Serpil Yılmaz

Türkiye Odalar ve Borsalar birliği (TOBB) ile Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliğinin (DIHK) işbirliğiyle Kölnde kurulan Türk - Alman Ticaret ve Sanayi Odasının (TATSO) resmi açılış töreni, Köln Ticaret ve Sanayi Odasında (IHK) gerçekleştirildi. Açılış töreni dolayısıyla Almanyada bulunan Başbakan Erdoğan, kendisine yöneltilen kur makasının açılması ve doların yükselmesiyle ilgili sorulara, "Hassasiyetimizi koruyoruz, dolar bugün 1 milyon 400 bin liranın üzerine çıktı. Merkez Bankası alımları durdurdu. Bugüne kadar Merkez Bankası çok ciddi müdahale yaptı. 80 milyon dolar ile 140 milyon dolar tutarlarında günlük alımlar gerçekleştirdi" diye yanıt verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan, Türk - Alman Ticaret ve Sanayi Odası üyeleriyle yaptığı özel görüşmede, "2005 sonu itibariyle hedefimiz IMFyle yürüttüğümüz programa gerek kalmayacak noktaya gelmektir. Önümüzdeki yıl farklı bir paket açacağız" dedi. Erdoğan, sanayicilerin, ithalat - ihracat dengesi ve dış ticaret açığı ile ilgili sorularına yanıt verirken de yeni bir paket açılacağını belirterek şöyle konuştu:"İthalatta lüks tüketim yok. Ara mallarda artış var, ihracatta artışa da bir bedel ödeniyor. İşsizlik sorun eyvallah, ancak geçen

Okuyunca inanamadım, Antalyaya git, Martı Myra Otelinde kal, Marmaris diye yaz ve öyle çıksın!Posta yazarlarından arkadaşım Güler Kazmacı "Yay burcu annem" diye beni teselli etmeye çalıştıysa da, ben gözünle gördüğünü, elinle inkar etme "durumumu" çözmeye çalışıyorum.20 yıllık ekonomi muhabirliği hayatımda her yıl yapılan TÜSİS toplantılarının kimisini bizzat katılarak, kimisini de gitmesem de yakından izledim. Tıfıl muhabirlik günlerimizde Marmaris Martı Otelde bakanların, işadamlarının, bürokratların vızır vızır kaynadığı salonlarda haber kovalardım. Çoğu da çalışma yaşamının en kritik dönemeçlerine denk gelirdi. İşverenlerin temsilcisi Halit Narin ile Türk - İş Başkanı rahmetli Şevket Yılmazın "unutulmaz atışmalarına" tanık olurduk. Çalışma yaşamının zirvesini, "Marmaris toplantısı" olarak anardık. Benim aklımda da böyle yer etti. Türkiye Tekstil Sanayi ve İşverenlerinin (TÜSİS) bu hafta sonu düzenlenen toplantısı Marmariste değil, Antalyada oldu. Bu karışıklığı da yazısında benden başkası yapmadı. Halit Narin Antalya Tekirovadaki otelini açmıştı, bundan üç yıl önce TÜSİSin toplantısını ilk kez Marmaris dışında, burada izledim. Kemal Derviş Amerikadan yeni gelmişti, ardında

İç ve dış rekabetin arttığı, karlılığın düştüğü ortamda yatırım nasıl yapılacak?Bu sorunun yanıtı Sendika Başkanı Halit Narinden;"Dahilde işleme rejimi kapsamında ithalata denetim getirilmeli. Son 4 aydır Türkiye hayali ihracat ile çalkalanıyor. Yüzde 18 KDV iadesi sürüyor. KDVnin yüzde 8e düşürülmesi kararı alınmasına rağmen, Ankara bu kararı çıkarmıyor. İthalattan vergi alın. TL değerli olursa yatırım yapılır. Üretimin gücünü bir avuç insana yedirmeyin."Narin, "IMF kararları" savunmasını da gerçekci bulmuyor."IMF lafı masal. İlaç sektöründe KDV düştü. Çünkü bu sektörde 8 - 10 tane güçlü yabancı firma var, kaçak yok. Bazı güçler tekstilde KDVnin düşmesini engelliyor" diyor. Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikasının Marmariste düzenlediği "Ticarette Çin tehdidi" konulu üç günlük seminer, tekstil ve konfeksiyonun patronları ortak bir noktada buluşturdu; Çinden korkmayalım, yatırım yapalım! Narin, ABD ve AB ülkelerinin Çinden yapılan ithalatı düşürdüğüne de dikkat çekiyor. Türkiyede ise perakende sektörüne yayılan Çin mallarının ithalatı son bir yılda katlanarak 2.5 milyar dolara yükseliyor.Marmariste konuşmacılardan DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, "Pamuktan ucuz kumaş

