Türkiye’nin bu yıl mezun olan yeni nesil sanatçı adaylarının eserleri 4 gün boyunca Özel Galata Rum Okulu’nda sergilenecek; yepyeni daha önce hiç görmediğimiz sanatçılarla karşılaşacağız
21 Aralık Perşembe günü Özel Galata Rum Okulu’nda 4 gün sürecek bir etkinlik başlıyor. İlk kez gerçekleşecek olan etkinliklikte Türkiye’nin bu yıl mezun olan yeni nesil sanatçı adayları 23 kişiden oluşan uluslararası bir seçici kurulun değerlendirmesiyle eserlerini sergileyecekler.
BASE, Türkiye’deki ilk kollektif güzel sanatlar yeni mezunları sergisi olma iddiasını taşıyor. Ayrıca bu sergiyle beraber 4 gün boyunca devam edecek toplam 30’u aşkın panelde 75 konuşmacı yer alacak. Bu konuşmalar Türkiye’de sanat dünyasına ışık tutacak, yön gösterecek, bulunduğu yeri daha iyi anlamasına neden olabilecek nitelikte görünüyor. Umarım bu konuşmaların tamamı kayıt altına alınıp en azından internet üzerinden video olarak ya da bir kitap olarak neşredilir. Böylelikle ortaya daha kalıcı, Türkiye sanat tarihi incelemeleri açısından ilerleyen yıllarda başvuru kaynağı olarak değerlendirilecek bir eser ortaya çıkar.
Gelelim sergi kısmına... Tamamı bu yıl mezun olacak öğrencilerden oluştuğu için yepyeni daha önce hiç görmediğimiz sanatçılarla karşılaşacağız. Sadece biz sanatseverler değil, koleksiyonerler ve galeriler de bu sanatçılarla yeni tanışacaklar. Bu şekilde bir sanat hamiliğinin yapılmış olması bile başlı başına ülkemizde sanatın ilerleyen yıllarda daha da gelişmesine vesile olacaktır. Serginin seçici kurulunda da sanat tarihçisi Ahu Antmen, Delfina Vakfı kurucusu Aaron Cezar, grafiker Stephan Bundi, sanatçı Hera Büyüktaşçıyan gibi alanında önde gelen Türkiye’den ve yurtdışından isimlerin yer alması seçkinin kalitesine dair bir ipucu veriyor. Bu yıl ilk kez gerçekleşecek etkinlik umarım önümüzdeki yıllarda da devam eder.
Çağdaş sanatta portre
Pera Müzesi’nde “Bana Bak!” isimli sergi geçtiğimiz günlerde açıldı. Tamamı “portre”lerden oluşan sergi 4 Mart 2018 tarihine kadar açık kalacak. İspanyol
Önemli bir kitap
Uzun zamandır yeni yayımlanan bir kitabı gördüğümde bu kadar heyecanlanmamıştım. Hece Yayınları inceleme dizisinden çıkan Hashim Cabrera’nın yazdığı