Çok genç yaşta başlayan, genetik kolesterol yüksekliğine bağlı damar sertliğinin tedavisi için LDL (kötü) kolesterolü çok düşüren yeni bir ilaç ümit vaad ediyor. Ama yararlı ve güvenli olduğunun kanıtlanması devam eden araştırmaların sonuçlarına bağlı
Bu hafta ABD’de, kısaca FDA olarak bilinen Gıda ve İlaç Dairesi’nde 2 önemli toplantı yapıldı. Yeni ve güçlü kolesterol düşürücü 2 ilacın piyasaya sürülmesine onay verip vermeme kararından önce uzmanların fikrini almak için yapılan toplantılardı bunlar. Uzmanlar yapılan tartışmaların sonunda, bazı endişeler olmasına rağmen 2 ilacın sınırlı sayıda hastada kullanılmasının yararlı olacağı sonucuna vardılar. Özellikle, kolesterol düzeyleri çok yüksek olan hastalarda yeni ilaçlara ihtiyaç olduğu görüşü hakimdi.
Ailevi kolesterol yüksekliği
Küçük yaştaki bir çocuğun kalp krizi veya inme geçirebileceği aklımızın ucundan geçmez. Oysa ki, bir hastalık vardır ki kandaki kolesterol düzeyi çocuklarda bile 500 mg/dl hatta daha da üstüne çıkabilir.
Sorun, kandan kolesterolü temizleyen sistemden sorumlu olan genlerin bir veya birkaçının görev yapmamasıdır. Hastalığın bütün ağırlığıyla ortaya çıkabilmesi için sorumlu genin hem anneden hem babadan gelen yarısı iş göremez olmalıdır. Bu duruma çok ender rastlanır. Tedavisi de çok güçtür.
Eğer hastalığa yol açan genin iki parçasından biri sağlam olsa da diğeri iyi çalışmıyorsa yine sorun vardır. Ama kolesterol yüksekliği ve hastalığın seyri diğeri kadar ağır olmaz. Kalp krizi gibi damar sertliğine bağlı hastalıkların ortaya çıkışı, çocuklukda değil otuzlu ve kırklı yaşarda olur. Ailevi kolesterol yüksekliğinin iki türünde de hastalara yüksek dozda statin verilir. Kan kolesterol değerleri düşse de, başlangıçtaki düzeyler çok yüksek olduğu için çoğu zaman yeterli olmaz. Bu haftaki toplantılarda uzmanların onaylanmasını öneridikleri ilaçlardan en çok yararlanacak hastalar bunlardır.
Karaciğer hücresindeki kepçeler
Normal koşullarda kanda dolaşan kötü kolesterolü (LDL) karaciğer hücresindeki reseptör denilen özel kepçeler yakalar. Karaciğer hücresi bu LDL kolesterolü ve bir kısım reseptörü içine çekip parçalayıp temizler. Kepçelerin parçalanabilmeleri için PCSK9 adı verilen bir maddeye ihtiyaç vardır.
2003 yılında başında Fransız bilim insanları kolesterolü çok yüksek olan bir hasta ve akrabalarında bu özel maddenin artmış olduğunu saptadılar. Artmış olan PCSK9 proteininin kepçelerin çarçabuk parçalanıp öğütülmesine yol açtığını buldular. Yeni üretilen reseptörlerin artan ihtiyaca yetişemedikleri görüldü. Sonuçta LDL kolesterol gerektiği gibi temizlenmediği ve kandaki miktarının bu nedenle arttığı anlaşıldı.
Yeni buluşu duyup bu konuya odaklanan ABD’li bilim insanları Paris’teki hastanın tam tersi bir durumla karşılaştılar. Dallas şehrinde yaşamakta olan bir kadında kötü kolesterol düzeyi görülmemiş oranda düşüktü. Aynı zamanda PCSK9 proteini de yok denecek kadar azdı.
PCSK9 olmadığından karaciğer hücrelerindeki parçalanıp öğütülmeyen LDL reseptör sayısının arttığını ve bunun da çok daha etkin bir temizleme kabiliyeti doğurduğunu gördüler. Kandaki kötü kolesterol (LDL) düzeyi bu nedenle çok düşüktü. Daha sonra benzer durumda olan başka kişiler de incelendi. Hepsinin ortak özelliği kan LDL kolesterol düzeylerinin 20 mg/dl düzeyinin altında olması ve vücutlarında damar sertliğine ait hiç bir belirtinin olmamasıydı.
Doğanın yaptığını taklit edebilmek
Son 10 yılda hızlanan çalışmalar Paris’de ve Dallas’da birbirine zıt olan iki durumun da genetik bir anormalliğe bağlı olduğunu gösterdi. Sorun PCSK9 proteinin üretimi için planların bulunduğu, gerekli talimatları veren genden kaynaklanıyordu. Fransa’da kolesterolü çok yüksek olan hastadaki problem genin fazla PCSK9 üretimi yaptırması, ABD’li hastada ise sorun genin iş yapmaması nedeniyle PCSK9 üretilmemesiydi.
