ABD piyasaları güllük gülistanlık. Seçimlerden önce felaket senaryosu olarak düşünülen Trump, bir anda “hayallerin başkanı” oldu!.. Piyasalar baş döndürücü bir iyimserlikle Trump’ın vaat ettiği gevşek maliye politikasının ülke ekonomisini coşturacağını fiyatlamaya başladı. Peki, kısa sürede ne değişti?
Herkes, bu soruyu birbirine soruyor. Ne oldu da seçim öncesi piyasaları korkutan Trump şimdi birden kurtarıcı lider olarak görülmeye başladı? Sorunun kolay bir cevabı yok. Trump ile ilgili algının böylesine 180 derece değişmesinde hem Senato hem de Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu yakalamış olmasının bir rolü olabilir. Seçim öncesi anketlerde Trump olasılığı düşük olduğu için hasbelkader başkan olsa bile istediklerini yapamayacak kadar“zayıf” bir başkan olacağı düşünülürken seçim sonrası hem Senato hem de Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu eline geçirmesi “süper” Trump algısını yaratmış olabilir.
Bütçe açıkları...
Peki, Trump vaatlerini yerine getirebilecek mi? Bu daha da zor bir soru. Piyasalar yürütme makamındaki Cumhuriyetçi çoğunluğun Trump’a destek vereceğini fiyatlıyor. Ancak hükümet harcamalarını artırma fikrinin devletin rolünü azaltma yanlısı Cumhuriyetçi görüşe prensip olarak ters düştüğünü hatırlamak lazım. Ayrıca, bir taraftan hükümet harcamaları artarken bir taraftan vergiler düşecek ki bu da bütçe açığı demek. Trump bütçe açığını artırmadan bu işi kotaracağını iddia etse de buna pek inanan yok. Zaten ortada elle tutulur bir plan da yok. Dolayısıyla, her ne kadar çoğunluğa sahip olsa da kendi partisi içinden Trump’ın yeterince destek alamaması olasılığı henüz fiyatlanmıyor. Mevcut fiyatlamanın aşırı iyimser olduğunı düşünmemin bir sebebi bu.
Trump-Fed
Piyasalarda korkulan düşüşlerin yaşanmaması Fed’in aralık ayında planlanan faiz artırımının önünü açtı. Peki, bundan sonra da Trump Fed’e yine faizleri düşük tuttuğu için baskı yapacak, eleştirecek mi? Hiç sanmam.
Muhalefette Fed’i eleştirip faizleri artır diyen Trump eğer pragmatik hareket ederse şimdi güvercin başkan Yellen’in en büyük destekçisi olacaktır. Zira faiz artırımları ekonominin hızını kesecek, doları güçlendirecek, ihracatı azaltacak, bütçedeki faiz yükünü artıracaktır ki bunların hiçbiri başkan Trump’ın işine gelmez.
Ekonomi eğer piyasaların öngördüğü gibi ilk iki yıl coşar, sonra da dış ticarete Trump’ın getireceği kısıtlamalarla daralmaya giderse Fed ne yapar? Piyasalar Fed’in artan enflasyon riskiyle önümüzdeki iki yıl agresif bir sıkılaştırmaya gidebileceğini, “iki ve fazlası” faiz artırımının gelebileceğini fiyatlıyorlar. ABD uzun vadeli faizlerinin bu kadar hızlı bir şekilde yükselmesinin bir sebebi bu.
Bu noktada da piyasalardan ayrışıyorum. Bence eğer Fed de piyasalar gibi iki üç sene sonra bir resesyon olasılığı görüyorsa o zaman sırf önümüzdeki iki sene enflasyon hedefi geçebilir diye agresif bir sıkılaştırmaya girmez. Çünkü öyle yaparsa hem resesyonun boyutlarını daha da büyütür hem de eğer gerçekten üç seneye bir resesyon bekleniyorsa bu enflasyondaki yukarı yönlü hareketi de kalıcı kılmaz.