Görmezden gelmeyi tercih ediyoruz ama Türkiye’de Delta varyantı sayısı 750 oldu.
Son bir haftada 3 kat arttı.
Üstelik bu, şu an bilebildiğimiz sayı.
Fransa sağlık sektörü ve gönüllülere bile aşılamayı zorunlu kılan bir karar aldı pazartesi günü.
Türkiye’de aşı karşıtlığı çok yüksek ama ilginç bir damarla karşılaştım bu hafta.
Aşı olmamayı tercih eden bir sürü insan, yerli aşı piyasaya çıksın hemen aşı olacağım diyor.
Son iki günde, üç ayrı kişiyi yerli aşıda denek olmaya ikna ettim.
Demek ki yerli aşı piyasaya çıkınca bugün aşı olmayı kabul etmeyen yüzde 39’luk aşı karşıtı grupta çözülmeler olacak. Bu da önemli ve iyi bir gelişme.
Yerli aşı çalışmaları ne kadar erken sona ererse o kadar iyi...
Kan unutulur, başarı hatırlanır
Uzay turizmini başlatan iş insanı olarak tarihe geçti Richard Branson.
Yerden 86 kilometrelik yükseğe çıkmak ve dönmek elbet büyük başarı ama
bir de ama var.
Kanla yazılmış bir başarıdır bu uzay turizmi.
Temmuz 2007’de roket motorunun parçaları test edilirken üç kişi hayatını kaybetti.
Ekim 2014’te uzay aracı havada patladı, yardımcı test pilotu öldü, test pilotu 16 km yükseklikten paraşütle indi ve oldukça büyük yaralar aldı.
Soruşturmada ortaya çıktı ki eğitim sürecinde bir ihmal vardı ve uzay aracına gereken güvenlik kilidi konulmamıştı.
Hepsi unutuldu, geriye pazar günü yapılan uçuş kaldı.
Ölenleri anabilirlerdi, anmadılar, kimse başarısızlığı hatırlatmak istemedi.
Bir hastanın Galatasaray’a yaptığı
Adı Nikos Hardalias.
Yunanistan’ın Sivil Savunma Bakanı.
Türk düşmanı deyip geçilemeyecek kadar ilginç bir vaka.
Restoranların dışında çalan müziği mırıldananların koronavirüsün yayılmasına neden olduğu iddiası Yunanistan vatandaşları tarafından da çok tartışıldı.
Gümülcine’de hiç vaka olmamasına rağmen koyduğu yasaklara herkes isyan etti.
Benzer bir durum Rodop’ta da yaşandı.
Herkese hayatı zindan edip, şarkı söylenmesine bile karşı çıkan Hardalias’ın Oksia’da, televizyon kameraları önünde bir papazın elini öpmesi çok tartışıldı.
Galatasaray’a yapılan bu muameleyi Avrupa Birliği standartları üzerinden açıklamaya çalışan bu adama dair son bilgi şu: Ülkesinde de çok sevilmediği için eşine ait iki gece kulübünün kapısına ses bombası yerleştirilmiş bir karakter bu.
Karakter de lafın gelişi kullandığım bir kelime...
Hepimiz Şahan’ız, hepimiz Recep İvedik’iz
Şahan Gökbakar koyunu kapatmaya, denizi parsellemeye çalıştı, Kıyı Kanunu’na takıldı.
Şahan ünlü diye yakalandı ama aynı kafada olup yakalanmayan çok var.
Pazar günü Kemal Ulusu Bodrum’dan yolladı bu fotoğrafı.
Hepimiz Recep İvedik olduk işte...