Fed eylül toplantısından bu yana güçlü bir şekilde seneyi bir faiz artırımıyla bitireceği sinyalini veriyor. O zamandan beri gerek başkan Yellen gerekse diğer Fed üyeleri verdikleri demeçlerle piyasaları bu adıma hazırlıyorlar. Fed’in dün sonuçlanan kasım toplantısı sonrasında basın toplantısı olmadığından faiz kararı beklentisi otomatik olarak aralık ayına atmıştı. Fed üyeleri de bu beklentiyi değiştirmeye uğraşmadı. Nitekim dünkü toplantı sonrası beklentilere paralel olarak faizlere dokunulmadı. Şimdi gözler bir sene aradan sonra beklenen ikinci faiz artışı için aralık toplantısına çevrildi.
Kimi yorumcular Fed’in dünkü metninde de bir önceki sene yaptığı gibi “Bir sonraki toplantıda faiz artırabiliriz” türü bir ifade bekliyorlardı. Fed’in bunu yapmaması aralıkta bir faiz artırımından vazgeçildiği şeklinde yorumlanmamalı. Geçen sene yapılan istisnai bir durum ve Fed tarihinde ilk idi. Bunun sebebi de muhtemelen geçen seneki faiz artırımının yedi sene gibi bir aradan sonra gelen ilk faiz artırımı olmasıydı. Bundan sonrak her faiz artırımından önce benzer bir strateji izleyerek ellerini bağlayacaklarını zannetmiyorum.
Aralık bence çok ciddi bir olasılık olarak masada. Zira Fed dünkü politika metininde çok az değişikliğe gitti ve yapılan değişiklikler aralıkta bir faiz artırımının güçlendiğine işaret eden değişilikler oldu. Neden mi? Çünkü gelen enflasyon verisi nihayet başını doğrultmaya başladı ve Fed de buna işaret ederek hem enflasyon rakamının hem de enflasyon beklentilerinin yükselişine işaret etti.
Şekilde 2009 sonrasında Fed’in yüzde 2’lik hedef belirlediği PCE enflasyonu (kırmızı çizgi) ve çekirdek enflasyon verileri var. Burada benim dikkatimi çeken iki unsur bulunuyor:
12010 sonrası enflasyon ungeçici bir süre için de olsa Fed’in hedefinin üzerine çıktığı dönemde Fed bunun kalıcı bir şişkinliğe işaret etmediğini doğru tespit etmiş ve ECB’nin 2008 yılında yaptığına benzer hatalı bir sıkılaştırma adımı atmamış. Bunda Fed’in ikili hedef (dual mandate) politikasının etkili olduğunu ve o dönemde istihdam piyasasında yeterli ilerlemenin kaydedilmemiş olmasının rol oynadığını söyleyebiliriz.
2Bundan tam bir sene önce, yani Kasım 2015’te Fed bir sonraki toplantıda faiz artırımı sinyali verdiğinde ise enflasyon oranı sadece 0.25 idi. İşte burada Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerek. Bir merkez bankası eğer yüzde 0.25’lik enflasyona bakıp “Şayet faiz artırmazsam enflasyon yükselecek” diyorsa ve faiz artırdıktan bir sene sonra da (öngörülmesi çok zor petrol fiyatlarına rağmen) enflasyonu yüzde 1.25’e getirdiyse bu takdir edilmesi gereken bir başarıdır. Fed’in eleştirilen kredibilite kaybını yeniden kazandıracak olan bu başarılı öngörüdür. Mevcut konjonktürde dünya ekonomisinin bir ay sonra geleceği noktayı tahmin etmek çok zor. Ancak gelinen noktada Yellen ve arkadaşlarının adımlarını çok dikkatli attıklarını, bir taraftan aşırı likiditenin basınç yaptığı varlık fiyatlarını ürkütmeden makro-ekonomik dengeleri ustaca yönlen-dirdiklerini görüp saygı duymak lazım.