Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez’in dünkü toplantı-sında üst bant indirimlerine ara vermiş olması kurla ilgili endişelerini gösteriyor. 22 Eylül toplantısından bugüne geçen bir aylık dönemde dolara karşı yüzde 4.5 civarında değer kaybeden TL, eğer bu seviyelerde kalırsa enflasyon üzerinde yaklaşık 60-70 baz puanlık bir artış yaratabilir. Peki, kur bu seviyelerde kalır mı? Öyle gibi görünüyor. Çünkü Moody’s tarafından gelen not indiriminin başlattığı sermaye çıkışının aralıkta Fed kanadından gelecek bir faiz artırımıyla daha da hızlanması muhtemel.
Şekilde faiz koridoru ve bu koridor içinde dalgalanan ortalama fonlama faizi (OFF) görülüyor. Mart sonrası dönemde üst banttaki indirimleri takiben OFF’nin de bir iniş trendi izlediğini gözlemliyoruz. Sadeleşmenin bizi götürmesi beklenen klasik koridor sisteminde ise nihai amaç üst ve alt bantlara eşit uzaklıkta bir haftalık repo faizi ve ortalama fonlama faizinin haftalık repo faizine eşit olması. Henüz o noktada değiliz.

Merkez kurdan rahatsız


Merkez’in yapabileceği üç şey

Kurdaki yükselişin enflasyona yapacağı etkiden rahatsız olan bir merkez bankasının yapabileceği üç şey olabilirdi.
1) Eğer aktif koridor politikasının uygulandığı dönemde olsak, Merkez kurda hızlı değer kaybı yaşanan bu dönemde OFF’yi koridorun üst bandına yaklaştırabilirdi. Böylelikle yeni PPK toplantısı beklenmeden hızlı hareket edilip kurdaki hareket kontrol altına alınırdı. Ancak Merkez artık aktif koridor politikası uygulamıyor. Zaten “sadeleşme” sürecinin bütün amacı da bu geçişi yumuşak bir şekilde sağlayabilmek. Dolayısıyla OFF’de 22 Eylül sonrası dönemde yukarı yönlü bir hareket olmamasını Merkez’in kurdan rahatsız olmaması olarak değil, klasik koridor uygulamasına geçiş olarak yorumlamak daha mantıklı.
2) Klasik koridor uygulamasında ise enflasyon baskısı hisseden ve bundan rahatsızlık duyan bir merkez bankasının en yakın toplantıyı bekleyip bu toplantıda bir faiz artırımına gitmesi beklenirdi. Sadeleşme kavramıyla da tutarlı olarak üst bant sabit tutulup alt bant ve haftalık repo faizi yükseltilerek simetri sağlanabilirdi. Ancak merkez politika faizinde herhangi bir yükselişe büyümeyi köstekler endişesiyle sıcak bakmıyor.
3) Kurdan rahatsız olan ancak faizleri yükseltecek kadar da sert bir adım atmak istemeyen Merkez Bankası ise faiz indirimlerini durdurarak görece sıkı bir adım atabilirdi ki dün yapılan da bu oldu.
Bu açıdan bakıldığında Merkez’in kurdaki yükselişten ve bunun enflasyon üzerinde yaratabileceği baskıdan endişe duyduğunu ancak büyümeye zarar vermemek adına atabileceği en küçük sıkılaştırma adımını atmış olduğunu söyleyebiliriz.