İthalatçı Birlikleri seçimleri, "yapısal itirazlar" nedeniyle geçen dönemde iki kez ertelendi. Ne var ki bundan iki ay önce Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon İthalatçıları Birliklerinin (TTKİB) seçim tarihini belirledi. DTM kararlılığını sergilemekte geç kalmadı, TTKİBnin seçimlerinden önce, EGS Dış Ticaret Genel Müdürü Sabahattin Gazanferi Genel Sekreter olarak atadı.Geçtiğimiz gün Finansal Forum gazetesinde konuyu ele alan Mine Şenkul "Acaba bu, bürokrasi ve özel sektörün yol ayrımı mı? Bugüne kadar gerek Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, gerek Dış Ticaret Müşteşarlığı, gerekse özel sektör dışarıya karşı tek vücut görüntüsü verdi" diyor.Yanıtını verelim...Evet yol ayrımı. Biraz daha ileri gidelim; hükümetin özel sektöre ilk golü. Özellikle de TOBB ile birlikte hareket eden bir görüntü veren hükümet ilk kez, ihracatçıların, sanayicilerin iradesini ıskaladı!TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, geçtiğimiz perşembe günü MÜSİADın yeni Başkanı Ömer Bolatı ziyaretinde İthalatçı Birliklerine bir isim takmıştı: "Ankaranın Zihni Sinir Projesi."Hisarcıklıoğlu bu ziyarette, "Baştan aşağı yanlış" olarak nitelediği proje hakkında en açık ifaleri kullandı:"Siyasiler ve bürokratlar harcama yetkileri ve gelirleri ellerinden alındıkça kendilerine kontrol mekanizmasının dışında arka bahçeler yaratıyorlar. Bu kurumlar bir süre sonra yeni KİTlere dönüşüyor ve asla kontrol altında değiller. Dünyanın 200 küsur ülkesini tarayın, hiçbir yerde böyle bir teşkilat göremezsiniz. Böyle bir birlik niye kurulur? Daha çok mal ithal etmek için mi?"Hisarcıklıoğlunun sözlerini her aklı eren Türk vatandaşı geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, "Bakan yakınlarına yeni bir kapı açıyor" diye yorumlar. Aksini düşünen ise fazla iyi niyetli sınıfına girer.İthalatçı Birliklerinin kurulma amacı, gümrük denetimlerini arttırmak olarak belirtiliyor. Peki bu denetimleri yapması gereken Gümrükler Genel Müdürlüğü ne olacak? Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi o da "gereksizler" arasına mı atılacak?"Olan olmuş" diyerek özel sektör yine de önlerine gelen zorunlu seçimi yapacak. Birliğin bünyesinde yer alacak 7 sektörden, Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Ürünleri İthalatçıları Birliğine, İpekyol Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın tek başkan adayı olarak gösteriliyor. Aynı yönetimde Tekstil İşveren Sendikaları Başkanı Halit Narinin de adı geçmişti.Sendikacı kimliği öne çıkan Narin, "İstihdam, üretim, ihracat ve nihayet ithalat stratejilerini birlikte planlayacak bir yapının kurulmasından yanaydım" sözleriyle, yeni listede yer almadığını söylüyor. Ayaydın dün bütün günü liste oluşturma çalışmalarıyla geçirdi. Gece yarılarına kadar sürecek olan seçim çalışmasının sonucunda tablo ortaya çıkacak...Türkiyenin kabaca ihracatı 50, ithalatı ise 70 milyar dolar seviyelerinde. Tekstil ve konfeksiyon ithalatı ise 5 milyar dolar, ihracatı 14 milyar dolar olarak gerçekleşiyor. Bu rakamlara bakıldığında ihracatçıların aynı zamanda ithalatçı da olduğu ortaya çıkıyor. Ayaydının konumu bu durumda farklı değil. Yurtdışında 6 mağazası bulunan İpekyol, cirosunun yüzde 30unu ihracattan sağlarken, yine cirosunun yüzde 10u kadar da ithalat yapıyor.Kim kimi koruyacak? Bir ülke ithalat seferberliği yapar mı? Amaç ülkenin net döviz ihracatçısı olması değil midir?Başkanın kim olduğu da bu noktadan sonra fark etmiyor, özel sektörde birlik görüntüsü "şimdilik" yetiyor. syilmaz@milliyet.com.tr Bundan iki yıl önce Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) parelelinde, İthalatçı Birliklerinin de kurulması fikri doğmuştu. Başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) olmak üzere, iş dünyası bu yaklaşıma çok sıcak bakmadı.