Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Varan 1:

Elektrik kablosuyla dövülen, özel bölgelerine defalarca dokunulan iki çocuk... Kız çocuk yedi, erkek çocuk on yaşında.

Cinsel saldırının faillerinden biri, çocukların “dayı”ları dedikleri utanmaz.

Diğerleri üvey baba, babanın arkadaşları...

Evladından boşanan babalar, katil olan, istismar edilen çocuklar...

Arkadaş diyoruz ama yedi yaşındaki kız çocuğu ifadesinde o “arkadaşların” da anneleriyle ilişkisinin olduğunu anlatıyor.

Olayı öğrenip bu sanıklardan şikâyetçi olan, çocukların babaannesi.

Asıl vahşetten dolayı kimsenin üzerinde durmadığı acı yanı yazayım, belli ki babaları yeterince ilgilenmiyor çocuklarla.

Haberin Devamı

Karısıyla beraber çocuğundan boşandığını da zanneden, öyle davranan, sözde babalar ülkesi burası.

Ailelerinin yapmaktan utanmadığı şeyleri, onlar çocuk olarak anlatmaktan utanmışlar.

Çocuk İzleme Merkezi’nde resimlerle anlatmışlar yaşadıkları cinsel saldırı ve işkenceleri.

Tüm bu olayların failleri anne ve üvey baba ekimde tutuklanmış, ocakta serbest bırakılmışlar.

Onlar ömürlerinden sadece dört ay kaybettiler, bu iki yavrunun yaşadığı travma belki 40 yıl sonra da devam edecek.

Bugün o utanmazları sokakta biri çekip vursa, milli kahraman haline gelecek, kimse farkında değil mi?

Yargı için bundan daha üzücü ve saygınlığa zarar verecek bir durum olabilir mi?

Çocuklara cinsel istismarın hele ki bu aile üyelerinden birinden geliyorsa, tutuksuz yargılanması garip değil mi?

Şimdi gidip çocukları bir daha ifade veremesin diye öldürseler ne olacak?

Sadece kendi çocuklarımızı değil, bu ülkenin tüm çocuklarını sevmeyi, korumayı öğrenmek için çok geç kaldık.   

Varan 2:

13 yaşında bir kız çocuk üvey annesini öldürdü cumartesiyi pazara bağlayan gece.

İfade verdi, “Bir yıldır onu öldürmeyi istiyordum” diye.

Küçücük yaşta katil olan kızın annesi nerede acaba, hiç hissetmedi mi evladının adım adım cinayete gittiğini?

Kızıyla aynı evde yaşayan baba, nasıl görmez bir yıldır evdeki gerilimi?

Çocuğa bakmak, yemeğini-suyunu vermek, cebine 5 lira harçlık koyup okula yollamak mı sadece?

Evlatlarıyla konuşmayan ebeveynler ülkesi olduk işte.

Tarsus’ta 16 yaşında bir çocuğu 15 yaşında çocuklar bıçaklayıp öldürdü. Buca’da 15 yaşında bir çocuk, köpeğiyle yaşlıları korkutmaması için uyarıda bulunan polisi bıçakladı.

Haberin Devamı

Ve 13 yaşında bir kız katil oldu.

Çocukların kan döktüğü bir yerde en az suçlu çocuklardır; aileleri, okulları, biz, hepimiz suçluyuz bu tabloda.

Varan 3:

2001 yılında, Beylikdüzü’nde müşterilere mendil sattığı için bir zincir restoranın buzdolabına kapatılan Leyla’yı unuttuk çoğumuz.

Olaydan dokuz yıl sonra bile yargı kesin kararını vermemişti sanıklar için, kimse takip etmedi, herkes unuttu gitti.

Üç dört yıl önce de Bahçelievler’de masadan kalkan müşterilerden kalan patatesi yiyen çocuğu dövmüştü bir fast-food restoran müdürü.

Sosyal medyada iki gün sürdü vicdan rahatlatma mesajlarımız, sonra unuttuk gitti.

Oysa gerçek bir  tepki verebilseydik, o restoran orada barınamaz, bir daha da artık yiyen çocuklara tokat atmak yerine, hiç dokunulmamış patates kızartması veren çalışanlar olurdu.

Varan 4:

Kendi çocuğun için mücadele ettin, en iyi okullarda okuttun onu diyelim, yeter mi?

Haberin Devamı

Evladının gideceği doktor, tutacağı avukat, ofiste rekabet edeceği arkadaşı, arabasını götüreceği tamirci,

Ve en önemlisi yuva kuracağı insan travmalarla, kötülüklerle büyüdüyse, senin evladın mutlu olabilir mi?

İlla para vererek sevmek gerekmiyor çocukları, eğitim politikalarına göre oy veren seçmen gördünüz mü hiç?

Atanamayan öğretmenleri malzeme yapan binlerce tweet okudum,

Öğretmenlerin gerçek bir meslek içi eğitim görmesi gerektiğine dair on mesaj okumadım.

Böyle yüz örnek daha sayabilirim arka arkaya ama hepsi aynı sonuca çıkıyor işte...

Her çocuğu sevmez, her çocuk için uğraşmazsan, kendi evladın için gerekeni yapmıyorsun demektir.