Sabancı Üniversitesi’ne bağlı Sakıp Sabancı Müzesi dünyada eşine az rastlayabileceğimiz bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Osmanlı’nın son döneminde Batılı anlamda sanat eğitimi almış ve başarılı portrelere imza atmış olan Feyhaman Duran sergisi geçtiğimiz günlerde açıldı. “İki Dünya Arasında” başlığını taşıyan sergi 30 Temmuz’a kadar devam edecek.
Feyhaman Duran enderun mensubu şair, düşünür ve hattat bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Süleyman Hayri Bey Feyhaman’a hitaben büyüdüğü zaman ona yol göstermesi için Pend-i Hayri başlıklı 141 beyitlik bir pendname kaleme aldı. Sözlük anlamıyla pendname, 16. yüzyıldan sonra ortaya çıkmış öğüt kitabıdır. En meşhur örneği ise Güvahi trafından kaleme alınmıştır.
Hayri Bey, Feyhaman’ın bu pendnameyi okuduğunu göremeden, Feyhaman henüz 5 yaşındayken vefat eder. Ama bu metin onun hayatında hep etkili oldu. Sanatçının alçak gönüllü, dürüst ve çalışkan olmasında bu metnin etkisi çoktur. Feyhaman annesini de küçük yaşlarda kaybeder. Annesinin vasiyetine uygun olarak Galatasaray Sultanisi’nde okur. Lakin dedesinin Feyhaman’la yeterince ilgilenemediğini fark eden okul müdürü Abdurrahman Şeref Bey, Feyhaman’ı himayesine alır.
Feyhaman okul yıllarında tarama kalem, çini mürekkebi ve yağlı boya resimler yapar. Son derece yetenekli olduğundan sadece arkadaşlarının değil, öğretmenlerinin de takdirini kazanmıştı.
Okuldan sonra Cağaloğlu’nda katip olarak çalıştı. Daha sonra Galatasaray Sultanisi’nde resim öğretmenliği yaptı. Daha önce öğretmenliğini yapmış hocalarla artık meslektaş olmuştu. Ama Feyhaman’ın hayatındaki en önemli kırılma anı 1910 yılında oldu. Tamamen bir tesadüf sonucu Feyhaman’ın yeteneğini fark eden Abbas Halim Paşa onu Paris’e resim eğitimi almaya gönderdi. Paris’te üç ayrı okulda eğitim gördü: Académie Julian, École des Beaux-Arts ve Arts Décoratifs.
Atölyesi de görülebilir
Birinci Cihan Harbi’nin başlamasından dolayı yurt dışındaki diğer Türk ressamlarla birlikte yurda döner. Bu ressamlar Ruhi Arel, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Namık İsmail, Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı’dır. Bu genç sanatçılar Avrupa’dan yepyeni görüş ve tekniklerle gelmişlerdir. Ve bu sanatçılar sayesinde Türk resminin seyri değişmiştir. Daha sonraları Osmanlı Ressamlar Cemiyeti adıyla bir araya gelen sanatçılar değişimin öncülüğünü yapmışlardır.
Feyhaman, hamisi Abbas Halim Paşa’nın tavsiyesi ve isteği üzerine Galatasaray Sultanisi’ne dönmez ve ressamlık yaparak geçimini sağlar.
Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılan serginin biricikliğine de değinmek gerekiyor. Feyhaman Duran henüz hayattayken kullanım hakkı eşinde olmak üzere evini, içindeki eşyalarla ve resimlerle birlikte İstanbul Üniversitesi’ne bağışlamıştır. Prof. Dr. Nurhan Atasoy’un müthiş gayretleri ile bu ev şu an Feyhaman Duran Kültür ve Sanat Evi olarak İstanbul Üniversitesi bünyesinde faaliyet göstermektedir. (Bu arada Nurhan Hoca’ya sadece Feyhaman Duran için değil, son bir yılda Matrakçı Nasuh’un “Menazilname”si ve müzehhip Kara Memi’nin “Muhibbi Divanı” isimli çalışmalarından dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Tek nüsha olan bu eserler artık onun sayesinde 3001 adet oldu.)
30 Temmuz’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverleri bekleyen sergide sanatçının atölyesini de görme imkanı var. Bu da bence serginin en dikkat çekici özelliklerinden biri. Uzun yıllar boyunca süren çalışmanın neticesinde İstanbul Üniversitesi ve Sakıp Sabancı Müzesi işbirliğiyle gerçekleşen bu sergiyle birlikte sergi kataloğunu da okumanızı tavsiye ediyorum. Sanatçının hayatını, sanat yaklaşımını ve eserleri üzerine yazılmış önemli yazıları okumak sanatçıyı daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024