Bilim dünyasında, bu genetik buluşlardan sonra hummalı bir çalışma başladı. PCSK9 proteinini baskı altına alacak bir ilaç üretilebilinirse Dallas’lı 2 çocuk annesi kadında olduğu gibi kötü kolesterol çok düşürülebilir, damar sertliğine karşı güçlü bir silah edilinebilirdi. Önce deney tüpünde sonra hayvanlarda yapılan çalışmalar meyve verdi. İnsanlarda denenebilecek bir ilaç elde edildi. İlk insan çalışmaları bu ilacın LDL kolesterol düzeyini yüzde 60 oranında düşürdüğünü gösterdi. Statinlerle beraber kullanılınca kısa dönemde güvenli olduğu ve etkisinin çok arttığı görüldü. Son 5 yılda daha geniş çaplı insan çalışmaları yapılmaya başlandı.
Yeni ilaçlara onay verilecek mi?
Geçtiğimiz hafta Washington yakınında yapılan, kamuya açık FDA toplantılarda iki ilaç şirketi ürettikleri ve piyasaya sürmek istedikleri ilaçlarla ilgili ayrıntılı sunumlar yaptılar. Bilim insanları yaptıkları araştırmaları açıkladılar. FDA uzmanları aylar öncesinden alıp inceledikleri bilimsel verilerin onlar açısından ne ifade ettiğini anlattılar. Bu toplantılarda karar verici durumda olan, danışma kurulunu oluşturan farklı bilim dallarından 15 uzman sunumları dikkatle dinleyip birçok soru sordu. Aynı zamanda daha önceden söz söylemek istediğini belirten halktan kişiler, hasta gruplarının temsilcileri, hasta hakları dernekleri üyeleri de kısa sunumlar yaptılar.
Bilim kurulu tüm verileri değerlendikten sonra açık oylama ile kararını verdi. Besin ve İlaç İdaresi’ne her iki ilacın da piyasaya sürülmesine onay vermesi tavsiyesinde bulundu. 15 üyenin tümü ailevi yüksek kolesterol hastalığı nedeniyle damar sertliği olan kişilerde bu ilacın kullanılmasına taraftar olsa da diğer yüksek kolesterollü hasta gruplarında tavsiyeler oy birliğiyle değil çoğunlukla verildi. Çünkü eldeki veriler endişeleri giderecek ölçüde zengin değildi.
Giderilmesi gereken bazı endişeler var
Yeni geliştirilen kolesterol ilaçları, kalp damar hastalıklarıyla uğraşan doktorlar arasında heyecan, hastalarda umut yaratmış olsa da bu iaçların yaygın olarak kullanılmasına kapı açmadan önce aydınlatılması gereken noktalar var.
Daha önce de kolesterolü çok düşeren ve büyük ümit bağlanan ilaçlar bulundu. Ama geniş çaplı, uzun süreli araştırmalarda kalp krizi, inme ve ölümleri azaltmadığı hatta arttırdığı saptandığı için piyasaya sürülmeden çöpe atıldı. PCSK9 proteinini baskılayan yeni ilaçların ciddi bir yan etkisi olmadığını, kalp krizi, inme ve ölümleri azalttığını düşündüren araştırmalar olsa da, bunlar küçük çaplı, kısa süreli çalışmalar. Kesin karar vermek için yeterli değiller. Çok sayıda hastanın yıllarca izleneceği büyük araştımalar ancak 2017 ve sonrasında tamamlanıp açıklanacak. Bu nedenle ilaçlar onaylansa bile çok sınırlı bir hasta grubunun dışında kullanılmaları yanlış olur.
Çok pahalı
Ayrıca, statinle tedavi edilen hastalara PCSK9 baskılayıcı ilaç ekleyip kolesterolü çok düşük düzeylere düşürmenin yarar/zarar oranı iyi bilinmiyor. Bazı çalışmalarda bu ilaçların zihin bulanıklığına, unutkanlığa ve dikkatsizliğe yol açtığının görüldüğüne dikkat çeken uzmanlar bu konunun karşılaştırmalı araştırmalarda özel olarak inceleneceğini söylüyor.
Yeni kolesterol düşürücü ilaçlar hap olarak alınamıyor. Ayda 1 vey 2 kere enjeksiyonla verilmesi gerekiyor.
Bir diğer endişe de bu ilaçların çok pahalıya satılacağı. Henüz fiyatlar bilinmese de bir yıllık tedavi için 10 bin dolar civarında olacağı tahmin ediliyor. Büyük kâr beklentisinde olan birçok şirket benzer ilaçlar üretmek için yarışıyor.
Son söz: Bir çok yeni buluşta olduğu gibi önce tedavinin mucizevi etkileri olduğu düşünülür. Zaman geçtikçe ve veriler toplandıkça gerçeğin daha karmaşık olduğu ortaya çıkar. Bu tecrübeler bize yeniliklere coşkuyla yaklaşırken temkini elden bırakmamamızı ve bilimsel verileri dikkatle incelememiz gerektiğini söylüyor.