Otri, "Yarım yüzyıldır İsrail'in meydana getirdiği savaşlar bölgesel barışı tehdit ediyor. ABD güçle kendi projelerini uygulamak, doğal kaynakları çalmak, haritayı değiştirmek istiyor. Uluslararası hukuka karşı gelerek Suriye'nin Golan Tepeleri'ni işgal eden İsrail, Kudüs'ün başkent olduğu 1976 sınırlarına çekilmeli" dedi. Şam'daki "I.Türkiye-Suriye Yerel Yönetimler Kongresi"ne ev sahipliği yapan Suriye Arap Cumhuriyeti Başbakanı Naci Otri, İsrail ve Filistin'deki olaylarda komşuluk ve mantık diline vurgu yaparak, yakın coğrafyadaki sorunu çerçeveledi. Suriye'nin, İngiliz danışmanlık şirketi WYG'nin proje koordinatörlüğünde AB'den aldığı 18 milyon euro tutarındaki "Belediye Yönetimi Modernizasyonu" projesinin, Türkiye işbirliğinde gelişmesini amaçlayan panele konuşmacı olarak katılan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, hükümetin kamu reformu alanında çıkardığı yasaları ve çalışmaları aktardı.Şam'daki toplantıya Türkiye'den 200'ün üzerinde katılım oldu. 18 milyon nüfuslu Suriye'nin 6 büyük kenti ile İstanbul ve Gaziantep başta olmak üzere, Türkiye'deki şehirler arasında "kardeşlik" protokolleri oluşuyor. Suriye Yerel Yönetimler ve Çevre Bakanı Hilal el Atraş, Cumhurbaşkanı Ahmet
Enerji sektöründe "birinci" sınıf oyunculuğa soyunan, aslında elektronik mühendisi olan Erdal Aksoy'u tarif etmek için, bence önümüzdeki 5 yılda böyle bir cümle akla bile gelmeyecek.Türkpetrol'ü alarak akaryakıt dağıtımına giren Aksoy, geçen akşam, yeni kurulan Turcas (yüzde 30)- Shell (yüzde 70) şirketini, Ceyhan'a 4 milyar dolarlık yatırımla rafineri kurmak üzere Azerbaycan petrol şirketi Socar ile ortaklığı, elektrik dağıtımı ve petrol arama faaliyetlerini anlattı.Aksoy'un yanında yeni yönetim kurulu üyeleri vardı.Eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, iş dünyasından aldığı çok sayıda teklif içinde Turcas'ı kabul etmiş. Serdengeçti'ye "Niye Turcas?" diye sorduk, "Türkiye'nin enerji meselesini çok önemsiyorum" diye yanıtladı.Bu arada özel sektörün döviz borçlarına dikkat çeken Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı da destekleyen Serdengeçti, "1990'dan bugüne yapılan bir analize göre, devalüasyonlara rağmen TL kazandırmış" bilgisini paylaştı. Hep şöyle denirdi: "Bankacı Erol Aksoy'un ağabeyi değil, eski ANAP İstanbul İl Başkanı Erdal Aksoy, hani şu Conrad Otel'inin sahibi." 1980'lerde Yapı Kredi, ardından da Garanti Bankası'nın temsilcisi olarak Londra finans
Mitingden başlamak gerekirse, çok kalabalıktı, coşkuluydu, örgütlü katılım vardı, insanların gözlerinde iktidar ışığı yanmaya başlamıştı. Siyasetin parayla yapıldığını bilenlerin ilk yorumu:"Bir otobüs 1 milyar lira, 100 otobüsü meydana getirirsen alanları ateşlersin"...Bu kadar basit değil elbette ama, Genç Parti'nin konserli, yiyecekli mitinglerinin nasıl bir partiyi sıfırdan Meclis'in kapısının eşiğine kadar taşımasına tanık olduk. DYP'nin son iki ayının, geride bıraktığı 4 yılla karşılaştırılmayacak bir hareketlilik içinde geçtiği açık.Yılmadan, yorulmadan, arkasındaki kitlenin azlığına bakmadan Elazığ sınırlarını aşan bir yolculuğa çıkan Ağar, "Sayısal azlık, siyasal ağırlık" söylemini geliştiriyor. Hafta sonunda DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın Denizli'deki "İktidara Yürüyüş" mitinginin ardından bir grup yazarla yaptığı sohbete katıldım. Ağar, merkez sağın arka bahçesine tabureyi koydu. Kapatılan Adalet Partisi, hatta Demokrat Parti geleneğinde şekillenen Özal'ın yükselişiyle ANAP'a geçen Anadolu'nun başta odalar ve borsalar olmak üzere iş dünyası örgütleri Ağar'ın "çalışma atölyesi"...Diyarbakır'da seslendirdiği "düz ovada siyaset" sözünün yankılarıyla o gün çok da öne
