Kadınların boks başarısı sürpriz değil...
Tokyo 2020’de kadınlar boks finallerinden bir altın bir gümüş madalya çıkardı, Busenaz ve Buse Naz.
Bu başarı tesadüf değil.
Türkiye Boks Federasyonu ve kulüplerin katkısı elbette büyük ama bir başka gerçek daha var.
Türkiye’de son yıllarda özellikle kadınlar boks sporuna müthiş bir ilgi gösteriyorlar.
Kadınlar sadece fit olmak, beyin-kas koordinasyonlarını geliştirmek için gitmiyorlar boks salonlarına, aynı zamanda bir savunma sporu öğrenmeyi de istiyorlar.
Kadına yönelik şiddetin sonuçlarından birisidir, hınca hınç dolu boks salonları.
Eğe kickbox olimpiyat branşlarından biri haline gelirse her kiloda altın madalya kazanır kadınlarımız.
Nereden mi biliyorum, temmuz başında Dünya Kickboxing Şampiyonluğu maçında 2019’a Avustralya’ya kaptırdığımız unvanı geri alan Cihad Kepenek’in, erkek kadar kadın öğrencisi de var.
Bir başka sporcumuz Uğur Şahin, gidin bakın kadın öğrenci sayısı erkekten daha fazla...
Geldiğimiz yer burası yani, sevinelim mi üzülelim mi, siz karar verin...
Aşıya teşvik, flört, esrar, inek
Hollanda’da Haarlem Sağlık dairesi, bedava bir bekarlar partisi düzenledi. Partiye katılan bekar kadın ve erkekler hem birbirleriyle tanıştılar hem de aşı oldular.
ABD’de de her eyalette farklı aşı teşvikleri uygulandı. Washington eyaletinde aşı olan 21 yaş üzeri gençlere, lisanslı kenevir satıcılarından, tek kullanımlık esrar alma hakkı tanındı .New York’ta da, aşı olanlara 5 milyon dolarlık bir piyangoya katılma hakkı tanındı.
Hindistan’ın Gujarat eyaletinde aşı olan kadınlara altından burun piercingi, erkeklere blender hediye edildi.
Çin, Pekin’de aşı olan 60 yaş üzeri kişilere 2 kutu yumurta hediye edildi.
Tayland’ın kırsal bölgesi Mae Chaem’de, her hafta aşı olanlar arasından bir talihliye inek hediye edildi.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde restoranlar tek doz aşı olanlara yüzde 10 iki doz aşı olanlara yüzde 20 indirim yapıyorlar.
Almanya’da, koronavirüs aşısının yaygınlaşması için bir çok işletme promosyon düzenledi, en çok kullanılan promosyon tahmin edileceği üzere bira ve sosis oldu.
Türkiye’de aşı olanlara pozitif ayrımcılık yapabilir ama özendirici promosyonlar için özel sektör devreye girmeli. Mesela son iki hafta çerisinde aşı olanlara beyaz eşyada KDV indirimi, restoranda yüzde 10 indirim, iş yerinde yıllık izne ek bir hafta izin, bedava saç tıraşı gibi promosyonlar düzenlenebilir.
Bu promosyonların teki ya da hepsi, koronavirüsün bir mutasyon daha geçirip, tüm aşılama çalışmalarını değersiz kılmasından daha kötü değil...
Tiyatroyu yaşatma iştahı
Pandemide müzik sektöründen bile daha ağır darbe yiyen sektör özel tiyatrolar oldu. Eğer bu sezon perdeler açılabilirse tiyatrolar yüzde 50 kapasiteyle çalışacak.
Elektrik ve doğalgazın pahalandığı, gişe açma maliyetinin giderek arttığı bir ortamda tiyatrolar perde deseler bile çok zor yaşayabilirler.
Devlet her özel tiyatroya yardım edemez ama özel sektörün tiyatroya verdiği desteği teşvik edebilir.
Vergi yasalarında 3-5 maddelik bir değişiklik yapmak yeterli bunun için.
Bakanlık koltuğun oturduktan sonra ilk gezisini sahil şeridine değil, arkeolojik değerlerin olduğu alanlara yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu fikre sahip çıkarsa, tiyatroları kurtaran adam olarak tarihe geçer.
An’lar...
Her senede bir 8 Ağustos var, her 8 Ağustos’tan farklı farklı kareler yer etmiş aklımızda...
15 Ovit Yayla Şenlikleri’nde Nil Karaibrahimgil sahnede. Arkada tepeler, önde bir elektro gitarın görüntüsü. Bu sene Karadeniz’in şenliklerini değil selleri konuşuyoruz maalesef...
Fındık toplama mevsiminde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’dan gelen işçilerin oluşturduğu çadır kent. Şimdi daha çok Suriye’den gelenlerin çalıştığı söyleniyor fındık toplama işinde.
17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin ardından İstanbul’da sayıları artan simitçi çocuklar. O dönem çocuk emeği sömürüsü üzerinden tartıştık çocukları, neden okulda olamadıklarını konuşmadık çok fazla...
Haftanın fotoğrafı
İnsan ile ateşin ilişkisi çok eski bir ilişki. Çin’de, Chau-Kau-Tie mağarasında 500 bin yıl önce, odun yakılan ocaklar olduğu tespit edilmişti. Medeniyet yolculuğunun ilk durağı insanların korktukları ateşi kontrol etmeye başlaması olmuştu. Destanlar yazıldı ateş üzerine. Demir tanrısının ocağından çaldığı kıvılcım ile insanlara ateşi armağan eden Promethus durduk yere yüzyıllardır adı anılan bir kahraman değil. Manavgat’ın Beydiğin Mahallesi’nde çekildi bu fotoğraf. Bir ateş topu nasıl olurun somut örneği oldu. Kontrol etmeyi öğrendiğimizi düşün ateşin aslında kontrol edilemediğini ve bazen de bir armağan olmadığını düşünmeye neden olan bir kare işte...
