Hukuk sistemimiz, herkesin iyiniyetli olduğu varsayımı üzerine inşa edilmiştir. Ama gerçek hayat öyle mi? Kimisi doğuştan, kimisi emek ve çaba harcamadan bir şeylere sahip olma hırsından, kimisi tamahkârlığından, kimisi de içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak için iyiniyet içermeyen davranışlara girer, çalar, çırpar, hile yapar.
Teknolojinin getirdiği kolaylıklara koşut, bankalar da bankacılık hizmetlerini önce elektronik sistem üzerinden, sonra da internet üzerinden sunmaya başladılar.
Elektronik bankacılıkta en çok kullanılan dolandırıcılık yöntemi ATM’lerden hile yapmaktır. Bu ATM’ler pahalı ve oldukça yüksek bir teknolojiye sahiptirler.
Ancak dolandırıcılar, iyiniyetli olmayanlar iptidai yöntemlerle dahi ATM’ler üzerinden vatandaşların banka hesaplarını boşaltmaktalar. Aslında ATM’ler üzerinden yapılan dolandırıcılıkta hem hesabı boşaltılan vatandaş, hem de banka dolandırılıyor. Zararın tazmini hususunda ise, olayın özelliğine göre bankanın da sorumluluğu olabiliyor.
Dikkat ederseniz, artık ATM’ler kameralı sistem ile de izleniyor. Banka müşterisinin hesabının boşaltılmasında kendisinin ne kadar kusuru olduğunun tespitinde bu kamera kayıtları çok işe yarıyor.
Şifrenizi koruyun
Banka müşterisi, banka kartını ATM’ye kaptırırsa, ekranda buna ilişkin hiçbir uyarı görmeden, “işleminiz sonlandırılmıştır”, “kartınızı alabilirsiniz” anlamına gelen ikazları görmesine rağmen kartını alamıyorsa, ATM’yi terk etmemeli.
Hiç kimseden yardım istememeli. Derhal bankasını aramalı. Hiç kimseye asla ne kart şifresini, ne de işlem şifresini söylememeli. Banka kartı şifresi ve işlem şifreleri ezberlenmeli ve “şifre” oldukları anlaşılacak bir şekilde hiçbir yere not edilmemeli.
Unutmayın, kendi bankanız bile şifrenizi size sormaz, siz de kimseye, hele hele ATM önünde yabancı bir kimseye söylemeyiniz. Eskiden bankalar kartı teslim ederken şifresi yazılı olarak teslim ederlerdi.
Artık bu uygulama da sona ermiştir. Şifrenizi bankanızı arayarak kendiniz oluşturursunuz. ATM önünde size sözde yardım eden birisi aracılığıyla dahi “sözde bankanıza” telefon etmişseniz, şifrenizi asla tuşlamayınız.
Tanımadığınız kimseler size yardım ediyor gibi görünebilir, belki gerçekten de yardım ediyorlardır, nazikçe teşekkür edip, yardım talebini geri çevirin, size asıl yardım edecek olan bankanızdır. Bankanıza ulaşamıyorsanız, ATM’deki işlemi yarım da olsa sonlandırın.
Davetsiz misafirler
ATM önünde işlem yaparken, arkanızda omzunuzun üzerinden kafasını uzatmış meraklı davetsiz misafirler olabilir. Öyle ki, bu kişiler sanki sizinle birlikte işlem yapmak istiyormuş hissine kapılırsınız.
Kibarca uyarın ve mesafeyi koruyun. ATM kameralarında sizin işlem yaparken birilerinden yardım aldığınıza, konuştuğunuza dair görüntüler varsa, hesabınızın boşaltılmasına katkıda bulunduğunuz şüphesi doğar ve zararınıza katlanmak zorunda olabilirsiniz. Aman dikkat!
İstanbul’da uyurken Ukrayna kumarhanesindeki harcama...
Kredi kartı ve internet bankacılığı dolandırıcılığının uluslararası boyutu olabiliyor. İstanbul Ticaret mahkemelerinin birisinde, böyle bir dava sonuca bağlanmıştı. Bir iş kadını kredi kartı ile internet üzerinde yabancı bir ülkeden alışveriş yapar. İki hafta sonra hesap ekstresi geldiğinde Ukrayna’da aynı işyerinde ve iki saatlik dilim içerisinde 5 defada 10’ar bin dolar olmak üzere toplam 50 bin dolar harcama yapıldığını görür.
Oysa kendisi o esnada İstanbul’daki evinde uykudadır. Bankaya verdiği cep telefonu da gece kapalı olduğu için banka bu işlemleri şüpheli bulur ancak kart sahibine ulaşamaz. Sonrada ortaya çıkar ki, Ukrayna’daki işyerinin ise bir kumarhane olduğu tespit edilir.
İş kadınının daha önceden hiç bir kumarhane harcaması yoktur. 50 bin dolarlık zarardan kim sorumludur? Bu somut olaya mahsus olmak üzere, mahkeme zararı, kredi kartı şifresini tam koruyamadığı için iş kadını ve şüpheli işlemi engelleyemediği için banka arasında paylaştırır.
Burada banka gerçekten, kredi kartı sahibine cep telefonu ile gece ulaşamamışsa, gündüz ulaşmaya çalışması gerektiğinden, kusurludur. Ama durum her zaman böyle olmaz. Banka şifresini koruyamayan kişi zararının tamamına katlanmak zorunda kalabilir.
Adli tebessüm
Hakim evsiz - barksız sanığa sorar: “Bütün gün neyle meşgulsünüz?”
- “Her gün değişir, bazen bir şeyle, bazen başka bir şeyle!”
- “İşiniz var mı, çalışıyor musunuz?”
- “Ara sıra!”
- “Ne iş yapıyorsunuz?”
- “Değişiyor, bazen bunu, bazen şunu!”
- “Nerde?”
- “Bazen burda, bazen orda!”
- “Size hapis cezası verdim!” diye hükmünü açıklar hakim.
- “Ne zaman hapisten çıkarım?” diye sorar bu sefer evsiz sanık.
Hakim cevap verir: “Değişir, belki bugün, belki yarın!”
İlk söz son söz olsun:
Ceza, kaybedecek bir şeyi olanlar için gerçekten “ceza”dır!