Prof. Dr. Nuran Yıldız

Prof. Dr. Nuran Yıldız

nuran@nuranyildiz.com

Tüm Yazıları

Bazen bir cümle bir kitaplık bilgi, bin yıllık anlatıyı içerebilir. Dikkatinize iki cümle sunacağım. Masum bebekleri öldürerek para kazanan iğrenç çetenin yargılanma sürecinde, sanık savunmalarında geçti o iki cümle. Hiç üzerinde durmadan geçtik.

İlk cümle şuydu: “Devleti soymak, milleti soymaktan iyidir.”

Mahkeme başkanı bu cümleyi sorduğunda, sanık “Kurtlar Vadisi’nde geçen ünlü bir replik bu” yanıtını veriyor. Üzerine kitap yazılır.

Elbette bir davranış biçimini bir TV dizisine bağlayamazsınız ve fakat, bir kuşak sadece o diziyle yetişmişse, iletişim biliminde “tekrarlanan modellemelerin sabit fikre dönüşmesi”nden söz edersiniz.

Haberin Devamı

Devleti, TSK’yı güçsüz ve güvenilmez göstererek zihinlere güvensizlik eken “Kurtlar Vadisi”nin yoğun ilgiyle izlendiği yılların, FETÖ’nün en güçlü olduğu yıllara denk gelmesi bir tesadüf olabilir mi?

“Devleti soymak, milleti soymaktan iyidir” repliği, popüler kültürün kendi içerisinde çoğaltılıp yaygınlaşmadı mı? O devlet ki, baki kalsın diye öldük, ölüyoruz tarih boyu.

“Devleti soymak” suçunun, neoliberalizmin çıktısı olduğunu tartışmayacak mıyız?

İkinci cümle tam da devletin doğasıyla ilgili ve sanık kendini savunurken söylüyor: “Bunları özel hastanelerin hepsi yapıyor.”

Devlet tarihsel süreçte, insan topluluklarının güvenlik, sağlık, eğitim gibi varlığını sürdürme temel ihtiyaçlarının örgütlenmesiyle ortaya çıkar.

Neoliberalizmin tükenmeyen iştahıyla, temel ihtiyaçların özelleştirilmesi bebekleri öldürmeye kadar vardı.

Bir akademisyen idealizmiyle söylemiyorum, siyasi karakterinin en önemli özelliği ezber bozmak olan Erdoğan’ın yapabilirliği ya da muhalefetin çözüm önermesi gerekliliği çerçevesinde, adı geçen özel hastanelerin kamulaştırılması neden düşünülmez?

Sermayenin ürkütülmemesi için bu çözüm dillendirilmiyor olabilir ve fakat, kirlenmiş hastaneleri kamulaştırmak, diğer hastanelerin kendilerini denetlemesine de yol açmaz mı?

Siyasette en büyük fırsatlar, küçük hesaplar yapmaktan vazgeçince ortaya çıkar.

Bizi iyi öğretmenler iyileştirir

Teknolojinin içine doğuyorlar. Her şeyi sorguluyorlar. Kavramlarımız farklı. Hızlı düşünüyorlar, dolayısıyla çabuk sıkılıyorlar. Espri anlayışları, otorite algıları farklı.

Haberin Devamı

Yeni nesil öğrencilerden söz ediyorum. Onlara öğretmenlik yapmak aşırı zor.

İş sadece müfredatı işlemekle bitmiyor. İki önemli işlevi daha var öğretmenlerin; güvenilir olmak ve rol model olmak. Bu ikisi olunca öğrencinin başarı oranı artıyor.

Öğrenci, rol model ve güven veren öğretmen bulamazsa o boşluğu dizi kahramanları, sosyal medya figürleriyle dolduruyor.

Elbette pek çok sorun var, yoksul öğrencilerin gereksinimleri, velilerin sınırı aşan müdahaleleri vs. Zorluklara rağmen öğretmenler, toplumun yapı taşlarını yetiştiriyorlar. Öğretmenlerin öğrencilere, devletin öğretmenlere yaptığı yatırım geri dönüşü en değerli olan yatırımdır.

Elleri öpülesi öğretmenlerin günü kutlu olsun.

İletişim notları

Bir, TSK gibi değeri ve sorumluluğu tartışılmaz bir kurumun gündem malzemesi yapılmasını asla doğru bulmam. Buna rağmen, 5 yıllık eğitim sürecinde bir örgütle ilişkileri, disiplin anlayışlarında sorun tespit edilmemişse bir mezuniyet töreni sonrası yapılan kutlama, meslekten men gibi ağır sonuç doğurmamalı.

Haberin Devamı

İki, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile MİT Müsteşarı İbrahim Kalın’ın görüşmesi, içerikten bağımsız iletişim eylemi olarak çok önemlidir.

Üç, Ufuk Uras’ın önce Bahçeli ile sonra da MHP aracıyla gittiği DEM yönetimiyle iletişim trafiği ve sözcülüğü “milli birlik uzlaşması” sürecinin başladığını gösterir.

AKLIMDA KALAN

Arınç’ın TSK için kullandığı “onlar” ifadesi: Bülent Arınç ne zaman konuşsa ben tırsarım. Yine konuştu. Erdoğan’ın başbakanlığı dönemini anlatırken TSK için şöyle diyor: “Onların törenleri çoktur. Hepsine gidiyoruz ki gelmedi demesinler.” Cümledeki “onlar” ifadesiyle kastettiği Türk ordusunu “öteki”leştiren dil, kimseye yarar sağlamayacağı gibi, iyi niyetinden de şüphe edilir.