Ülkemizdeki yabancı sanayi ve ticaret odaları arasında, üye ve üyesi şirketlerin istihdam ettikleri işçi sayısı, iş hacimleri, ihracata katkıları bakımından Alman - Türk Ticaret ve Sanayi Odası ayrı bir yere sahiptir.
TOBB’un Almanya’da kurduğunun aksine, Alman Sanayi ve Ticaret Odalar Birliği (IHK) Türkiye’de kurduğu Alman - Türk Sanayi ve Ticaret Odası’nın tüzel kişiliği var mı, yok mu? Dava konusu oldu!
Eski yedek yönetim kurulu üyelerinden birisi, geçmişte Oda genel kurul kararlarının iptali davasında Oda’nın tüzel kişiliği bulunduğu yönünde savunma yapmış. Daha sonra aynı üye, Oda’nın tüzel kişiliği bulunmadığı gerekçesiyle Oda’ya karşı bizzat dava açmış. Alman - Türk Sanayi ve Ticaret Odası’nın bugüne kadar tüzel kişiliği bulunmadan faaliyette bulunup bulunmadığı, bu dava sonunda ortaya çıkacak. Tüzel kişiliğin bulunmadığı tespit edilirse, adi ortaklık gibi kabul edilecek ve tüm üyeler farkında olmadan adi ortaklığa girmiş sayılacaklar. Yöneticilerin üyeleri yanıltmış olmaları gibi bir sorumlulukları doğabilir.
Ticarete katkı
Üyelerden toplanan aidatların Almanya’ya aktarıldığı, Oda yöneticilerinin hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya olduğu ithamları da var. Genel kurullarında bağımsız denetimden geçmiş bilançolara ve yöneticilerin ibralarına olumlu oy kullandıktan sonra ithamlarda bulunmanın, kökeni ahiliğe dayanan “Türk Esnaf” anlayışına uymadığını belirtelim.
Dördü Türk, dördü Alman uyruklu kişiden olan yönetim kurulu üyelerinden hiçbirisinin Oda’nın üyelerden topladığı aidatları Almanya’ya aktarmaya tenezzül edecek işadamı ve yönetici olmadıkları, rahatlıkla kabul edilebilir.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin gelişmesine büyük katkısı olmuş, Alman yatırımcıları Türkiye’de yatırıma iknada verimli çabalar sergilemiş, Türk ve Alman işadamlarını bir araya getirerek ortak iş yapmalarını sağlamış, üyelerinin vize sorunlarının çözümü için özel bölüm oluşturmuş bir yabancı Ticaret Odası’nın tartışmalı “hukuki yapı sorunu” bir an evvel çözülmeli, yeni bir sayfa açılmalı.
Ama dayanağı somutlaştırılmamış ithamlarla karalamanın iki ülke arasındaki ticarete olumlu yansımayacağı endişesi Alman ve Türk işadamları camiasında haklı olarak dile getiriliyor.
Peki Alman-Türk Sanayi ve Ticaret Odası’nda her şey sütliman mı? Yeteri kadar şeffaf olmadığı, üyelerine ücretsiz etkinlik sunmadığı, yönetim kurulu seçimlerinin “gizli oy, gizli sayım” esasına göre yapıldığı, yönetim kurulunun Oda aracılığıyla üyelerden vekaleten oy toplayıp kendi kendilerini yönetim kurulu üyesi seçtikleri, Oda üyelerinin yönetimden dışlandıklarına yönelik eleştiriler de yok değil.
Ticaret mahkemelerinden haberler: Şirketin feshi davası
İki ortaklı bir limited şirkette, ortaklar arasında uyumsuzluk ortaya çıkar ve araları açılır.
Ortaklardan birisi, yönetici ortağın neler yaptığını bilmediği, şirketin sürekli zarar ettiği, şirkete hiç sokulmadığı gerekçeleriyle şirketin feshine karar verilmesi için ticaret mahkemesinde dava açar. Mahkeme ortaklar arasındaki uyumsuzluk ve geçimsizliğin gerçekten de şirketin feshini haklı kılacak derecede şiddetli ve iyileştirilemez olduğunu ve şirketin feshi için yeterli sebep bulunduğunu tespit eder. Mahkeme, şirketin feshine karar vermek yerine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verir. Mümkün müdür? Mümkündür! Şirketin feshi davası açarken dikkat edelim!
Sorularınız - Cevaplarımız
Şirket yöneticileri ne zaman sorumluluktan kurtulur?
Anonim ve limited şirket yöneticileri yönetim kurulu üyeleri, müdürler -, beş yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi, genel kurul tarafından ibra edilmeleri ve kusursuz olduklarının ispatı ile şirkete karşı sorumluluktan kurtulurlar.
Adli tebessüm
Komşusunu koltuk değnekleriyle yürürken gören adam endişeyle sorar:
Geçmiş olsun! Koltuk değnekleriyle yürüyecek kadar ağır mı yaralandın?
Doktoruma göre, hayır! Avukatıma göre, evet!
İlk söz son söz olsun:
Algılanan hukuk ayrı, yürürlükteki hukuk ayrıysa, bütün yollar adliyeye çıkar!