Yüksek Askeri Şûra’dan (YAŞ) çıkan kararlara ilişkin bolca yorum yapılıyor.
YAŞ toplantıları, uzun yıllardır personele ilişkin bürokratik tasarrufların karara bağlanmasının çok ötesinde bir anlam ifade ettiği için, bir kafa karışıklığı hali mevcut.
Kararların “sıcak haber” değeri taşıyan asimetrik kısmı üzerinden çok sayıda çıkarsama yapılıyor ki bu kısım Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na koramiral rütbesindeki Adnan Özbal’ın getirilmesi, oramiral rütbesindeki Donanma Komutanı Veysel Kösele’nin tercih edilmemesi.
Bunun dışında bir sürpriz yok.
Kuşkusuz, 15 Temmuz darbe girişiminin dayattığı yönetim modeli artık hiçbir kararın sürpriz olmayacağı bir ortam yarattı.
Bu nedenle, YAŞ kararlarındaki, “Başkomutan” tercihlerine bakarken de sürpriz marjını olabildiğince açık tutarak değerlendirme yapmak gerekiyor.
Son YAŞ toplantısına travmatik bir manzarayla giren TSK’da 15 Temmuz 2016’dan bu yana 150’si general, amiral, 4 bin 287’si subay olmak üzere 7 bin 655 personel ihraç edildi, 786 kişi hakkında geçici görevden uzaklaştırma kararı alındı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ihraç edilen personel sayısı 4 bin 801. Bunların 87’si general, 2 bin 538’i subay, bin 16’sı astsubay, bin 87’si uzman-sözleşmeli erbaş.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda ilişiği kesilen amiral sayısı 31. 646 subay, 368 astsubay olmak üzere bin 102 personel ihraç edildi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda ihraç edilen personel sayısı ise bin 752. Bunların 32’sini general, 103’ü subay, 536’sı astsubay.
Üstelik bu manzara, 1 yıllık temizliğin sonucunu ifade ediyor ve herkes bunun yeterli olmadığını çok iyi biliyor.
Tarihi görev
FETÖ ile topyekûn mücadele içinde hassas ve belirleyici bir ayağı oluşturan TSK’nın bir yandan temizlik sürecine devam ederken, diğer yandan içte ve dışta terörle mücadele konusunda asli görevlerini eksiksiz yürütmesi ve bu ikisini yaparken sivil otoritenin denetimine ilişkin transformasyonla koşut ilerleyebilmesi gerekiyor.
İşte YAŞ sonrasında belirlenen, başta yeni komuta kademesi olmak üzere TSK’nın yönetim şemasını oluşturan isimleri bekleyen tarihi görev budur.
Zira, şok atlatılmış, idari bütün tedbirler alınmış, FETÖ ile mücadeledeki zorluklar tecrübeyle saptanmış, mücadeleye kimin, ne kadar yardımcı olduğu da net olarak ortaya çıkmıştır.
Bundan sonraki süreçte de TSK’nın işi zordur. Ancak hem 15 Temmuz’un hem de coğrafyamızın yarattığı özel koşullarla baş edebilmenin başka yolu yoktur.
Bu noktada, TSK’da yeni yönetimin önündeki manzara ve atılması zorunlu adımlar konusunda şu başlıklar sıralanabilir:
Temizlik, tamirat, bağlılık
n FETÖ ağının devam ettiği bir TSK bünyesi mevcut. Kripto örgüt mensuplarının en çok yuvalandıkları kurumlardan biri ordu. Örgütün beli kırılsa da bu durum, askeriye gibi kendi disiplini olan bir kurumda profesyonel işleyiş konusunda kritik problemlere yol açmaya devam edebilir. Bu konuda alınacak önlemleri çeşitlendirmek.
n İçeride terörle mücadelede işini eksiksiz yapmak, zafiyete meydan vermemek. Kuvvetlerin ve jandarmanın ortak operasyonlarında koordinasyon konusunda etkin olmak.
n Suriye ve Irak sınırlarında göz açtırmamak, Suriye ve Irak konusunda verilen görevlerde hata payını sıfıra indirmek.
n 15 Temmuz’la birlikte hem kritik noktalardaki personel sayısı hem de faaliyet yeteneği açısından ağır darbe alan kuvvetleri derleyip toparlamak. Diğer yandan, özellikle son 10 yıldır, silah arkadaşlığı, güven gibi mesleğin üzerinde yükseldiği temel değerler konusunda büyük bir erozyona uğradığı anlaşılan sistemi tamir etmek.
n 15 Temmuz’un ardından personel kaybı nedeniyle sarsılan muharebe gücünü tahkim etmek. Kapasite inşasını tamamlamak. Kumpas davaları sürecinden itibaren Deniz Kuvvetleri’nde, 15 Temmuz’dan itibaren de Hava ve Kara Kuvvetleri’nde oluşan tahribatı gidermeyi sürdürmek.
n Hızla kendi gündemine dönmek. Silahlı Kuvvetler’in askeri faaliyetler dışında tartışılmasını önlemek.
n Siyasi iradeye bağlılık ve sivil denetim konusunun TSK’nın en alt birimlerine kadar nüfuz etmesini sağlamak.
n Sivil otoriteye bağlanma başlığı altında yapılan düzenlemelerin yarattığı sorun ve eksikliklerin giderilmesinde üzerine düşeni yapmak. Örneğin, sağlık ve lojistik konularında MSB ile etkin işbirliği yollarını bulmak.
Alarm veren iddialar
Çok genel hatlarıyla sıraladığım bu başlıklar, TSK’nın bu geçiş sürecinde karşı karşıya olduğu zor görevleri ortaya koyuyor.
Tabii, 15 Temmuz’un dağıttığı diğer kurumlarda olduğu gibi TSK’nın bir an önce toparlanmasında da sivil otoritenin sorumluluğu büyük önem taşıyor.
Bu nedenle, örneğin YAŞ terfilerinin ardından yapılan kimi haber ve yorumlarda, kurulan ya da kurulmaya çalışılan siyasi bağlantıların söz konusu ediliyor olması bir alarm niteliğinde.
Başbakan Binali Yıldırım, YAŞ toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin üç terör örgütüyle aynı anda amansız mücadele sürdürdüğünü söyledikten sonra, “Bölgede ve dünyada gelişen tehditlere göre kendisini yenileme, savunma ve caydırıcılık kabiliyetini tamamlamaya deruhte etmiş bir TSK hepimizin ortak hedefidir” dedi.
İdeal TSK tarifi budur.
TSK’nın yeni yönetim kadrosuna düşen görev de buna katkıda bulunmaktır.
Milletin bağrından çıkıp milletin bağrına ateş eden üniformalıların mahcubiyetini yaşama süreci artık sona ermeli, TSK asli işine konsantre olmalıdır.