Geçtiğimiz gün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürkün batık bankalardan yapılacak tahsilatın 5 - 5.5 milyar dolarda kalacağına ilişkin beklentisine yer vermiştim.Bu rakamları biraz daha açayım. İmar Bankası ve faiz zararları ile birlikte bankalarda 22 milyar dolar buharlaştı Hazine ve TMSFye banka operasyonnun maliyeti ise 42 milyar dolara ulaştı.Tablo bu kadar vahim.Tahsilata bakarken, Egebankın eski genel müdürlerinden Sami Erdemin eşi Bingül Erdemin arsasına el konulmasını örnek olarak göstermiştim.Arsa olayı aslında TMSF ile Sami Erdem arasındaki bir mesele olmaktan öte, Mural Demirel ile eski genel müdürü arasındaki bir anlaşmazlık.Egebank, Hüseyin Bayraktarın yüzde 55, Enver Örenin yüzde 35, Sami Erdemin de yüzde 10 oranında ortak olduğu bir bankaydı. Banka, 5 Mayıs 1998de Murat Demirele satıldı, 15 gün sonra da genel müdürü Sami Erdem istifa etti veya ettirildi.Erdem, bankada o dönem 519 bin dolar birikmiş maaş alacağı olduğunu söylüyor. Banka müdür yardımcıları, Erdeme alacağına karşılık bankanın Küçükbakkalköydeki 1900 metrekarelik arsayı teklif ediyor.Erdem "Arsa 30 milyar lira alacağa karşılık bankaya geçmiş, banka bana satışı 31 milyar liraya

Erdoğan, yolsuzlukla mücadelenin stratejik kararlar içerdiğini ve adımların teker teker atıldığını söyledi. Toplantı sonunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk ile karşılaştım.Adımları konuştuk...Ertürk "Basına yansımıyor ama her gün operasyon yapıyoruz" dedi.Fona geçen Korkmaz Yiğitin bankası Bank Ekspres ve Murat Demirelin bankası Egebankın eski genel müdürü Sami Erdemin eşinin evine el koymalarını hatırlattım."Benzeri operasyonlar yapıyoruz" açıklaması ile yetindi. Başbakan Tayyip Erdoğana "Yolsuzlukla mücadele tek bir grubun üzerine gitmekle olmaz" eleştirisi geçtiğimiz gün Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Kurulunda da geldi. Amme alacaklarının tahsili ile ilgili 6183 sayılı kanuna dayanarak, Fona geçen bankalardan kredi kullananlara yönelik bir tahsilat süreci başladı!Bu kanuna göre Fon bankalarına olan kredi borçlarını ödemeyenlerin malvarlıklarına el konuyor ve yurtdışı yasağı geliyor.Bu konumda olanları saymakla bitiremem. Büyük gruplar, kamoyunda tanınan itibarlı dernek başkanları, yeni yatırımları ile gündeme gelenler...Buharlaşan paraların yalnızca banka batıranların üzerinde olmadığı, kredi kullananların da sorumlu olduğunu