Ağar, "Benim ne söylediğimi onlar anlamadı ama millet anladı. Hayatı boyunca sıcak odalardan çıkmayan, hayatta bir karga kanadı yolmayan insanlar benim ne demek istediğimi anlayamaz. Gençleri eline silah alıp dağa çıkarmayacağım. Hepsi ovada kalacak. Şehit aileleri üzerinden siyaset yapmadım. Denizli'nin 111 şehidi, 112 olmasın diye uğraşıyor" diyor.Ağar, 10 binlerce kalabalığa 'düz ovada siyaset' sözüyle başlayan mesajını coğrafyayı genişleterek açtı:"Türkiye'nin her yerinde, dünyanın her yerinde ağlayan analar bizim yüreğimizde yankı bulur. Bu ülke Selçuklu'dan buyana muhabbetle, merhametle birlikte yaşamıştır. Trakya'nın, Anadolu'nun toprakları ana olmuştur, baba olmuştur. Türkiye bir güç halinde bu coğrafyanın en önemli varlığı olmuştur. Türkiye bölgenin dış meselelerini de çözecek güçtedir. Daha fazla hukuk, daha fazla demokrasiden yanadır. Bu ülkenin sınırlarını kimse değiştiremez. Kimse Türkiye'nin sınırlarını küçük gösteren haritalar çıkaramaz. Bize bunlar gösterilirse, sahiplerine yırtar, atar iade ederiz"Türkiye'nin önüne sınırları küçültülmüş haritalar çıkaranlara da seslenen Ağar, "Büyük daha büyük Türkiye haritası gösteririz" yanıtını verdi."Yozgat ile Musul'un
Topbaş ile iki günlük Brüksel turunda en son Avrupa Parlamentosu Eşbaşkanı Loost Lagendijk'i ziyaret ettik. Lagendijk, "Herkes 8 faslın kapanmasını öne çıkarıyor ancak 26 faslın görüşmeye açılması bence çok daha olumlu bir tutum" yorumunu yaptı.Lagendijk ile görüşmeye katılan heyette yer alan AKP milletvekili Egemen Bağış da "Bize 11 Aralık'a kadar çalışma şansı verdiler. Komisyon'un kararı tavsiye niteliğinde, gelişme sağlanabilir" açılımını getirdi. Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, 6 Aralık liderler zirvesine kadar geçecek olan sürede, tüm randevularını iptal ettiğini, en son resmi görüşmesini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile gerçekleştirdiğini söyledi. Bu görüşmenin üzerinden 24 saat geçmeden Rehn, Türkiye ile yürütülecek olan 34 fasıldan 8'inin açılma koşulu olarak Kıbrıs Rum kesimine hava alanlarının ve limanların açılması şartı getiren tavsiye kararını açıkladı. Brüksel'de bu hafta 8 ayrı Türk heyeti görüşme sürdürüyordu. Topbaş, Brüksel'de İstanbul Belediyesi'ne ait bir ofis açacaklarını duyururken, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş ile gelen heyet de, görüştükleri Avrupalı parlamenterlerle işadamlarına vize
