Darısı İzmir’in başına

4 Ağustos 2010

YAZMAKTAN yorulmadım, söylemekten de dilimde tüy bitmedi.
Defalarca dile getirdim, bir kez daha tekrarlıyorum. Marina olmadan İzmir turizmde istenen yere gelemez.
Böyle bir körfeziniz, eğlence mekanları ve mağazalarda donatılmış upuzun sahiliniz, cıvıl cıvıl bir kentiniz olacak. Ama marinanız olmayacak. Bu işe ne akıl eriyor ne de sır!..
Marinanın nasıl bir yatırım olduğunu bugünlerde Çeşme’ye gidenler görüyor. Sadece 30 milyon lira harcanan o tesis, açılır açılmaz öyle bir hareketlilik getirdi ki, nasıl bir güç olduğunu anlatmaya yetti.
Şimdi bakıp bakıp, “Darısı İzmir’in de başına“ diyoruz.
Aslında bu yönde geçmişte adımlar atıldı. Önce eski Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura kolları sıvadı.
Özfatura hem Pasaport’taki hem de Konak’taki mendirekleri içine alacak, şu an Konak Pier olarak hizmet veren tarihi yapının merkezinde olduğu proje hazırladı.

Yazının Devamı

Bir konuştu, pir konuştu

28 Temmuz 2010

“İZMİR nasıl marka kent olur?..”
Soru bu... Ya cevabı?..
“İyi ki var, o da olmasa ne yapacaktık” denilen, kentin çaresiz tek simgesi Saat Kulesi’yle mi?
Birkaç yıl önce büyük ümitlerle denize indirilen, ama şimdi yüzüne bile bakılmayan, çoktan da suyun dibini boylayan İzmir Kayıkları’yla mı?
Sürekli kan kaybeden, açılmasına sayılı gün kalmasına rağmen adı bile geçmeyen İzmir Enternasyonal Fuarı’yla mı?
Utanç abidesi gibi duran, turistlerin ‘Bu da ne böyle’ deyip anıt zannettiği yarım kalmış viyadük ayaklarıyla mı? Ya da Basmane’deki çukur ayıbıyla mı?..
Arama konferansları düzenlenip, üzerinde uzun uzun düşünülen bu konunun iki kelimelik yanıtı geldi geçen hafta.

Yazının Devamı

Başardı, cezalandırıldı

21 Temmuz 2010

ŞU an kullandığımız İzmir Metrosu’nun mimarı kim?
Bornova’yla Üçyol arasındaki 11 kilometrelik hat, kimin başında olduğu ekip tarafından 3.5 yıl gibi rekor sürede, sorunsuz tamamlandı?
Cevabı: Hanefi Caner.
Çoğu kişi bilmez ama...
Her gün binlerce kişinin ulaşımını sağlayan o hat, dünyadaki metro projeleri arasında örnek gösteriliyor. Deniz suyu üzerinde yüzen Konak İstasyonu halen bir mühendislik harikası olarak karşımızda duruyor.
O dönem işi üstlenen Yapı Merkezi, İzmir Metrosu’nu referans verip Dubai Metrosu’nu inşa eden Türk-Japon ortaklıkta yer aldı.
Peki...

Yazının Devamı

Yatırıma para yok konserlere ise çok!

14 Temmuz 2010

“İllerde verilen vergilerin azalması nedeniyle belediyelerin aldığı pay da düştü. Öncelikle tasarrufu artırıp, yatırımları gözden geçirmemiz gerekiyor.”
“İller Bankası’ndan geçen ay 65 bin TL geldi. Sadece işçilere 245 bin TL ödedik. Maaşları bile karşılamıyor. Çöp, park-bahçe işlerinde, maaş ödemelerinde sıkıntıya düşebiliriz.”
“Çok zor durumdayız. Her alanda çözüm arayışı içindeyiz. Kısa vadede yeni yatırım yapamayız.”
“İller Bankası’ndan aldığımız pay üçte bir düştü. Emlak vergisi geliri de aynı oranda azaldı. Tasarruf var, yatırım yok.”
“Yeni yatırım hayal oldu. Birkaç sene yatırım düşünmeyeceğiz. Çarkı döndürmek için gerekli parayı bulmakta zorluk yaşıyoruz. Asfalt bile dökemiyoruz.”
“Yatırım yapacak gücümüz yok.”
“Yatırımları öteledik. Bir yandan da istihdamı azaltıyoruz.”

Yazının Devamı

Bulgaristan Türkleri artık el üstünde...

7 Temmuz 2010

GEÇTİĞİMİZ günlerde Bulgaristan’a yolum bir kez daha düştü. 1989’da ve 1990’da Soydaşlar’ın göçe zorlandığı topraklarda zamanın çok şeyi değiştirdiğine bir kez daha tanık oldum.
Yakınlarını Türkiye’ye gözyaşlarıyla uğurlarken gelecek korkusu yaşayan Türkler için şimdi bambaşka bir Bulgaristan var. Ekonomiden siyasete bu ülkenin önemli aktörleri artık onlar...
Türkler’in kurduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH), oylarını her seçimde artıran tek siyasi parti. Daha önce iki dönem hükümette yer alan HÖH, son koalisyonun dışında kalmak istemiş. Çatısı altında Türkler dışındaki Müslümanlar’ı, hatta Bulgarlar’ı buluşturuyor. Milletvekilleri arasında Bulgarlar da var.
HÖH, “Evyah Türkler geliyor” korkusu pompalanarak tekrar canlandırılmak istenen Bulgar milliyetçiliği karşısında da sağduyulu duruş sergiliyor. Avrupa Birliği de ülkedeki milliyetçi akımların karşısında emniyet subabı olarak Türk asıllı siyasetçileri görüyor.
Meriç’in diğer tarafındaki Türklerin en etkin olduğu yerlerden biri de Bulgaristan’ın büyük kentlerinden Pazarcık’a bağlı Yeni Mahalle...
Sırtını Rodop Dağları’na dayayan Yeni Mahalle’de sadece Türkler yaşıyor.
Girişimci Soydaşlar sayesinde ülkede işsizliğin en

Yazının Devamı

Nemrut’a sihirli bir el değmiş!

