Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Almanya’da koronavirüs gelişmelerini ve istatistiklerini açıklayan kurum Robert Koch Enstitüsü.

Son açıkladıkları veri şu:

Aralık ayında aşılama başladığından bu yana 18-59 yaş aralığında  toplam bin 871 kişi hayatını koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

Bu kişilerden sadece biri, rakamla da yazayım, sadece 1’i tam aşılıydı.

Yazdığım gibi, bu 18-59 yaş aralığına dair istatistik.

Bir de tüm yaş gruplarına dair istatistikler var.

Almanya’da aralıktan bu yana aşı olup da hayatını kaybeden kişi sayısı 335.

Haberin Devamı

Biri 18-59 yaş aralığında olduğuna göre, diğer 334 kişi ya 60 yaş ve üzeri ya da 18 yaş altı.  Bak orada da aşı olmuş ama ölen 335 kişi var diyecekler çıkacaktır mutlaka.

Hayatını kaybeden aşılanmış 334 kişinin 279’u ya da bir başka deyişle yüzde 84’ü 80 yaş ve üstü kişilerden oluşuyor.

Özetle, aşı özellikle 18-59 yaş arasında hayatta tutuyor, daha ötesi var mı?

Malazgirtçi misin yoksa Afyon Kocatepeci misin?

26 Ağustos, Türkiye ve bu coğrafya için oldukça önemli bir tarih.

Bir yanda Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Savaşı var, diğer yanda Türkleri Anadolu’da tutan, esir, sömürge ya da köşeye itilmiş olmaktan kurtaran Büyük Taarruz’un başlangıç tarihi.

Bu da mı gol değil..

Herkes siyasi görüşüne göre birini tercih ediyor, onu öne çıkarıyor.

Buna bir diyeceğim yok ama birini seven diğeriyle neden rekabet ediyor, anlamanın imkânı yok.

Birbirinin alternatifi değil sonuçları açısından baktığımızda birbirinin devamı olan savaşlar bunlar.

Selçuklu Sultanı Alp Arslan, Malazgirt Ovası’na Halep’ten gelmiştir. Kendisine biat etmeyen Halep emirini yenip, Mısır seferine devam edecekken, Bizans İmparatoru’nun Anadolu’nun doğusuna doğru sefere çıktığını öğrenmiş ve Birecik-Urfa-Ahlat hattı üzerinden Malazgirt’e geçmiştir.

Çok uzatmadan, iki küçük notla bitireyim; Bizans İmparatoru Diyojen, Kayseri doğumlu bir askerdir aslında.

İmparatoriçe ile evlendiği için Bizans İmparatoru olmuştur.

Malazgirt Savaşı’ndan sonra İstanbul’a döndüğünde gözleri kör edilip, Kınalıada’ya sürgüne yollanmış, orada ölmüştür.

İkisi de bizim tarihimiz, ikisi de çok önemli, zafer yarıştırmaya gerek yok yani.

Haberin Devamı

Kavunda bir kelek var...

Türkiye, bir yılda 1 milyon 750 bin ton kavun üretiyor, sadece 8-10 bin ton ihraç ediyor.

İspanya, bir yılda, 650 bin ton kavun üretiyor, bunun 450 bin tonunu ihraç ediyor.

En büyük ithalatçı ABD ve İspanya’dan ihracat daha kolay ama İspanya’da bir tek kavunun perakende satış fiyatı 4 euro, Türkiye’de perakende fiyat  İspanya’nın 4’te biri kadar. Daha komiği, ABD ve Hollanda ithal ettiği kavunları başka ülkelere de satıyorlar, biz bakıyoruz.

Türkiye Karpuz Kavun Üreticiler ve Toptancılar Birliği var ama bir internet siteleri bile yok, sadece Facebook sayfaları var.

Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği sitesinde, kavun yazdığınızda, ihracat yapılan ülkeler arasında en büyük ithalatçı ABD’nin adı çıkmıyor.

Ticaret Bakanlığı’nın bu konuda devreye girmesi şart.

Bu arada Almanya’da hem tahıl hem de meyve-sebze üretiminde ciddi bir düşüş yaşanıyor.

Alman Çiftçiler Derneği bugün rakamları açıklayacak, orayı da çok iyi takip etmek lazım.

Haberin Devamı

Takvimi kim, neye göre yapıyor?

Mart 2020’den beri, bir açık bir kapalıyız.

Mart 2020’den beri milyonlarca öğrenci okuldan uzak, evden eğitim görüyor.

Mart 2020’den beri bir sürü ofis kapalı, İstanbul’a gelen turist sayısı kat ve kat aşağıya indi. Tüm bunlar olurken yapılmayan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün ağır bakımı şimdi yapılacak.

İddia bakımın 900 gün süreceğiydi, Bakanlık “Ayda 5 geceden 75 günde tamamlanacak” diye açıklama yaptı.

Arkadaş tam 17 gün kesintisiz kapandık, ardından İstanbul boşaldı, o zaman yapılmayan bakım neden eylülde başlıyor?

Ayda 5 gece ve 75 gün demek 15 aylık bir iş planı demek.

Çok daha kısa sürede ve haliyle daha hesaplı yapılması mümkün bir işi neden zamana yaymak zorundayız?

Üstelik okulların açılmasına 10 gün kala, insanlar ofislere dönmeye başlamışken...