Karşılıksız çek konusunda okurlardan yorum yağıyor. Karşılıksız çekte hapis yok. Ancak para cezası ödenmezse, hapse çevriliyor
Ödenemeyen para cezasının hapse değil, kamu hizmetine dönüşmesi daha doğru. Peki diğer önerilerim neler, bir bakalım...
Keşide edilen çekin karşılıksız çıkması suçtur. Eskiden doğrudan hapis cezası veriliyordu, şimdi ise önce adli para cezası veriliyor. Adli para cezası ödenmezse, hapis cezasına çevriliyor.
Çek Kanunu’na göre karşılıksız çeke doğrudan hapis cezası yok ama adli para cezası hapis cezasına çevrildiğinden, bir kimsenin yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü yerine getiremediği için özgürlüğünden yoksun bırakılamayacağı, bunun insan özgürlüğüne ve onuruna aykırı olacağına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 4 No’lu Protokol md 1 ve Anayasa md 38/8 hükümleri dolaylı olarak ihlal ediliyor.
Anayasa’nın yasaklamış olduğu bir hapis cezası, ödenemeyen para cezasının hapis cezasına çevrilmesi suretiyle dolanılmış oluyor.
O yüzden ödenemeyen adli para cezasının hapis cezasına değil de, zorunlu veya isteğe bağlı olarak kamu hizmetinde çalışmaya dönüştürülmesinin daha doğru olacağı görüşündeyim.
Esnaf ne diyor?
Bazı okurlarım diyor ki; “Bizler esnafız, konkordato alma masraflarını bile karşılayamıyoruz. Ama parası olana konkordato kararı veriliyor, onlara karşılıksız çek hapsi verilmiyor, biz esnafa veriliyor. Burada bir adaletsizlik var.”
“Çeki karşılıksız çıkan benim, benim çekim karşılıksız çıktığı için devlet adli para cezası tahsil ediyor. Bu benim mağduriyetimi gidermiyor. Devlet tahsil ettiği adli para cezasını çek alacaklısına ödesin!”
Üzerinde düşünülmesi gereken bir çözüm önerisi!
‘Sigortalı çek’ güven sağlar
Karşılıksız çek sorunu için benim şahsi çözüm önerilerimden birisi, sigortalı çek. Alacak sigortası zaten bazı sigorta şirketleri tarafından uygulanıyor. Devlet Destekli Ticari Alacak Sigorta Sistemi dahi var. Benim kastettiğim, çek keşide edenin, çek yazanın, yazdığı karekodlu çeki, anında sigorta ettirmesi.
Sigortalı çek neye yarar? Çeki yazan bilir ki, çeki vadesinde ödeyecek parası olmazsa sigorta şirketi öder, böylece çeki karşılıksız çıkmaz, hapis cezası tehdidi ile karşılaşmaz. Sigortalı çeki alan da bilecektir ki, çeki verenin parası olmazsa, sigorta şirketi çeki ödeyecektir. Sigorta şirketi mi? O da sigorta primi tahsil ederek gelir elde edecektir.
Sigorta primi de, Kredi Kayıt Bürosu’nun verdiği çek raporundaki çek skor endeksine göre aktüerler tarafından hesaplanabilir. Çek raporunda, ibrazında ödenen çek sayısı, tutarları, karşılıksız çıkan çeklerin sayısı ve tutarları çek skoru olarak hesaplanıyor. Çek skoru endeks puanı, sıfır ile bin arasında. Çek keşide eden de çek skoruna göre hesaplanacak sigorta primini öderse, çek, sigortalı çek olarak tedavüle çıkar. Herkes güvenle sigortalı çeki kullanır.
BANKA GARANTİSİ MÜMKÜN MÜ?
Bankalar genel kredi sözleşmesi (GKS) imzalarken, müşterileri ile çek sözleşmesi de yapıp, çek koçanı vermişlerse, her bir çek yaprağına dayalı mali sorumluluk tutarları kadar teminat da isterler. Kullandırılacak kredi limiti kadar teminat alırlar. İpotek veya rehin, ya da kefalet alırlar. GKS imzalayan müşteri, kredi limitinin belirli bir tutarını çek olarak kullanmak isteyebilir.
Örneğin 1 milyon limitli GKS imzalandı ve yeterli ayni veya şahsi teminat alındı. Müşteri, 100 bin TL’si için çek kullanmak istedi. O zaman çek yaprağının üzerine banka, ”Bu çekin 100 bin TL’si banka teminatındadır” anlamında bir taahhütte bulunursa, karşılıksız çek sorunu çıkmayacaktır. Müşteri de ister 100 bin, isterse daha düşük meblağlı çeki verebilir. Banka ödediği çek için, vadesine ve çek tutarına göre önceden anlaştığı komisyonunu alacak, müşterisi borcunu ödemezse, teminatı paraya çevirtme yoluna gidecektir. Üzerinde düşündükçe çözümler üretilir.
ÇİFTE MAĞDURİYET NASIL ÖNLENİR?
