Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

Merkez Bankası bu ayki toplantısında da politika faizinde herhangi bir değişikliğe gitmedi. Kararın fiyat istikrarı ve enflasyon hedeflerine ulaşma konusunda ideal karardan uzak olduğunu düşünüyorum. Kurdaki yükseliş geçişkenlik etkisi ile hem enflasyon rakamlarını hem de enflasyon beklentilerini bozarken artık Fed’in faiz artışının beklenmesinin de çok anlamı kalmadı.

Enflasyon verisine dikkat

Senenin başında, “Fed faiz artırana kadar bekleriz” mesajı verilirken bu mesajın altında yatan mantık Fed’in faiz artırımının kurda yaratacağı yukarı yönlü baskılar ve bu baskıların enflasyon hedefleri üzerinde oluşturacağı tehditti. Fed’in 2015 yılı içerisinde faizleri artırması durumunda Dolar/TL kurunun 2.80’li seviyeleri zorlaması bekleniyordu. Ancak Fed’in faiz artırımını beklemeden de iç tansiyon ve siyasi belirsizlikler ile kur bu seviyeleri çoktan geçti. Buna rağmen Merkez senenin son beş ayını beklemede geçirmeyi tercih etti. Bu zaman zarfında kur sürekli arttı, enflasyona geçişkenlik başladı ve enflasyon beklentileri bozuldu.

Haberin Devamı

Milliyet

Şekilde siyah çizgi Merkez Bankası’nın ortalama fonlama maliyetini (sol eksen), kırmızı çizgi ise 12 ay sonrası enflasyon beklentilerini (sağ eksen) gösteriyor. Kurdaki artışın enflasyon üzerinde yarattığı baskıları takiben sene başından beri Merkez’in ölçülü bir sıkılaştırmaya gittiğini ortalama fonlama maliyetindeki artıştan gözlemliyebiliyoruz. Peki bu yeterli mi? Bu sorunun cevabını da yine yukarıdaki şekilden görebilmek mümkün. Eğer Merkez’in attığı sınırlı sıkılaştırma adımları kuru kontrol altına alabilseydi o zaman bir sene sonrasına yönelik enflasyon beklentilerinin de hedefe yaklaşması beklenirdi. Oysa ki seneye yüzde 6.8 seviyesinde başlayan enflasyon beklentilerinin dokuz ay sonra 7.25 seviyesine ulaştığını görüyoruz. Yani Merkez’in mütavazi adımları malesef içerideki fırtınayı dindirmeye yetmiyor.
Siyasilere önemli not
Merkez Bankası’nın üzerinde faiz artırımına gitmemesi konusunda ciddi bir siyasi baskı var. Çünkü faiz artırımının üretimi yavaşlatmasından ve işsizliği artırmasından endişe ediliyor. Ancak siyasilerin olaya bir de şu açıdan bakmalarında fayda var: Gelmiş olduğumuz noktada kurun ekonomi üzerinde yarattığı daraltıcı etki, yüksek faizin yaratacağı maliyet etkisini geçmiş görünüyor. Dolayısı ile Merkez’in yapacağı faiz artırımı sıkı para politikası gibi görünse de kuru rahatlatmak sureti ile ekonomi üzerinde genişletici bir etki yapacaktır.