Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

29 Kasım’da çiğ süt fiyatına 8 Aralık’tan geçerli olmak üzere yüzde 47 zam yapıldı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği çalışmasına göre 25 Kasım ile 16 Aralık tarihleri arasında,

Uzun ömürlü süt yüzde 147,

Tereyağı yüzde 117,

Beyaz peynir yüzde 95,

Yoğurt yüzde 81 oranında zamlandı.

Bu tabloda akaryakıt ve sanayide kullanılan doğal gaza gelen zamlar da etkili oldu diyelim. Dünyada petrol fiyatları yüzde 5 geri gitti, kur da geri gittiği için akaryakıt ürünlerinde de ciddi bir düşüş olacak.

Peki, uçan fiyatlar geri gelecek mi ya da ne kadar geri gelecek?

Haberin Devamı

Kepçeyle artan kaşıkla geri gelirse ne mutlu bize.

Serbest pazar ekonomisinde, şirketlerin  kâr maksimizasyonu çabası ve fırsatçılığı konuşulmaz diyenler çıkacaktır.

ABD Senato Üyesi Elizabeth Warren, geçen hafta ülkenin en büyük market grubu Kroger’in CEO’suna bir mektup yolladı:

“Şirketiniz ve çalkantılı bir 2020’nin faydalarından yararlanan diğer büyük marketler, pandemi kazançlarınızı korumak için maliyetleri tüketicilere aktarıyor ve hatta daha fazla kâr için enflasyondan yararlanıyor gibi gözüküyorsunuz...”

ABD, gelirden vergi almayı beceren bir ülke ve sermayenin kâr hırsı ahlaki olarak sorgulanıyor. Ya bizde?...

Olağanüstü dönemler olağanüstü tedbirler gerektirir

Türkiye istatistik verilerinin en fazla eğilip, büküldüğü ülkelerden biri.

Geçen sene İstanbul’un nüfusu 57 bin kişi azaldı ya, tersine göç, insanlar köylerine dönüyor diye verdi medya haberi.

Emekli olup Ege’ye gidenlerin, yurt dışına yaşamayı tercih edenlerin sayısı 57 binden çok daha fazla oysa.

Yani köyden kente göç sürüyor, kimse köyüne dönüp, tarım ya da hayvancılıkla falan uğraşmıyor.

Hem dünyada hem de Türkiye’de tarım nüfusu azalıyor ve yaşlanıyor.

Birinci olağanüstü durum bu. Doğal gaz fiyatları Avrupa’da uçunca, gübre hammaddesi olan amonyak fiyatları da uçtu.

Avrupa’da gübre fiyatları yüzde 80 oranında arttı.

Türkiye’de hem amonyak krizi hem de kur baskısı nedeniyle fiyatlar iyice uçtu.

Son 16 ayda gübreye 37 kere zam geldi, son bir yılda fiyat artışı yüzde 128 buldu.

Haberin Devamı

Olağanüstü dediğim durum bu değil, bu duruma çiftçinin verdiği zorunlu tepki.

Hollanda hektar başına 550 kg, Yunanistan 190 kg gübre kullanıyor, bizim çiftçi 95 kg altı diye yazmıştım.

Tarım Bakanlığı’nın sektöre dair raporlarında granür yapısı bozuk düşük fiyatlı gübrelerin Türkiye pazarına girdiği yazılı.

Dünyada gübre krizi varken hem verimi artırmanın hem de toprağı korumanın tek yolu var, o da damla sulama sistemine geçmek.

Salma sulama hem su israfına neden oluyor hem de toprakta yararlı ne varsa sürükleyip  götürüyor.

Çanakkale’de domates verimi sırf bu yüzden düştü.

İstenirse bir kampanyayla beraber mart ayına kadar ciddi mesafe alınır, verimde düşüş minimize edilir.

Gelelim, tarımla uğraşan nüfus azalması sorununa.

ABD, bu sorunlu mücadele edebilmek için emekli askerleri tarım sektörüne girmeye teşvik ediyor.

Genç Çiftçi Projesi istediğimiz sonucu vermedi, Hazine şimdi çiftçiye arazi kiralıyor ama kapsamı dar kalıyor.

Oysa bilime de işin içine katacak şekilde üniversite-kooperatif iş birliğini tarıma yönlendirerek üretimi artırmak mümkün Hemen harekete geçilmezse ne olur sorusunun yanıtı basit; Haziran 2022’de domates neden bu fiyata diye konuşuruz.

Haberin Devamı

Çirkinliğin zirvesi ve Hülya Avşar

Hülya Avşar’ın “Gerekirse simit yiyeceğiz” sözünün ardından sosyal medyada sağlam bir fırtına koptu.

Zenginin daha zengin olduğu, orta sınıfın yok olmaya yüz tuttuğu bir ortamda bu söz eleştirilmesi normal.

Fakat eleştiride kullanılan, cinsel göndermelerle dolu o dil ne kadar çirkin ve ne kadar mide bulandırıcıydı.

Haklı olmak, insana hakaret etmek özellikle de kadın kimliği üzerinden birine saldırmak hakkını vermez. Haklı olmak ile haklı kalmak arasındaki fark, kullanılan dil ile verilen tepkinin dozunda saklı.

Dolar muhabbetleri ve ruh hali

Bahçeköy’de bir mekânda çalışırken, ister istemez diğer masalardaki muhabbete de kulak misafiri oldum.

Kur aniden geri gidince,

Satın alma gücünü kaybetmemek için döviz bürosundan 50-100 dolar satın alan dar gelirliler için üzüldüm. Fırsat bu fırsat diye, evini, arabasını satıp, dolara yatırana üzülemedim.

“Bak dolar nasıl düştü, artık süper güç olmamızın önünde engel kalmadı” diye düşünen amcaya şaşırdım.

“Tüh dolar yirmi lira olsaydı da bunlar erken seçime gitmek zorunda kalsaydı” cümlesi kuran akranıma sinirlendim.

Kasaya gittiğimde “Dolar düştü, börek fiyatlarınız ne zaman düşecek?” diye soran hanımefendiye 2021’in iyimseri ödülünü vermek geldi içimden.

Dolar kuru ekonomimiz kadar ruh sağlımızı da etkiliyor artık.