Yerleştirme sonuçları açıklandığında dikkat çeken en büyük ayrıntı, üniversitelerde boş kalan kontenjan sayısı oldu. Bu yıl, lisans ve önlisansta boş kontenjan sayısı 214 bin 430 olarak gerçekleşti. Tüm kontenjanlar itibariyle doluluk oranı geçen yıl yüzde 95,3 iken, bu yıl doluluk oranı yüzde 74.7’ye geriledi.
18 Ağustos tarihi itibariyle üniversitelere kayıtlar tamamlandı. Vakıf üniversiteleri, ne yazık ki kayıt sırasında da fire verdi.
Yerleştirme sonuçlarına göre vakıf üniversitelerinde yaklaşık 50 bin kontenjan boş kaldı. Geçen yıl bu sayı 20 bindi. Vakıflarda artan üniversite ve kontenjan sayısı ile öğrencilerin taleplerindeki düşükontenjanların boş kalmasında önemli bir rol oynadı. Vakıf üniversitelerinde yüzde 100 doluluk oranını yakalayan sadece beş üniversite var. Doluluk oranı daha baştan yüzde 37-38 olan vakıf üniversiteleri bile vardı.
Edindiğimiz bilgilere göre, vakıf üniversiteleri kayıt sırasında da fire verdi. Doluluk oranı yüzde 96 olan üniversitenin kayıt oranının
1944 Nobel Fizik Ödülü sahibi Isidor I. Rabi’ye nasıl bilim insanı olduğu sorulduğunda şunu söylüyor: “Beni, farkında olmadan annem bilim insanı yaptı. Yaşadığım yerdeki diğer anneler okul sonrası çocuklarına ‘Bugün ne öğrendin?’ diye sorarken, annem bana ‘Izzy , bugün iyi bir soru sordun mu?” derdi. İşte bu fark; yani farklı soru sorma yaklaşımı, beni bilim insanı yaptı.”
Soru sormak, problemi belirlemek ve çözüm üretmek, eğitimde son derece önemli…
***
‘En önemli ihtiyacınız nedir?’ sorusuna verilen cevap göze alındığında, cep telefonunun birinci sırada çıktığı ülkemizde, kitap 135’inci sırada yer almış. Kişi başına yılda kitaba 6,9 TL harcarken, sigaraya 1400 TL harcıyoruz.
Son yapılan araştırmalarda Türkiye’de kitap okuma alışkanlığı yüzde 0.01, AB ülkelerinin oranı ise yüzde 21...
Türkiye’de bir kişi on yılda bir kitap okuyor. Ayda bir kitap ya da yılda bir kitap değil, on yılda bir kitap. İşte, yukardaki kitap okuma oranı olan yüzde 0.01’in
Eğitim uzmanı basınının sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ÖSYM’nin puanlama hatasıyla ilgili “Özür dilemeleri de bir erdem” dedi ve ekledi: Bu hatalar olmamalıydı. Olayın takipçisiyiz, soruşturma sürüyor
Milli Eğitim Bakanı, yeni müfredata ilişkin eğitim editörleriyle bir toplantı yaptı.
Bakan Yılmaz, değerli bir bürokrat, tecrübesi oldukça fazla…
Sami itiraflarda bulundu, bugüne kadar yaptıklarını ve bundan sonra yapacaklarını sıraladı. Toplantının konusu yeni müfredat olmasına rağmen, konuşmalar eğitim genel değerlendirmesine dönüştü.
Her şeyden önce şunu belirtmekte yarar var; toplantı son derece yararlı oldu, bu tür birlikteliklerin sıklıkla yapılmasında yarar var.
Bakan dertli, yanlış anlaşılmaktan ve iyi niyetle yaptıklarının farklı noktalar çekilmesinden dertli...
İşte, toplantıdan başlıklar:
Bakan, Haydarpaşa Lisesi’nde okuduğunu ve o dönemde sınıf mevcutlarının 70 olduğunu belirtti. 50 dakikalık bir derste, öğretmen 70 kişiye bir dakika bile ayıramıyordu dedi. Biz görevi devraldığımızda, sı
Siri, iOS işletim sisteminin bir parçası. ‘Akıllı kiş isel asistan ve bilgi gezgini’ olarak tanımlayabiliriz…
Bu programın amacı; soruları yanıtlamak, tavsiyelerde bulunmak ve web hizmetlerindeki eylemleri gerçekleştirmek…
2011’den beri milyonlarca kullanıcıya hizmet veren Siri, Türkçe desteği de kazandı. Siri ile Türkçe konuşmaya başlayan kullanıcılarının paylaşımları sosyal medyada sıklıkla yer alıyor.. .
