Dünden beri bilimin güç karşısında girdiği utanç verici pozisyonu gösteren bir çalışmayı okuyorum.
Bu utanç verici çalışmanın altında Yale Üniversitesi profesörü Edial Pinker’in imzası var.
Pinker sıradan biri değil, Yale Üniversitesi’nin Strateji Dekan Yardımcısı, acayip de bir özgeçmişi var.
Columbia Üniversitesi’nde matematik lisans eğitimi almış ardından MIT’de Operasyon Araştırmaları hakkında yüksek lisans ve doktora yapmış.
Etkileyici bir özgeçmişe sahip olmak insanı daha vicdanlı ve ahlaklı yapmaya yetmiyor hatta dini inancı gereği bilimi eğip bükmeyi de engellemiyor.
***
Profesör Pinker, 7 Ekim 2023 ile 7 Haziran 2024 tarihleri arasında New York Times gazetesinde yayımlanan içinde İsrail ve Gazze kelimeleri geçen 1561 makaleyi incelemiş.
“Charlie Chaplin’in Winston Churchill’e dönüşmüş hali” diye başlık atmıştım 13 Mart 2022’de.
Ukrayna Devlet Başkanı’nın komedyen geçmişiyle dalga geçenler, Kiev’i terk etmeyen bir lider bulmuşlardı karşılarında.
O yazının üzerinden 3 yıla yakın bir zaman geçti ve Zelenskiy, Churchill portresinden, 1980’lerin arabesk fırtınasının sembolü acıların çocuğuna dönüştü.
Bu inanılmaz değişim sadece Biden ve Trump’ın tercih farklılıklarından kaynaklanmıyor.
Zelenskiy elindeki kartın değerlerini doğru okuyamadı, tek başına dünya jeopolitiğini değiştirebileceğini sandı, ABD’nin şişirdiği özgüveni yüzünden sırtını dostlarına döndüğü zamanlar da oldu.
***
Önce tutarlı olmaktan başlayalım:
- Youtube geçen hafta 20. yaşını kutladı. Geçen 20 yıl dünyayı değiştirmedi ama televizyon izleme alışkanlıklarını bir miktar değiştirdi. İnsanlar sevdikleri televizyon dizileri ve programları bu platform üzerinden seyretmeye başladılar. 15 yıl kadar önce Türk televizyonları da dahil olmak üzere dünya medyası büyük bir hata yaptı ve ekranda yayımlanan dizi, haber, program, ne varsa hepsini bu platforma yüklemeye başladı. Hal böyle olunca da seyirci ve reklamın bir kısmı bu platforma kaydı. Şimdi tüm dünyada bir uyanış başladı. Televizyonlar artık ürettikleri içeriğin tamamını Youtube’da paylaşmıyor ve bu sayede seyirci ve bütçelerini kaptırmıyorlar. Bu yanlıştan dönüş süreci Türkiye’de de başladı. Bölüm başına on milyonlarca lira ödediğiniz dizileri, programları, yıllık maliyeti milyonlarca dolar olan haber içeriklerini sonuna kadar paylaşmak demek kendi ayağınıza ateş etmek demek.
- Bilgiç sesleri ve dijitalleşme çağında başka türlüsü mümkün değil diyenleri duyar gibiyim. Kazın ayağı
Heyecanı bitmiş, gazı kaçmış, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlayacağına dair çok sayıda işaret gelmeye başladı.
Bu yeni dönemin habercisi, uzun zamandır adını anmadığımız Kopenhag ya da mali birliğin kurallarını belirleyen Maastricht kriterleri değil, Avrupa Birliği’nin güvenlik ihtiyacına dair yükselen sesler.
On yıllardır çalışılan ama bir arpa boyu ilerleme sağlanamayan AB Ordusu fikri bugün bir mecburiyet haline geldi.
Brüksel, ABD Başkanı Trump’ın, Avrupa’nın savunması işini ABD’nin üstlenmesini sürdürmeyeceğini anladı ve bir çıkış yolu arıyor, çok sayıda siyasi analist de o yolun Ankara’dan geçtiğini söylüyor.
***
Önce rakamlara bakarak Avrupa Birliği’nin mevcut durumuna bakalım.
1990 yılında Batı Almanya tek başına 215 tabura sahipti. Batı ve Doğu birleştikten sonra Almanya’nın tabur sayısı 31’e düştü.
