İnsanlara darbe çağrışımlarını hatırlatan cümleleri kullanmayı sevmiyorum ama durumu anlatacak başka bir cümle de yok.
Mersin, Tarsus’ta geçen hafta bir kavga çıktı. 16 yaşında bir çocuk öldürüldü, 7 kişi yakalandı; ikisi 15, üçü 16, ikisi de 17 yaşında.
Önceki gece İzmir, Buca’da köpeklerini yaşlı bir adamın üzerine salanları ikaz eden polis memuru bıçaklandı.
Bu olayın faili de sadece 15 yaşında.
Şiddetin yaş ortalaması giderek aşağıya iniyor, şiddetin dozu da giderek artıyor.
Bu sadece polis ya da jandarmanın çözebileceği bir problem değil artık.
Çok erken yaşta cinayet işleyen, polis bıçaklayan bu çocukların eğitim ve aile durumlarına da mutlaka bakılması gerek.
Sadece iki olaya bakarak endişeye kapılmaya gerek yok diyenlere tavsiyem, Youtube’a girip kavga diye yazmaları.
Öfke dolu, merhamet duygusunu tatmamış genç kız ve erkekler yetiştiriyoruz.
O yüzden, tehlikenin farkında mısınız?
Şenol Güneş’in derdi iletişim mi acaba?
“Benim de karizmam var.”
Aktüel dergisi, 2002 yılında, Dünya Futbol Şampiyonası’nda kazanılan üçüncülüğün ardından kapaktan bir Şenol Güneş röportajı yayımlamıştı.
Bu ilk satırda yazdığım cümle ya da bir benzeri, deri ceketli, saçlar briyantinli Şenol Güneş fotoğraflarına şaşırmıştım.
Aradan 19 yıl geçti, A Milli Takım Avrupa Şampiyonası’nda sıfır çekti.
Bir gazeteci de doğal olarak Şenol Güneş’e istifa edip etmeyeceğini sordu.
Şenol Hoca, “Bu hesap yönetime veya kamuoyuna verilir” diyerek gazeteciyi tersledi.
İyi de gazeteci zaten kamuoyunu aydınlatmak için sormuştu soruyu, o seviyede bu iletişim becerisi gerçekten düşündürücü
Şenol Güneş futbolun tüm taktiklerini biliyor olabilir ama bu çağda bilmek yetmiyor, bildiğini iletişimle anlatman da gerekiyor.
İletişim sadece sözel bir bilim değil üstelik.
Sahaya çıkan futbolcunun hocanın beden diline yansıyan tedirginliği de okuyabildiğini unutmamak lazım.
Tekrar başa dönecek olursak, doğru iletişim kurmayı bilen biri asla “Benim de karizmam var” demez.
Bunu davranışlarına yansıtır, karşısındakiler de “Hocanın ne karizması varmış ama” derler.
Papatya falı gibi büyüklük
Bu konu TBMM Araştırma Komisyonu’nda da gündeme geldi, çok şey yazılıp çizildi.
AFAD ile Kandilli, İstanbul’da meydana gelen depremin büyüklüğünde de yine anlaşamadılar.
Türkiye’nin değişik yerlerinde olan depremlerde, her kurumun istasyon sayıları farklı diyorduk, son deprem İstanbul’da oldu.
Beklenen Marmara depremi nedeniyle her iki kurumun da en güçlü olduğu yer İstanbul.
Nasıl oluyorsa yine deprem büyüklükleri farklı çıkıyor.
Vatandaş olarak kendi çözümümü ürettim, depremi hissettiysem büyüklüğü yüksek açıklayana, hissetmediysem düşük açıklayana inanmayı tercih ediyorum.
Şaka bir yana, bu işin şakası olmaz, her depremden sonra farklı büyüklükler duymaktan sıkıldım.
Bu adam nasıl serbest kaldı?
Avcılar’da bir adam boşandığı eşini silahla yaraladı.
Daha önce de eşine kezzapla saldırı girişiminde bulunmuş ama başarılı olamamış.
İlk saldırı girişiminin başarısız olması bu adamın serbest kalmasına yol açmamalıydı.
Sonuçta, kadına fiziki zarar vermeyi denemiş bir adam var, ilkinde olmadı, serbest kaldı, ikincisinde başardı.
Türk Ceza Kanunu’nda “Adam öldürmeye teşebbüs” diye bir suç vardı, galiba unutuldu.
Bu soruya yanıt vermeden önce kezzap bir insanın nefes borusuna kaçarsa ne olur bir düşünmek gerek.
Merhaba Delta varyantı...
İsrail okullarda tekrar maskeye dönüyor, çocukları da hızla aşılama kararı aldı.
İngiltere, normalleşme sürecindeki son adımı dört hafta erteledi.
Moskova’da son dokuz gündür hayat durdu.
Tüm bunların sebebi, Delta ya da daha bilinen adıyla Hint varyantı.
Almanya’nın 16 eyaletinin tamamında görüldüğü açıklandı bu varyantın.
Bulaşıcılık oranı Vuhan’da ilk ortaya çıkan virüsün tam 4 katı ve 4. dalga uyarıları geliyor tüm dünyadan.
Şimdi turizm sezonunu kurtarmak için kapıları herkese sonuna kadar açıyoruz ya, o zaman “Merhaba Delta varyantı” diyelim.
Umarım bugünleri ve sayıları mumla aramayız...