Kent rantının yüksek olduğu yerlerde tarihi binalar restore edilip, yeşil alanlar halkın hizmetine de açılabiliyor, biliyor musunuz?
İzmir Valisi ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Yönetim Kurulu Başkanı M. Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve İZKA Başkan Vekili Aziz Kocaoğlu ve İZKA Genel Sekreteri Dr. Ergüder Can, hazırladıkları “İzmir Kentsel Pazarlama Stratejik Planı” sunumu için, belediyenin 2008 yılında hizmet açtığı “Havagazı Tesisleri”nin bulunduğu 150 yıllık mekânı seçmiş.
Alsancak sahilinde, 24 bin metrekare açık alanda yer alan ve restorasyonu tamamlanan 8 tarihi binanın yerine, “Manhattan ” kondurmak isteyenlerin heveslerinin kursaklarında kaldığı belli...
İstanbul’da Dubaililere satılmak istenen İETT Garajı’nın yerinin yeşil alan olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Akdeniz çanağına oturdu
İZKA’nın kuruluş dönemi ile (2006-2008) İzmir’in EXPO 2015 adaylık sürecinin çakıştığını hatırlatan Ergüder Can, ABD’de ve Ortadoğu’yu da içine alan “marka kent” araştırmasını açıklıyor.
İzmir’in stratejik planını oluşturmak için açılan ihaleyi Art Grup, Wolff Olins, Blue Group, American World Services, TNS Global ve Kita Tasarım konsorsiyumu kazanmış. Konsorsiyum işe “algıyı” belirlemekle başlamış.
İzmir’de ikamet edenlerin yüzde 83’ü burada yaşamaktan mutlu. (Medyaya yansıyan İzmir eleştirileri demek ki dışarıdan gazel okumak oluyor.)
Türkiye’deki fikir liderlerinin yüzde 72’si İzmir’de yaşamak istiyor.
İzmir’i ziyaret edenlerin yüzde 84’ü tekrar geliyor, yüzde 81’i memnun ayrılıyor ve yüzde 74’ü “İzmir’i tavsiye ederim” diyor.
“İzmir bir insan olsaydı, nasıl kişilik özellikleri olurdu?” sorusuna “Bekâr, kadın, genç ve iyi eğitimli” yanıtları geliyor.
Kişilik özellikleri ise “Seçkin, eğlenceli, cana yakın (Hem seçkin, hem de cana yakın nasıl olunuyor onu anlamadım) çağdaş, dinamik, sevimli, görgülü, bilgili, kültürlü” olarak sıralanıyor.
İzmir’in rengi ise “mavi ” çıkıyor.
Stratjek Planı’n ana referans belgesi olan 2010-2013 İzmir Bölge Planı ışığında, İzmir’in kentsel pazarlama vizyonu “En çok mükafatlandıran Akdeniz şehri olmak” diye belirleniyor.
Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesi üzerinden “Egeli” olarak tanımladığımız İzmir, küresel kentsel pazarlama piyasasına “Akdeniz çanağında” servis ediliyor.
Vali Kıraç, İzmir’in EXPO 2020 adaylık süreci için “Takip Kurulu” oluşturulduğunu söylüyor.
100 milyon euro çekti
Kıraç, mevcut 26 Kalkınma Ajansı içinde İzmir’in aldığı mesafeyi “2010-21013 dönemini kapsayan İzmir Bölge Planı, DPT tarafından onaylanmış Türkiye’nin ilk Bölge Planı” sözleriyle vurguluyor.
Bölge Planları’nın onaylanmasında ya da içeriğinin oluşturulmasında yaşanan güçlükleri tahmin edebiliyorum. Bunları Dicle Kalkınma Ajansı’ndan dinlemek gerekir.
Kıraç İzmir’i; ileri teknolojiye dayalı sanayiler, yenilenebilir enerji, turizm, lojistik, tarım ve tarıma dayalı sanayilerin kalkındıracağını vurguluyor.
İZKA’nın bugüne kadar gelen 250’nin üzerindeki projeye 80 milyon lira civarın mali destek sağlandıklarını anlatan Kıraç, yürütülen iki programın 3 bin 600 kişiye istihdam sağlaması ve 50 milyon liranın üzerinde vergi geliri oluşturması bekleniyor.
İZKA bünyesinde kurulan, “Yatırım Destek Ofisi” ise, 6 ayrı yatırımcı ile son 2 yılda bölgeye 100 milyon euro civarında yatırım çekiyor.
Gediz deltası ve Agora
İZKA’nın ortaya koyduğu vizyon ve çalışmalar; gelecek kuşakların gözlerini yaşartabilir, ancak ben bugüne bakıp heyecanlanmak istiyorum,
O nedenle de Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun peşine düşüp İzmir’i geziyoruz... Anketlerde İzmir’e atfen söylenen “çağdaşlık imajının içini dolduran; insanlığın binlerce yılda biriktirdiği kültürel, tarihi, sanatsal değerlerine ve doğaya dokunuyoruz...
40 bin hektarlık Gediz deltasına kucağını açan Sasalı’daki, 425 metrekarelik alanda kurulan “Doğal Yaşam Parkı” ve içinde 288 kuş türünün barındığı 20 kilometre boyunca uzanan “Kuş Cenneti” mutlaka görülmeli.
Bu arada hükümetten tek kuruş beklemediğini ve tüm altyapı yatırımlarını yapacak parası olduğunu da vurgulayan Kocaoğlu, kamulaştırma bedelleri ile birlikte 30 milyon lira harcadığı “Agora Arkeoloji ve Tarih Parkı” kazılarını sürdürüyor.
Böyle giderse bir gün turistler, “İzmir’i nasıl bilirsiniz?” sorusuna, “Medeniyetlerin ayak izi” yanıtını verebilir.