Hukuken korunması gerekenler, karşılıksız çek yüzünden 2 kere mağdur olanlardır; hem aldığı çek ödenmediği için mağdur olanlar, hem de, aldıkları çek ödenmediği için kendi yazdıkları çeki ödeyemeyenler.
Bunlar karşılıksız çekin çifte mağdurudur. İyiniyetli olarak yazdıkları çeki ödemek isterler. Ancak kendi borçluları borçlarını ödeyemedikleri için yazdıkları çekleri ödeyemezler ve nihayetinde hapis cezası ile karşı karşıya kalırlar.
Bunlar hem aldıkları, hem de, verdikleri çekler yüzünden çifte mağduriyet yaşarlar.
Çifte mağdurlar, alacaklarını alamadıkları için çeklerini ödeyemeyenler.
Karşılıksız çekin cirantaları varsa, onlar çifte mağdurdurlar.
Karşılıksız çekin çifte mağdurlarının adli para cezalarını hapis cezasına çevirttirmek, ekonomik olarak karşılıksız çekin ödenmesini sağlamaz.
Hatta hapse girmemek için tefecilerin eline düşenler dahi vardır.
Hapse girmeseler çalışıp çabalayıp borçlarını ödemek için didinecek karakter ve iş ahlakına sahip bu çifte mağdurları, tefecilerin eline düşürmek, daha büyük sosyal sorunlar ve toplumsal yaralara yol açar.
Eğer bir karşılıksız çek çifte mağduru, en az karşılıksız çıkan çekleri kadar alacaklı olduğunu ispatlayabiliyor, elindeki karşılıksız çeklerini delil olarak sunuyorsa, adli para cezasını hapis cezasına çevirttirmek benim vicdanıma sığmıyor. Tabii hileli ve muvazaalı borç yaratmamak koşulu ile.
OKURLARDAN YORUM YAĞIYOR
Ya karşılıksız çekte kötüniyet varsa?
Toplam 3 milyon TL tutarında alacaklı olduğu çekleri karşılıksız çıktığı için zor durumda kalmasına rağmen, tüm imkânlarını zorlayarak kendi yazdığı çekleri ödediğini söyleyen, ismi bende saklı bir okurum, sitemini şöyle ifade ediyor:
“Mağdur edildiğim için kimseyi ve hiç bir firmanın alacağını ödememezlik etmedim ve çok zor durumdayım. Çek kullanıp da başkalarını zora sokan kimseler iyi niyetli sayılamaz... Mevcut ceza sistemi yetersiz. Avrupa insan hakları içtihatlarından bahsediyorsun, bireyin hakkı hukuku Avrupa insan haklarının üstündedir.”
Bir başka okurum ise beni de itham ederek daha ağır yazmış:
“Peki adam geldi. Malı verdim, çekleri verdi gitti. 180 bin TL’mi yedi, başka yerleri de çarptı. Bunun benim paramı yemesini mi izleyeceğim? Siz de bunlara ortak oluyorsunuz. Namuslu adam borcunu ödemeye çalışır. Siz hırsıza yardım ediyorsunuz. Sizin paranızı yiyen olmamış herhalde.”
“Sahtekârlık yapıp çek kesip ödemeyenler yüzünden mağduruz. Hapis cezası asla kalkmamalı. Savunduğunuz şeyi doğru irdeleyin. 100 binlik aracımı verdim, çek aldım. Çok güvenilir, piyasada adı olan firmaydı, kaçtılar, mağduruz. Böyle kötü niyetli kişilerin arkasında durmayın, günahtır.”
Avukatlığını dahi yapmam!
Bu okurlarımın yaşadıkları mağduriyeti yaşayan bir çok okurumdan e-mail aldım.
Ancak, aldıkları çekleri ödenmediği için mağdur olan, iflas durumuna gelen, işyerlerini kapatmak zorunda kalan çek alacaklıları hiç şüphesiz asıl korunması gereken kişilerdir.
Yoksa bile bile, kötüniyetli olarak yazdıkları çekleri ödemeyen, başkalarının malvarlığını karşılıksız çek yazarak kendi malvarlıklarına aktaranlar elbette mağdur değillerdir ve hiçbir hukuki korumayı hak etmiyorlar.
“Hocam selam, tamam, çekte hapis cezası kalksın. Peki ben sıra çeki olan bir alacaklımdan çekleri aldım. Rica etti, iki çeki yazdırmadım. Son çeki yazdırdım. 15 bin TL alacaklı olduğum şahısta 26 adet gayrimenkul var. Çoğuna da icra konulmamış. Ama adam ödemiyor. Niyeti kötü. Yatsın hapiste, kusura bakmayın.”
Benim de bir akademisyen olarak kötüniyetli çek yazanların, yazdıkları çekler ödenmesin diye üzerlerindeki malları yakınlarının üzerine geçirenlerin yanında olmam mümkün değil. Böylelerinin şimdiye kadar avukatlığını dahi yapmadım.