Yunanistan Savunma Bakanı Dendias, NATO’yu Türkiye’ye karşı kışkırtmaya çalışsa da ABD dahil üye ülkeler Dendias’ın oyununa gelmedi. Washington’ın tercihini Türkiye’den yana kullanması Dendias’ı küstürdü. Yunan Savunma Bakanı, NATO aile fotoğrafı çekimine katılmadı
Brüksel’deki NATO Karargâhı’nda gerçekleştirilen NATO Savunma Bakanları Toplantısı sonrası aile fotoğrafı çekildi. Yunan Savunma Bakanı, aile fotoğrafı çekimine katılmadı.
Sayfada gördüğünüz NATO aile fotoğrafı 13 Şubat Perşembe öğleden sonra Brüksel’de çekildi.
Karede NATO Genel Sekreteri var, NATO üyesi ülkelerin savunma bakanları da var ama eksik bir kişi var.
O kişi de Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias.
Yanlış anlaşılmasın Dendias, Brüksel’e gitti, toplantıya da katıldı ama sonra aile fotoğrafında yer almadı.
Salı günü Washington’da Yunanistan’ı “ABD çıkarlarına en fazla hizmet edecek ülke” diye tanımlayıp, perşembe günü NATO Zirvesi’nde ABD dahil
Yunanistan halkının ülkesine olan sevdası bizim ülkemize olan sevdamızdan farklı değildir.
Güzelleme olsun diye yazmadım bu cümleyi, 2. Dünya Savaşı’nda, Yunanistan, Nazi Almanya’sı, İtalya ve Bulgaristan tarafından işgal edildi.
İtalya ilk işgal girişiminde başarılı olamadı, Mussolini’ye karşı ilk zaferi Yunanlılar kazandı ama sonra Hitler, İtalya’nın yardımına yetişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis.
Kral’ı İngiltere’ye ve Hükümet’i Mısır’a kaçan Yunanlılar bu işgale karşı büyük bir yeraltı direnişi gösterdiler.
Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderleri olmadığından Yunanistan’daki direniş tek çatı altında toplanamadı.
Sol görüşten insanların oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Ordusu ile sağ görüşü insanların oluşturduğu Hür Demokratik Yunan Ordusu önce işgalcilerle mücadele etti, işgal sona erdiğinde de 3 yıl boyunca birbirleriyle savaştılar.
Uçurtmayı Vurmasınlar filminde gülebildiğimiz nadir sahnelerden birisiydi, koğuşta gece yatağına çiş yapan çocuk, sabah uyandığında kendisine kızan annesine “Ben yapmadım Miki yaptı” diyerek, külotundaki Mickey Mouse’un resmini göstermişti.
CHP Kurultayı hakkında başlatılan incelemenin ardından gelen açıklamalara bakıyorum.
Kurultay’da parayla delege satın alındığını iddia edenlerin tamamı Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerdi.
Hatta tüm Kurultay’ı Kılıçdaroğlu’nun daveti sonucu yanında geçiren gazeteci hanımefendi,” Atatürk’ün koltuğu parayla satıldı” demişti.
Aynı hanımefendi katıldığı televizyon ve radyo programlarında Kurultay’la ilgili iki ayrı dava da açıldığını söylemişti.
Yine Kılıçdaroğlu’na yakın bir başka isim döviz bürolarının açtırıldığını iddia etmiş, partinin gençlik kollarında görev yapmış bir başka isim de yine ekran ekran dolaşarak Kurultay’da delege alınması işini gözleriyle gördüğünü iddia etmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu bu iddialar karşısında 1
Milliyet, ABD seçim sonuçlarını Gölge Başkan Elon Musk diye duyurmuştu, Time’ın Musk’ı Oval Ofis’te Başkan koltuğunda otururken gösterdiği çalışma cuma günü yayımlandı.
O manşeti atarken hislerden değil bilgilerden yola çıkmıştık.
O manşeti attığımız dönemde, Elon Musk’ın, Starlink uydu internet sistemi olmasa ABD Ordusu’nun dünyanın birçok yerinde İHA-SİHA uçuramayacağını biliyorduk.
Alçak yörüngede Musk’ın sahip olduğu uydu sayısı Nisan 2024’te tam 5 bin 700’e ulaşmıştı.
Hatırlayın, Musk izin vermediği için Ukrayna Ordusu, Rus filosuna saldırı düzenleyememiş ve bu iş ABD’de çok tartışılmıştı.
Sadece bu değil. CIA’nin casus uydu ağını kuran şirket, Elon Musk’ın şirketi SpaceX’in Starshield birimi.
ABD’nin aya tekrar gitme ve ay ötesi insanlı uçuş projelerinde belirleyici olan kurum NASA değil yine Musk’ın sahibi olduğu SpaceX.