Okumadan geçmeyelim dediğim kitaplar, gidip görelim dediğim sergilerden bir seçki...
Kitap, okumanın tarihi, okuma kültürü ve kütüphaneler hakkında son derece önemli kitaplara imza atan Alberto Manguel’in “Dönüş” isimli novellası yıllar sonra ülkesine dönen birisinin karşılaştığı manzarayı anlatıyor. 80 sayfalık eser Manguel’in kendisine has üslubuyla bir oturuşta okunabilecek akıcılıkta.
- Caretta Yayınları’ndan çıkan “30 Saniyede Güzel Sanatlar” onlarca sanat eserini kısa bilgilerle okurla ve sanatseverlerle buluşturuyor. Kitap boyunca ayrıca bazı sanat terimlerini anlatan sözlük de yer alıyor. Sanata dair bir fikriniz yoksa ve olsun istiyorsanız başlangıç için son derece iyi bir kitap.
- Dede Korkut, Türklerin efsanevi bilge kişisi, bilge adamı ve şairi. Önce sözlü olarak anlatılan hikayeleri hayli zaman sonra kitaplaşıyor. Orhan Şaik Gökyay’ın hazırladığı “Dede Korkut Hikayeleri” Yeditepe Yayınları’ndan çıktı. Gökyay’ın mükemmel üslubuyla sadeleştirdiği kitabı özellikle genç okurlara şiddetle tavsiye ediyorum.
- İngiltere merkezli Saqi Yayıncılık çoğunlukla Ortadoğu merkezli kitaplara yer veriyor. Filistinli ressam Nabil Anani’nin “Palestine, Land and People” (Filistin, Vatan ve İnsanlar) başlıklı monografi kitabı da ayrılmaz parçamız Filistin’e sanatçı gözüyle mükemmel bir bakış sunuyor. Kitabın sunumu maalesef ülkemizde pek de bilinmeyen Filistinli şair Mourid Bargouti’ye ait. Bargouti’nin tanımıyla Nabil Anani’nin eserleri aynı anda romancı, şair, tarihçi, mimar, film yapımcısı, müzisyen ve bir hafızanın rollerini yerine getiriyor. Kitapta ayrıca sanat eleştirmeni ve tarihçileri Bashir Makhoul, Nada Shabout ve Tina Sherwell, Rana Anani, Lara Khalid, Housni Alkateeb Shehada’nın sanatçıyla alakalı denemeleri yer alıyor. Maalesef Ortadoğu modern ve çağdaş sanatı ülkemizde “yeterince” ilgi görmediği için ne bu kitap Türkçe yayımlanacak ne de Nabil Anani’nin bir solo sergisini görebileceğiz.
- Geçtiğimiz haftalarda Tarık Buğra’nın doğumunun 100. yılı vesilesiyle yeterince gündeme gelmediği, eserlerinin bu vesileyle bir kez daha mercek altına alınmadığını üzülerek belirtmiştim. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Dr. Ferda Zambak ve Dr. Bahtiyar Aslan’ın Tarık Buğra’yı anlattığı bir söyleşi düzenledi, söyleşinin moderatörü de Prof. Dr. Namık Açıkgöz’dü. Ayrıca henüz okuma fırsatı bulamadım ama Mehmet Tekin’in Ötüken Yayınları’ndan çıkan Tarık Buğra biyografisi yaklaşık 700 sayfalık hacmiyle bile nasıl bir eserle karşı karşıya olduğumuza dair bir ipucu veriyor. Mehmet Tekin’i gene Ötüken Yayınları’ndan çıkan “Romancı Yönüyle Peyami Safa” isimli kitabı vasıtasıyla tanımış, üslubunu çok sevmiştim. Bu kitapta da aynı lezzeti bulacağıma inanıyorum. Tarık Buğra’ya dair yapılan bu yayın ve etkinliklerin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bu büyük yazarımızı çok daha iyi anlatmamız gerektiğine inanıyorum.
- Arkas Holding koleksiyonunda yer alan post-empresyonist resimlerden bir seçki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde önümüzdeki hafta sanatseverlerle buluşacak. Sergide Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 48 sanatçı ve 102 eseri yer alacak. Özel koleksiyonların eserlerini zaman zaman bu şekilde sergilemesi, bu eserler müzede sergilen(e)medikleri için, hem sanatseverlere hem de sanat profesyonellerine bulunmaz bir fırsat veriyor.