan 3000 tesisin açılışını yapan Eker, “Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenesi Programı”na 2006 yılında başladıklarını belirtiyor.
Eker, “Buralarda yaklaşık 30 bin kişi çalışıyor. Diyarbakır’da 79 tanesi bitti. Bunların her birine yüzde 50 destek hibe sağladık. Tesislere toplam 566 milyon lira, 78 bin 122 makine ve ekipman için de 349 milyon lira hibe destek verildi. Yeni 3 bin tesisin daha kararnamesini çıkardık. 2011-2015’te bu proje devam edecek” diyor.
Toplam 14 milyar lira yatırım öngörülen GAP Eylem Planı için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sorumluluğuna 1 milyar 500 milyon lira verildiğini anlatan Eker, 2010 yılında 750 milyon TL harcadıklarını kaydediyor.
Kırsalda miras hukuku değişiyor
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün, Şanlıurfa’da bulunan “Bölge Müdürlüğü”, Diyarbakır’a alındı. Diyarbakır’la birlikte Bitlis, Muş, Van, Siirt, Şırnak ve Batman illerinde 2 milyon 60 bin hektar arazi toplulaştırması tamamlanacak. Toplulaştırılacak arazilerin 700 bin hektarı Diyarbakır’da bulunuyor.
Eker, “Sulama kanalları, kanalizasyon ve tarla yolları yapıyoruz. Bugüne kadar 17 bin kilometre tarla yolu yaptık. Toplulaştırma yaparken ortak yollar ve su kanalları için Hazine arazileri de kullanılıyor” diyor.
Türkiye genelinde 10 milyon hektar alanda toplulaştırma yapılacak. Türkiye genelinde 22 milyon parsel bulunuyor.
“Tarım reformunun” en önemli ayağı “medeni kanundaki” değişiklikle ortaya çıkacak. Eker “Tarla, toplumsal üretim aracı olarak tanımlanacak ve miras yoluyla bölünmesi engellenecek” bilgisini veriyor.
Feodal yapının çözülmesini sağlayacak medeni hukuk düzenlemesinin bölgedeki geleneksel yapının değişmesinde de çok önemli etkiler yapacağı açık. Örneğin tarla bölünmesin diye kızlar, akraba evliliklerine zorlanmayacaklar!
Bu işe aşiretlerin ne tepki vereceğini göreceğiz...