Avrupa’da bir sürü ülke pıhtılaşma sorununa yol açtığı için AstraZeneca’nın Oxford Üniversitesi’yle beraber geliştirdiği aşının uygulamasını askıya aldı.
Tartışmaya rakamlarla bakmak gerekiyor, şu ana kadar Avrupa Birliği ve İngiltere’de toplam 17 milyon kişiye AstraZeneca aşısı yapıldı.
Bu 17 milyon kişiden 22’sinde akciğer embolisi, 15’inde de derin damar tıkanıklığı tespit edildi.
İngilizler aşılarını savunuyorlar ve diyorlar ki, “İngiltere’de zaten her ay 3 bin kişide emboli vakası görülür, bu vakaların aşıyla alakası yok.”
Bazı bilim insanları da “Aşılar önce, yaşlı gruplara yapıldı, onlarda emboli zaten daha sık görülür, bu yüzden, vakaları aşıyla bağdaştırmamak gerekiyor” iddiasındalar.
Bu tartışmada iki nokta dikkatimi çekti. Birincisi, İngiliz medyası tam saha aşıyı savunuyor.
Bu tartışma Türkiye’de üretilen bir aşıyla ilgili olsaydı, hangi gazetenin ne manşet atacağını şimdiden hepimiz tahmin edebiliriz, bunu bilmek canını yakıyor insanın.
İkincisi, bir aşıyla ilgili bir tartışma başladı ya, sosyal medya denilen çukurumsu yapıda, Türkiye’de uygulanan Çin üretimi aşıya dair bir sürü iddia ortaya atıldı.
Sosyal medya, ölüm ve kötü olaydan beslenen akbabalar haline getirdi insanları.
Kaç öğretmen aşılandı?
Türkiye’de okullar açıldı, öğretmenler öncelikli aşı grubuna alındı.
Okul öncesi eğitimde 56 bin 281, ilkokulda 309 bin 247 öğretmen görev yapıyor.
Öğretmenlere aşı uygulaması 24 Şubat’ta başladı, 8 Mart’ta Milli Eğitim Bakanı Selçuk, “Şu ana kadar 80 bin öğretmen aşılandı” açıklamasıNI yaptı.
Yani 12 günde 80 bin aşı yapıldı, günde 6 bin 700 civarı öğretmen aşılandı demek bu.
Günde bir milyon 300 bin aşı kapasitemiz olmasıyla övünüyorduk, bu 6 bin 700 rakamı da ne?
İstanbul’un farklı ilçelerinden öğretmenlerle konuştum, “Listeleri yollayalı neredeyse bir aya yakın zaman geçti ama daha aşı randevusu bile yok” diyorlar.
Bilim Kurulu üyeleri aşının ilk dozdan sonra 1.5 ay içerisinde koruyucu olacağını söylüyorlar.
Bugün tüm öğretmenler aşılanmış olsa, en erken mayıs başında koruma başlayacak.
Sanırım yaz tatilinde öğretmenlerin koronavirüs olmamasını istiyoruz, çok doğru bir iş yapıyoruz.
Futbol değil pardon yazısı
Öznesi futbol dünyasından olsa da bu futbol değil bir duruş özlemi yazısı.
Fenerbahçe Teknik Direktörü her kim olursa olsun, kendi sahasında ligin son sırasındaki takıma maç kaybettikten sonra ofsayttan yediği golü basın toplantısının ana gündem maddesi yapmaz.
Toplantının başında, ortasında, sonunda bir yerlerde, “Ofsayttan gelen gol geçerli sayılmasa bile, maç 1-1 bitecekti ki bu sonuç da bizim için kabul edilemez bir sonuç” der, “Kendi adımıza gereken dersi aldık” der, illa bir cümle kurar.
Fenerbahçe camiası “Hakem ofsayttan atılan golü geçerli saydı ama sahadan 3 puanla ayrılmayı başardık” diyen teknik direktörlere alışkındır.
Fenerbahçe camiası için kendi evinde beraberlik başarı değildir.
Bazen “Pardon, hatalıyım” diyebilmek, suçu başkalarına yükleme çabasından bin kat daha saygın bir duruştur.
DİKKAT! KAFEİN ZEHİRLENMESİ
İstanbul’da 15 yaşında bir genç, fazla enerji içeceğinden öldü diye yazıldı haberler.
Adını doğru koymak lazım olanın; kafein zehirlenmesi o gencin ölüm nedeni.
10-19 yaş aralığında günde 100 miligramdan fazla kafein alınmamalı diyor uzmanlar.
Oysa piyasada günlük sınırın üzerinde ambalajlanıp, satışa sürülmüş ürünler var.
Etikette bir uyarı yazısı var ama Türkiye’de kaç kişi etiket okuyor ki?
Kafein zehirlenmesi işi tekrar etmeden, ambalajların üzerindeki uyarı yazıları büyükçe bir şekilde tekrar basılsa iyi olacak.