Baykal topu, sivil toplum örgütleri, iş dünyası gibi "etkin" çevrelere atıyor.Ezelden beri Baykal'la mesafeli duran iş çevresi, CHP'nin önerdiği "ulusalcı geniş cephenin" neferi haline gelir mi? Bir başka ifadeyle "Siyasetin İslamlaştırılması riski, istikrarsızlık tehdidi doğuruyor, AKP'ye fren koyalım" derler mi? CHP lideri Deniz Baykal'dan bir grup gazeteci ülke gündemine ilişkin son gelişmeleri dinliyoruz. Baykal'ın "Cumhuriyete sahip çıkma koalisyonu" tanımı, son 6 ayda yaşanan siyasi değişimin aşamalarını irdelememize yol açıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını engellemek üzerine geliştirilen siyasi manevralarda, Meclis'in çok da etkin olamayacağı izlenimini alıyoruz. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Milli Eğitim Şûrası üzerine, "Hiçbir Milli Eğitim konusu laiklikten taviz verilecek konu değildir. Bunu gördüğümüz an TÜSİAD olarak bayrağı çeker, doğru bildiğimizi söyleriz" ifadesi kullandı ki, bu hem TÜSİAD ve hem de Sabancı tarafından bugüne kadar AKP'ye karşı söylenmiş en sivri sözdü.Kullanılan 'isyankâr' ifade, ocakta yapılacak TÜSİAD'ın seçimli genel kurulunda, Sabancı'nın yeniden başkan adayı olmayacağı yorumlarını akla geliyor.Giderayak lafımı da söylemiş
"Bilimsel düşüncenin gücü" sloganıyla "erke dönergeci" adı verilen ve enerji tüketmeden elektrik üreten bir teknolojinin bulunduğu anlatılıyor.Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Muhittin Fisunoğlu, eski Harp Akademileri Komutanı emekli Orgeneral Necati Özgen, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, emekli Korgeneral Köksal Karabay'ın yanı sıra eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş protokol sıralarında oturuyor...Erke, "Tarihi değiştirecek buluş" sözleriyle gazetelere verdiği tam sayfa ilanlardan sonra ilk kez medya karşısına çıktı. Ekonomi çevrelerinde benzeri görülmemiş bir toplantıydı.Ortada ürün yoktu, ürünle ilgili teknik bilgileri içeren bir belge bulunmuyordu, üretim süreçleri belli değildi, Swissotel'deki geniş katılımlı toplantıda üretici firmanın sahipleri de yoktular.Yalnızca Erke'nin danışmanlığını üstlenen emekli Tümgeneral Çetin Uğural tüm sorulara muhatap oluyor, "Petrol savaşlarını bile durduracağız" gibi inanılması güç sözler sarf ediyordu. Ortada bir "tanıtım" şovu var; işin özüne ilişkin ise sadece iddialar sıralanıyor. Erke'nin arka planı bu gelişim hakkında bize bazı ipuçları verebilir.Eskişehir'e bağlı
Biçimli - biçimsiz 30-40 yıllık apartmanların arasında yükselen iki bina gözümüze çarpıyor. Birisi Selenium Plaza, öbürü Polat Residence; Selenium Twins'in ise temeli yükseliyor...Geçen yıl Beşiktaş Kulübü Süleyman Seba Fulya tesisleri ihalesini Ülker, Çukurova gibi gruplarla çekişerek alan ve buraya Selenium Twins projesini inşa eden Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, "Bu apartmanlar yıkılacak, yerine çağdaş bir kentte yaşamanın konforunu verecek rezidans'lar yapılacak" diyor.Peki trafik?Aşçıoğlu, "Fulya'daki yol 8 şeride çıkacak. Yeşilköy - Sarıyer metrosu buradan geçecek" yanıtını veriyor.Aşçıoğlu "Türkiye'nin Donald Trump'ı (Ünlülere konut satan ABD'nin gayrimenkul kralı) olacağım" sözleriyle hedefini ortaya koyuyor.Bu iddianın altını da doldurmaya çalışıyor. Aşçıoğlu ABD'nin eski başkanlarından Clinton'a da bu binadan yer satmak için başvurmuş ancak ret cevabı almış. Eski İtalya Başbakanı Berlusconi'den ise yanıt bekliyor.Aşçıoğlu, 1960'lı yıllarda İstanbul'da müteahhitliğe başlayan bir babanın oğlu... Lise yıllarında inşaatlardaki çivileri düzelterek, Mercedes marka otomobilinin benzinini alan Aşçıoğlu, "İstanbullular henüz gayrimenkul yatırımının ne