30 Haziran 2010

MALATYA’YA kadar gidip, Adıyaman’a uğramamak olmazdı. Hele de 15 yıl önce güneşin doğuşunu gördüğüm Nemrut, bir daha gitmeye fazlasıyla değerdi.
Gerçi Nemrut’a ikinci kez çıkanlara güzel Türkçemizin özlü bir sözü söyleniyor ama şimdi dile getirmenin hiç de yeri değil!...
Odak Döviz Genel Müdürü, Adıyaman’dan sonra İzmir’in de sevilen simalarından Bilal Doğan’ın öncülüğünde yola koyulduk. Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim Genel Müdür Yardımcısı Şadan Özdirik ve Karat Şirketler Grubu ortaklarından Edip Çavuşoğlu’yla birlikte kıvrıla kıvrıla ilerleyen yolda keyifli bir seyahat yaptık.
Adıyaman Üniversitesi’nden sanat tarihçisi Muhammet Bey’in rehberliğinde bölgenin ne kadar köklü geçmişe sahip olduğunu öğrendik. Cendere Köprüsü, kayalara oyulan mezarlıklar ve çetin doğa koşullarına meydan okurcasına yalçın kayalıklara kurulan antik yerleşim yerleri bizi şaşkına çevirdi.
Mısır Piramitleri’nin yapılışı nasıl sırsa Adıyaman’dakiler de öyleymiş. İnsan şaşkına dönüyor.
Kommagene Kralı Birinci Antiochos’un mezarının olduğu Nemrut’un dünyayı büyüleyen zirvesine ulaşınca ise heykellerden önce dikkatimi ikinci yol çekti. Daha önce yoktu!
Adıyamanlı bekçilere sordum, mutsuz bir

Yazının Devamı

Malatya Malatya...

23 Haziran 2010

“BULUNMAZ EŞİ ” denilen Malatya’nın yolunu tuttuk hafta sonu...
Değerli büyüğüm Abdullah Kavuk’un babası Mehmet Kavuk’un üç dönemdir belediye başkanı olduğu Malatya Yeşilyurt’taki geleneksel şenliğin heyecanına ortak olma zamanım artık gelmişti.
Eski Devlet Bakanı Işılay Saygın, Abdullah Kavuk, ekonomi uzmanı Bilal Doğan ve İzmir’de piyasaların nabzını tutan Edip Çavuşoğlu’yla soluğu adı gibi yemyeşil olan Yeşilyurt’ta aldık.
Aramıza Ankara’da, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim Genel Müdürlüğü’nün İzmirli genel müdür yardımcısı Şadan Özdirik de katıldı.
Malatya’nın önce kayısısı akla geliyor, ama bir de kirazı var. Üretim merkezi de içinden geçen derenin hayat verdiği Yeşilyurt... Kemalpaşalılar kızmasın ama o bereketli toprakların iri kirazlarının tadı gerçekten bambaşka...
101 yıllık Yeşilyurt Belediyesi, dünyanın dörtbir yanına ihraç edilen kirazları için düzenliyor bu şenliği...
Kiraz bahanesi oluyor, Malatya’nın kent merkeziyle birleşen bu şirin ilçenin yetiştirdiği önemli isimler her yıl buluşuyor.

Yazının Devamı

Bu ne dedikodu bu ne entrika

16 Haziran 2010

ESMER tenli şarkıcı Esmeray’ın “Unutma, unutama” dediği, unutamadığımız o günlerde...
Evlerin salonlarını birbirlerine bakan Arap kızının asık suratlı heykelcikleri süslerdi. Nedeni bilinmez ama herkes asardı.
Murat 124, yokluktan Mercedes muamelesi görürdü. Mutfaklar tel dolapsız olmazdı.
Esnaf esnafa işyerini teslim eder, kapılar kilitlenmeden gidilebilirdi. ‘İtimat’ henüz sizlere ömür değildi!
Sokak sokak gezdirilip zorla oynatılan zavallı ayılara yapılan mezalim hariç duyarlılık dimdik hayattaydı. Birinin başına bir iş geldi mi, görmemezlikten gelinmezdi. Komşu komşuyu iyi tanırdı, çünkü komşu komşunun külüne bile muhtaç olduğunu bilirdi.
Selamsız Bandosu filminin daha çekilmediği o yıllarda selamsız geçilmezdi. Herkes birbirine selam verir, hal-hatır sorardı. Samimiyet vardı. İlişkiler, insanın eline yapışıp kalan vıcık vıcık kıvamda değildi.
Gerçek yüzler maskelerin ardına gizlenmezdi. Saman altından su yürütme ve sağ gösterip sol vurma sanatları yaygınlaşmamıştı.

Yazının Devamı