ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman Türkiye’ye geliyor.
Ziyaretin sebebi olarak NATO Zirvesi dendi ama asıl mesele NATO Zirvesi’nde gerçekleşecek Biden-Erdoğan görüşmesinin iyi geçmesi için yapılacak hazırlıklar.
Wendy Sherman sıradan bir isim değil.
Obama’nın Başkanlık döneminde İran ile yürütülen müzakerelerde ABD adına masanın başında oturan isimdi Sherman.
Sonra Trump’ın Başkan olduğu dönemde Harvard Üniversitesi’nde dersler verdi.
Erdoğan-Biden görüşmesi öncesinde ABD’nin hazırlık sürecine gösterdiği önemden çıkarabileceğimiz sonuçlar var.
Birincisi, Biden, Brüksel’deki NATO Zirvesi’ni çok önemsiyor ve Trump’ın bozduğu ilişkileri onarma amacını taşıyor.
İkincisi, Rusya ve Çin ile gerilimin son derece yüksek olduğu bir dönemde çıkacak sonuç bildirgesine Türkiye’nin veto kartıyla sorun çıkarmasını istemiyor.
Washing-ton’ın Güney Kıbrıs’ın NATO’ya üye olmasını istediğini biliyoruz.
Buna Ege’deki Türkiye-Yunanistan gerilimini de eklediğimiz zaman ABD Başkanı’nın Erdoğan ile görüşme başlıkları ve süresini mutlaka ele alacaktır. S-400 konusunda bir anlaşma olmasa bile en azından birkaç olumlu sonucun ön plana çıkarılacağı bir görüşme süreci planlanıyor olabilir.
Sorunlu alanların liderlere bırakıldığı, ekiplerin uzlaşılan alanları belirlediği hazırlık görüşmeleri her zaman yapılır.
ABD ile sorunlu alanımız çok olduğu için bu ziyaret oldukça önemli olacak.
Gelen ziyaretçinin olabilecek en üst düzey isim olması Biden’ın Erdoğan ile buluşmaya “Koparsa kopsun” mantığıyla girmeyeceğini gösteriyor.
En zor soru: Çocuklar aşı olacak mı?
ABD’de 12-15 yaş arası 600 bin çocuğa Pfizer-BioNTech aşısı yapıldı.
Kanada’da da çocukların aşılanması kararı alındı.
Buna karşın İngiltere’de, alt hastalığı olan çocuklara bile aşı yapılmıyor.
Eğer Avrupa İlaç Ajansı onay verirse, Almanya da yaz aylarında çocukları aşılamaya başlayacak.
Peki, Türkiye bu konuda nasıl bir karar verecek?
Lancet tıp dergisinde yayımlanan ve yedi ülkede yapılan araştırmaya göre, çocuklarda koronavirüsten ölüm oranı bir milyonda iki.
Ancak aynı araştırma çocukların hastalığı belirti göstermeden geçirdiğini ama bulaştırıcı olduklarını söylüyor.
Böyle bir durumda çocuklara aşı yapmaya gerek var mı, yok mu Bilim Kurulu karar verecek.
Sadece Pfizer-BioNTech değil, yaygın olarak kullandığımız Sinovac da aşılarının çocuklarda kullanabileceğini söylüyor.
Ancak Sinovac’ın çalışması 3-6 yaş arası 550 çocukla sınırlı, çocuklara aşı yapılacaksa daha fazla örneğe ihtiyacımız var.
Çocukların okullara sorunsuz dönmesini istiyorsak bu konuda erken karar vermemiz gerekiyor.
Ayılar henüz ikna olmadılar
Kanada’dan özel uçakla Türkiye’ye gelip Artvin Yusufeli’nde ayı avına giden Kanadalılar vardı bir zamanlar.
Geçenler BBC’de seyrettim, Kanada’da ayı avı yasağından üç yıl sonra bile ayılar insanların tehlikesiz olduğunu öğrenememişler.
Sayfada gördüğünüz fotoğraf Portekiz’de çekildi.
İspanyol avcılar iki günde tam 540 yaban hayvanını öldürdüler bu aralıkta.
Koronavirüsün yaşamın ne kadar kıymetli olduğunu öğrettiğini sanıyorduk, öğrenememişler.
Aynı İspanyol avcılar Türkiye’ye de geliyorlar sık sık.
Cazawonke adlı bir dergide, Türkiye’de geyik ayı sırasında tanınan kolaylıkları da anlatmışlar ballandıra ballandıra.
Keşke sadece bu haberle sınırlı kalsa Türkiye adına can sıkıcı olan şeyler.
Türkiye’de hangi türden kaç hayvanın “avlanacağına” Merkez Av Komisyonu karar veriyor.
Geçen sene, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin kırmızı listesinde yer alan yani tehlike altında olan türlerleden, üveyik ve elmabaş patka kuş türlerinin avına da izin verdi bu komisyon.
2018-2019 yılında öldürülen yaban hayvanı sayısı bilinmediği için Avbis’e işlenemedi, olacak şey mi?
Alaska’da, Kuzey Kutup dairesi içerisinde yaşayan insanlar, yaşamlarını geyik ve karibu avı yaparak sürdürürler.
Buzdolaplarında 100 gram et, yüzlerce kilometre mesafede tek bir insan olmamasına rağmen dişi geyik ve karibuları avlamazlar.
4 Haziran günü 45 dağ keçisinin yaşam hakkı Burdur’da ihaleye çıkarılacak.
Avcılığın ihaleyle “yasal” ya da yasa dışı hali hayvanlar açısından fark etmiyor, sonuçta ikisinde de katlediliyorlar. Bu arada Av Komisyonu öldürülecek hayvanlar kadar “av ruhsatı” alarak silahlananların sayısına da bir bakıyor mu acaba?
Hayvan Hakları İzleme Komitesi’ne göre 2018’de 275 bin olan kayıtlı avcı sayısı şimdi nasıl 500 binli rakamlara ulaştı?
Yoksa avcı olmayıp da silahlanmak isteyenlerin bahanesi mi oldu avcılık?
