İçinde bulunduğumuz günlerin uluslararası alanda en önemli konularının başında hiç şüphesiz göç geliyor. Özellikle Suriye’de yaşanan insanlık dramı neticesinde evlerinden olan, yurtlarını terk eden milyonlarca insan var. Bu insanların büyük kısmını ülkemizde misafir ediyoruz.
Uluslararası sanat dünyası da Türkiyeli sanatçılar gibi bu konuyu maalesef çok cılız bir şekilde gündemlerine alıyorlar. Ai Weiwei’in bile sesi artık çıkmaz oldu. Halep’te yaşananlar ne medyada ne sanat dünyasında gerekli karşılığı görüyor.
Avusturyalı sanatçı Oliver Ressler’in Salt Galata’da açılan sergisi bu açıdan önemli. Sanatçının sergide en çok öne çıkan eseri 15 Temmuz darbe girişiminden sonra İstanbul’da filme aldığı “There are no Syrian refugees in Turkey / Türkiye’de Suriyeli Mülteci Yok” isimli eseri. Sanatçı kendi ülkesini eleştirmek yerine Türkiye’nin Suriyeli misafirlere mülteci hakkı vermediğinden şikayetçi. Eserin adından bu kolaylıkla anlaşılabiliyor.
Eser yüzlerini görmediğimiz Suriyeli misafirlerin Türkiye izlenimleri ve serzenişleriyle dolu. Mesela bir yerde “Tabii ki Tayyip Erdoğan’ı sevmiyorum” denildiğini duyarken, 15 Temmuz gecesini anlatırlarken Suriyelilerin sadece kendileri için endişeye kapıldıklarını sanmanız gayet mümkün. Sanırsınız ki Türkiye’deki bütün Suriyeliler 15 Temmuz gecesi evlerine çekildiler, darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren sokakta kendi aralarında Arapça konuşmayı kestiler. Hayır! Gerçeğin hiç de böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşlarımızı sokağa davet ettiği çağrıya birçok Suriyeli kardeşimiz de katıldı. Darbecilere karşı duruşlarını gösterdiler. Dışarıya çıkamayanlar sabahlara kadar dualar ettiler.
Yanlış bilgiler
Eser boyunca bazı yanlış bilgiler de yer alıyor, örneğin Türkiye’nin AB’den Suriyeli misafirler için yüklü para aldığını söylüyor bir Suriyeli. Bunun böyle olmadığını başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletin ilgili birimlerinin açıklamalarından gayet net bir şekilde biliyoruz.
Ayrıca hükümetin “zorlukla elde edilen özgürlükleri kısıtladığı” yönünde bir suçlama var ki anlamak mümkün değil.
Bazısı bilinçli bazısının da yanlışlıkla olduğunu düşündüğüm onlarca yanlış bilgiden biri de kurgudaki “zekice” yaklaşımla Gaziantep’te daha önce 400 liraya oturulan evin şimdi 1200 liraya çıktığından bahsetmesi. Türkiye gösterimi için sorun değil ama bir Avrupa ülkesinde bu eseri gösterdiğinizde kira artışının İstanbul’da olduğunu sanmaları gayet doğal çünkü bütün olay örgüsü ve anlatım İstanbul’da geçerken Gaziantep araya sıkıştırılmış.
Suriyelilerin yaşadığı insanlık dramını ele alarak, Türkiye’nin misafirperverliğini övüyormuş gibi davranıp bilinçaltındakileri dışarı çıkartan Oliver Ressler gibilere de karnımız tok. Göç konusu bu şekilde ele alınacağına hiç işlenmesin daha iyi!
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024