Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Birçoğumuzun “Görme Biçimleri”nden tanıdığı John Berger, 5 Kasım’da 90 yaşına girdi. İlk olarak BBC’de bir belgesel olarak 1972 yılında yayımlanan “Görme Biçimleri / Way of Seeing” o tarihten itibaren 20. yüzyılın en önemli sanat kitaplarından biri olarak kabul ediliyor. Ernest Gombrich’in “Sanatın Öyküsü” kitabıyla birlikte sanat, sinema, tasarım, fotoğrafçılık gibi bölümlerde eğitim alan öğrencilerin mutlaka okuması gereken kitaplar arasında yer alıyor.

Berger, “Görme Biçimleri”nde Avrupa’nın klasik sanatlarını 20. yüzyılın imgeleriyle mukayese eder. Bu eser yaşadığımız günlere dair bazı ipuçları verse de 21. yüzyıl hâlâ kendi John Berger’ini bekliyor. Teknolojinin, fotoğrafın, sosyal medyanın, selfie’nin bu kadar yaygın olduğu bir dönem bambaşka bir okuma gerektiriyor.

Haberin Devamı

İyi ki doğdun John Berger

En büyük başarısı

BBC sanat editörü ve geçtiğimiz yıl Türkçeye de çevrilen “Pardon Neye Bakmıştınız?” (Yapı Kredi Yayınları) isimli kitabın yazarı Will Gompertz’e 90. yılı münasebetiyle verdiği verdiği röportajda “Görme Biçimleri” belgeselini dört ayda çektiklerini ve yayına hazır hale getirdiklerini söylüyor Berger. Tabii ki bu dört aydan önce yılların birikimi ve hazırlığının olduğunu belirtmek gerek. Berger aynı röportajında yaklaşık 100 kişinin ABD başkan adayı Hillary Clinton’a arkasını dönerek çektikleri selfie’yi görmesi üzerine, “Son derece düşündürücü, benim bunları yorumlamam için daha çok zamana ihtiyacım var” cevabını verir.

Berger ilk olarak 20’li yaşlarının sonlarında ressam olarak kariyerine ve çalışmalarına başladı. Sanat eleştirmenliğiyle birlikte resim dersleri de verdi. Sadece sanat eleştirmeni olarak değil bir hikaye anlatıcısı olarak da son derece başarılıdır. İlk romanı “Zamanımızın Bir Ressamı / A Painter of Our Time” 1958’de yayımlandı. Bu kitap 2000’de Adam Yayınlarınca neşredildikten sonra yeni baskısı yapılmadı. Berger bu kitabında sürgündeki Macar sanatçı Janos Lavin’in ortadan kaybolması ve aynı zamanda sanat eleştirmeni olan arkadaşı John’un sanatçının günlüğünü bulması üzerinden yaşananları anlatır. Kitap tamamen kurmacadır ama her ilk roman gibi otobiyografik öğeler taşır. Berger’in sanata bakışına dair önemli ipuçları içermesi bakımından bu kitap hayli önemlidir.

Haberin Devamı

John Berger’in edebiyat alanındaki en büyük başarısı 1972 yılında yayımlanan “G.” ile Man Booker Ödülü kazanmasıdır. Berger, ödül karşılığı verilen paranın yarısını İngiltere’de faaliyet gösteren Kara Panterler’e verince “bazı” kesimlerce eleştirildi.
Berger sadece bir sanat eleştirmeni değil, aynı zamanda 20. yüzyılın önemli aydınlarından biri olduğu için sadece sanat konusunda eserler vermedi. John Berger yaşadığı çağa yaptığı tanıklığın neticesi olarak savaşı, göçmenleri, sanayinin hızlı gelişimini ve bunun tarım üzerine etkilerini, Filistin’de yaşanan dramı yazılarına konu etti. Filistinli şair Mahmud Derviş’in vefatından bir yıl sonra onun bir şiirini okuyacaktır.

Görsel yeniden doğuş

Berger’in, katarakt olduktan sonra yaşadığı deneyimleri anlattığı ve yaşadıklarını görsel yeniden doğuş olarak tanımladığı kitabı “Katarakt” benim favorilerimden. Kitabın aynı isimle Yapı Kredi Yayınları’ndan Selçuk Demirel’in ilave çizimleriyle çıktığını belirtmekte fayda var.

Haberin Devamı

Berger hazırladığı belgesellerin dışında bazı belgesellere de konu oldu. Bunların başında katarakt ameliyatından sonra çekilen “Art of Looking / Bakma Sanatı” ve bu yıl !f İstanbul’da da gösterilen “The Seasons in Quincy: Four Portraits of John Berger / Quincy’de Dört Mevsim ve Dört Ayrıcalıklı John Berger Portresi” geliyor.

Berger’in hâlâ Türkçeye çevrilmemiş, yakın zamanda yayımlanmış kitaplarının da en kısa sürede çevirileceğini düşünüyorum. “Landscapes: John Berger on Art”, “Hold Everything Dear: Dispatches on Survival and Resistance”, “A Fortunate Man: The Story of a Country Doctor (Canons)”, “About Looking”, “Portraits: John Berger on Artists.” n