Cevahir Otel, kalabalık bir MÜSİAD Genel Kuruluna ev sahipliği yapıyordu. Başbakan Tayyip Erdoğanın katılımı üzerinde bir tereddüt vardı, sonra ne olduysa bu giderildi. Erdoğan yalnızca bu toplantı için Antalyadaki AKP kampına ara verip, genel kurula geldi. Bu yıl 13. Olağan Genel Kuruluu yapılan Müstakil Saniyici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) görkemli bir devir teslim törenine hazırlanmıştı. 11 yıldır yönetimde bulunan MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu yerine Albayrak Grubunun CEOsu Ömer Bolata bırakıyor. Toplantıda 2 bine yakın üyenin katılımı coşkuluydu. Otelin lobisinde İstanbul protokolü, AKP İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu ile birlikte Başbakan Erdoğanı bekledi. Erdoğan salona girene kadar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş protokol yerine, SP Başkan Vekili Recai Kutan ile alt salonda ağırlandı.AKP, MÜSİAD toplantısında bir gövde gösterisi yapmadı. Toplantıya kabineden Sanayi Bakanı Ali Çoşkunun katılması yeterli bulundu.Diğer partilerin de "patronlar kulübü" TÜSİADa olduğu gibi MÜSİADa akın etttiğini söyleyemem.Bayramoğlu veda konuşmasında "Kimliğinden, düşüncesinden taviz vermeden ve sorumluluğunun bilinciyle yaşanmış 14 yıl" vurgusu yaptı. Bayramoğlu, bir

TESKOMB verdiği gazete ilanlarında, "Kıbrısta çözüme evet" diyordu. Oysa ilandan birkaç gün önce TESKOMBun dergisini okuyanlar, bu görüşün tam zıddını savunduğuna tanık olmuşlardı. Dergiye ulaşamadım. TESKOMBun web sitesine girdim dergileri bulamadım. TESKOMBun web sitesinde yazım üzerine verilen "tekzip" metnini gördüm. Metinde ne Kıbrıs konusundaki görüşlerinin nasıl değiştiğini belirtir bir ifadeye, ne eleştirilere bir yanıt bulabildim. O nedenle neyi tekzip ettiklerini anlayamadım.TESKOMB Genel Başkanı Kadir Akgül kendini anlatmış..."Göreve geldiğim tarihten bugüne henüz 14 ay geçti. 53 yılda yapılanları katladık. Plasmanlarımız 420 trilyon liradan, 1 katrilyon 100 trilyona yükseldi, faizlerimiz yüzde 59dan, yüzde 25e indi. Şimdiye kadar yapılan iyileştirmelerde kimseye taviz vermediğimiz gibi yazınızda bahsedilen 25 trilyonla ilgili de hiçbir taviz ve pazarlık söz konusu değildir."Akgül önceki yazımda da belirttiğim gibi, 25 trilyonu Başbakan Tayyip Erdoğan ile Ukrayna gezisinde yaptığı konuşmada kapıyor. Akgül gezi dönüşü bu ilanları veriyor. Artık iki hareket arasında bağlantıyı kurmak için gazeteci olmak gerekmediği ortada.İstanbul Milletvekili Emin Şirin de aynı yazımı

Sabancı bize bugün "ölüm kardeşliği" yaşatıyor. Türkiyeyi kucaklıyor.Fatih Camiindeyiz; içeriden dışarıya uzanan kimbilir kaç kilometrelik kalabalık...Vehbi Koçu son yolculuğuna uğurlamıştık burada. Vehbi Koçun deyimi ile "Âlem adam" son kez kameraların önünde. Sabancının çok sesli geçmişine öykünen bir sessizlik hâkim avluda. Hatta caddelerde... Kameralar şaşkın ördek gibi dolanıp duruyor cemaatin arasında.Sabancının ailesi, dostları, iş arkadaşları, birkaç siyasi, sanatçı; ya sonra? Aradığımız ses nerede, kimde?Zorlu Holdingin Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ile cenaze namazını bekliyoruz. Kameralar bir anda keşfediyor Zorluyu. Biliyorlar ki Sabancı severdi böyle cesaretli, başarılı, uluslararası çıtası olan işadamlarını. Zorlu sıkılıyor, "Arkadaşlar burada ayıp oluyor" diyor gazetecilere. Sabancının huzurunda kameralara kilitlenmek hoşuna gitmiyor. Rol çalmak gibi mi geliyor nedir?Zorlu da gece yarısına kadar Ali Kırcanın "Sakıp Sabancı ile özel" programını izlemiş. Sabancının, "Tek parti iktidara gelsin de, isterse komünist parti olsun" sözlerini tekrarlıyor, "Bunu söylemeye kimse cesaret edemezdi" diyor.Zorlu en son Sabancı ile Cüneyt Zapsunun evinde verdiği davette karşılaşmış.