İşte, Türk kullanıcıların Siri ile sohbetlerinden bazıları:
“Çok güzelsin”
Neden herkes bunu söyleyip duruyor, anlamıyorum; ama yine de teşekkürler.
“Benimle evlenir misin?”
Bunu ilk soran sen değilsin.
‘Kemanı Ağlatan Adam’ ı dinliyorum, Farid Farjad ...
Kemanı bilmem, ama ben ağlıyorum!
Dünyanın en iyi keman virtüözlerinden biri...
Keman, bir insan eline bu kadar yakışır...
Onu dinlemek, ölmeden önce yapılması gerekenlerden; mutlaka dinlenmeli...
Ne diyelim, kalite!
M. Ravel ’e hayranım, en sevdiğim bestecilerden, çağdaş bir Fransız besteci...
En tanınmış eseri Bolero ...
ÖSYM’nin bir sloganı var: “EMEĞİNİZ EMANETİMİZDİR” diye…
Çok hoş, anlamlı; güven telkin ediyor, emeği kutsallaştırıyor.
Emeğine saygı duyuyorum, onu koruyup gözeteceğim anlamına geliyor…
Bu slogan, okul koridorlarının ve sınav salonlarının ‘demirbaşı’ dır, ÖSYM tarafından okul idarelerine zimmetlenmiştir.
Sınav kalemlerinin üstünde bile yazar, ‘yalnız değilsin, arkandayım’ güvencesi verir.
***
Sabah saatlerinde ÖSYM’den puan hesaplamasında hata yapıldığıyla ilgili açıklama geldi. Açıklamada, “Tablo 6-C’nin ekindeki okullardan mezun olan adayların ek puansız yerleştirme puanları kullanıldı. 1110 adayın yerleştirmesi değişmiş, 1628 aday daha önce bir programa yerleşmemişken yerleşir duruma gelmiş, daha önce bir programa yerleştiği açıklanan 1499 aday herhangi bir programa yerleşmemiştir” denildi. Sonra da özür dilendi…
Şaka gibi…
Çok beğendiğim bir slogan var: “Meslek Lisesi Memleket Meselesi...”
Milli Eğitim Bakanlığı ile Koç Holding a rasında 2006 yılında imzalanan “Mesleki Eğitimin Gel iştirilmesi İşbirliği Protokolü” Koç Holding’in sahip olduğu güçlü yanların, ülkemizin işsizlik ve nitelikli iş gücü ihtiyacı sorunlarının çözümü için seferber edilmesi üzerine kuruldu. Vehbi Koç Vakfı’nın da destek verdiği ve “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganı ile özdeşleşen proje kapsamında mesleki teknik eğitimin önemi konusunda toplumun her kesiminde farkındalık yaratmak ve bu konuda liderlik yaparak, devletle iş dünyası arasında işbirliğinin tohumlarını atmak amaçlandı.
Güzel, olağanüstü güzel bir proje...
Paydaşları tebrik eder, projeye desteklerinin artarak devamını dileriz...
Yerleştirme sonuçları açıklandığında, mesleki eğitimle ilgili bir başka sorunla karşılaştık; iki yıllık meslek yüksekokulları boş kalmıştı!
Slogan şuna dönüştü: “Mesleki Eğitimde Boş Kalan Kontenjanlar
Sandıklar açılınca, seçmen siyasi partilere bir mesaj verir, “bizimlasın” der veya “bizimla değilsin” der; üniversite sonuçları açıklanınca, mesajı bu kez üniversite adayları verdi, hem de en sertinden: “Bizimla değilsiniz!”
Yekta Saraç Hocam, mesajı aldık herhalde!
Bir sonraki seçimi beklemeden önce, yerel seçimlerde (ek yerleştirme) bir şeyler yapmak gerekmez mi? Seçmene bir kulak versek, ivedi bir çözüm paketi sunsak...
Şaka bir tarafa, üniversite adayları kontenjanları boş bırakarak üniversitelere bir mesaj verdiler, hem de kimsenin beklemediği bir mesaj.
Aslında ben böyle bir tabloyla karşılaşacağımı çok iyi biliyordum. Tercih dönemi, daha önceki dönemler gibi coşukulu geçmedi, üniversite kampüslerinde o eski canlılık yoktu, üniversite ziyaretleri cansızdı, hatta bunu tercih dönemindeki yazılarımda kısmen dile getirdim “inşallah önümüzdeki günlerde trafik yoğunlaşır” dedim.
Eğri oturup, doğru konuşalım; üniversitelermizin, adaylara