Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Hain darbe girişiminin üzerinden aylar geçti. Devletin adeta kılcal damarlarına işlemiş olan Paralel İhanet Çetesi’nin üyeleriyle mücadelesi hız kesmeden devam ediyor. İnanıyorum ki devlet ve millet el ele vererek bu hainlerden ülkemizi tamamen kurtaracak.

15 Temmuz’un aziz hatırasını yaşatmak, ilerideki kuşaklara o melun geceyi öğretmek, unutmamalarını sağlamak tekrar böyle bir yapının oluşmaması için son derece önemli. Ülkemizin hemen hemen her yerinde meydanlara, caddelere, köprülere 15 Temmuz adının verilmesi, bazen çok alakasız yerlere(otogarlar gibi) verilse bile, bu açıdan çok önemli. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanımız Sayın Nabi Avcı’nın katılımıyla 15 Temmuz Müzesi Çalıştayı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı. İnanıyorum ki yapılacak müze de yaşananların unutulmamasına fayda sağlayacaktır. Haklarını hiçbir şekilde ödeyemeyeceğimiz şehitlerimize de bu vesileyle tekrar tekrar şükranlarımı sunuyorum.

Haberin Devamı

Niçin uluslararası?

Daha önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çeşitli vesilelerle bahsettiği 15 Temmuz Şehitler Anıtı da bu alanda hiç şüphesiz önemli bir boşluğu dolduracak. Lakin bu anıtla ilgili bir çalışma yapıldığına dair net bir açıklama henüz yapılmadı. Bence izlenecek en doğru yöntem Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu anıt için uluslararası bir yarışma düzenlemesidir. Uluslararası bir jüriyle daha önceden ilan edilen alan ya da alanlara yapılacak anıt(lar) seçilebilir.

Peki niçin uluslararası? Çünkü bu darbe girişimi sadece Türkiye’ye yönelik olarak yapılmadı. Eğer bu darbe başarılı olsaydı bütün Ortadoğu’daki mazlum halklar da umutsuzluğa kapılacaktı, darbenin arkasındakiler “Dünya beşten büyüktür” diyen liderden “kurtulmuş” olacaklardı. Eğer bu yarışma uluslararası olursa bu, darbe girişimini Türkiye’de yaşamasa bile iliklerinde duyan tüm sanatçılar için kendilerini ifade edebilecekleri bir imkan oluşur hem de sık sık çeşitli vesilelerle gündeme gelen kültür-sanat devrimine belki bir faydası dokunabilir.

Kitaplara KDV indirimi gelecek mi?

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı sürpriz bir açıklama yaparak bazı ürünlerde KDV oranının geçici olarak, bazı ürünlerdeyse kalıcı olarak düşürüldüğünü açıkladı. Bu açıklamalar üzerine özellikle sosyal medyada bazı yazar, entelektüel ve sanatçılar, sanat ürünlerinde de KDV oranının düşürülmesi gerektiğini savundular. Hatta Sabah gazetesinden Hasan Bülent Kahraman “Kültür ürünlerinde KDV niye düşürülmüyor, hatta bütün bütüne kaldırılmıyor diye sormayayım mı?” diye bir soru da yöneltip cevaben “Kısacası, neresinden bakılırsa bakılsın kültür ve sanattaki KDV kaldırılmalıdır” ifadelerini de kullandı.

Şahsen ben özellikle kitaplarda KDV oranının düşürülmesinin okura pek faydası olacağını düşünmüyorum. Çünkü daha önce e-kitaplarla alakalı yaşanan tartışmaların ardından Maliye Bakanlığı yüzde 18 olan KDV oranını yüzde 8’e indirdikten sonra e-kitap fiyatlarında kayda değer bir indirim olmamıştı. Ya da süreli yayınlar için uygulanan KDV oranının düşürülmesi de fiyatları pek etkilememişti.

Haberin Devamı

Başka problemler

Eğer yayınevi olası bir KDV indirimini fiyatlarına yansıtacak olursa bu sefer de başka problemlerle karşılaşacak. Örneğin kitap için matbaaya ödediği faturada yüzde 18, kağıt için ödediği faturada yüzde 8 KDV öderken satışta yüzde 1 uygulaması yayınevi için fazladan finansman masrafı olacak ve belki de bu uygulama dolayısıyla bazı yayınevleri finansal zorluklarla karşılaşabilecekler. Eğer böyle bir uygulama olursa bundan kesinlikle kârlı çıkacak olan ilk yer kitabevleridir.

Bunun yerine e-kitapta girdilerde, kağıt, matbaa, dağıtım gibi, KDV oranı olmadığı için KDV oranını yüzde 1’e çekmek mümkün. Böylelikle e-kitap, matbu kitabın karşısına gerçek bir alternatif olarak çıkabilir. Tabii yayınevlerinin yapılacak olası düzenlemeyi okura yansıtacağını varsayarak bu öneriyi getirdiğimi de tekrar belirtmek isterim.