Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kazıların başlangıcı 1863e kadar gidiyor; ama Troya Müzesi ve Troya Vakfı henüz kurulmadı. Siemens Türkün davetlisi olarak özel gösterim "Troy" filmini izledim geçen akşam. Homerosun İlyada ve Odisse destanından esinlenerek ortaya çıkartılan film, Troyayı dünya kamuoyuna yeniden getirdi. Brad Pitt, Orlando Bloom, Diana Kruger gibi ünlü sanatçıların antik çağa yolculuğuna bu kadar hazırlıksız mı yakalanmalıydık? Troya kazılarından çıkan bulguların bir kısmının bulunduğu İstanbul Arkeoloji Müzesi daha dün, 1995ten beri kapalı olan kapılarını açmaya karar verdi. İlgililere Troya Vakfı ve Müzesi sorulduğunda ise "Kurulma aşamasında" yanıtını alıyoruz. Troya kazılarının ikinci dönemi Amerikan Cincinaty Üniversitesi tarafından 1932 - 1938 yılları arasında gerçekleşmiş. Bu dönemde çıkan eserlerin bir kısmı Almanyada Berlin Müzesine hibe edilmiş. Rusların Almanyayı işgali sırasında ise eserler Rusyaya getirilmiş. Yeni Troya dönemine ait bulguların bir kısmı da Arkeoloji Müzesinin yanı sıra Çanakkaledeki müzede... Almanyadaki Tübingen Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Manfred Korfman yönetiminde, 1988 yılından beri, Çanakkale Boğazı ile Edremit Körfezi arasında kalan Hisarlık mevkiindekinde, antik Troya kentinde kazılar sürüyor. Troya kazılarının son dönemi, 1988 yılında Tübingen Üniversitesinin yanı sıra Alman Daimler - Mercedes Benz firmasının ana sponsorluğunda başlıyor. Tübingen Üniversitesi ve buradaki Troya Vakfı ile Troya Dostlarının işbirliğinde yapılan kazılara 15 yıl sonra Siemens Türk ana sponsor oluyor.Kofmannın başkanlığındaki kazı heyetinde bulunan ve Tübingen Üniversitesinde doktora çalışması yapan 6 - 7 Türk arkelogdan biri olan Rüstem Aslan, ana sponsorun yıllık kazı giderlerinin yüzde 25ini karşıladığını belirtiyor. Yılda 200 bin dolarlık bir kaynağın kazı ve bilimsel döküman hazırlığına harcandığını belirten Aslan, kurulması planlanan Troya Müzesi ile ilgili olarak "Kofmann, Turizm ve Kültür Bakanı Erkan Mumcu ile geçtiğimiz hafta yaptığı görüşmede son aşamaya gelindiğini söyledi" diyor.Çanakkalede kurulması planlanan müze için arsa alımının da yapıldığını belirten Aslan, "Dünyanın çeşitli müzelerinde ve koleksiyonerleinde Troya buluntuları var. Bunları Türkiyenin talep edebilmesi için öncelikle sergi imkanı olduğunu ortaya koyabilmesi gerekir. O noktadan sonra arkeologların etik tartışması başlar. Türkiye bu eserleri ait oldukları ülkeye teslim edilmesi için baskı oluşturabilir. Veya Troya eserlerinin ödünç de olsa, Çanakkalede sergilenmesi mümkün olur" görüşünü öne sürüyor.Aslanın görüşlerinde şüphesiz 1996 yılında Almanyada açılan Troya Sergisine gösterilen ilginin büyüklüğünün de payı var. Aslan "Bu tür sergilere katılım ortalama olarak 300 bin kişi civarındadır. Ancak Troya Sergisi 1 milyon ziyaretçi ile rekor kırdı. Bu da gösteriyor ki, her yıl Türkiyeye Almanyadan 5 milyon Troya ziyaretçisi çekebilirsiniz" diyor. Troy filmi Türkiye açısından bulunmaz bir fırsat - mış. Yanıbaşımızdaki 3500 yıllık Troya tarihini, kılımızı kıpırdatmadan bir film gibi izledik. Başımıza Troy kadar taş düşmüş oldu sanırım, kültür mirasımız karşısında bu kadar umursamaz dururken. syilmaz@milliyet.com.tr Önce Mercedes, sonra Siemens