Sun Tzu, Milattan Önce 500 yılında Çin’de yaşamış bir komutan ve filozoftur.
Yazdığı “Savaş Sanatı” kitabı bugün dünyanın önemli üniversitelerindeki yüksek lisans programlarında strateji derslerinde okutulur.
Sun Tzu’nun en bilinen sözü “Eğer nehrin kenarında yeterince sabırla beklersen, düşmanlarının cesetleri yüzerek önünden geçer...” sözüdür.
***
Erdoğan ile Macron 2022’de Prag’da görüşmüştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile yaptığı telefon konuşmasını duyduğumdan beri aklımda bu cümle var.
Mesleğin ilk yıllarında Cağaloğlu’nda halkı selamlayan Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’ı da gördüm, “Sakızlı yakışıksız” Sarkozy’i de...
ABD’nin müstakbel Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hakkındaki açıklamalarını doğru okumamız lazım.
Açıklamada hoşumuza giden cümleler var ama can sıkıcı noktalar da var.
Mesela “Türkiye dostane olmayan bir şekilde Suriye’yi kontrol etti” cümlesi Ankara’nın bugüne kadar savunduğu tezin tam aksi bir cümle.
Trump’ın geçmiş başkanlık döneminden bildiğimiz yanlış okumaları ve aksiyonlarını düşününce insan rahatsız olmuyor da değil.
Trump’ın çevresindeki YPG severleri ve YPG’yi kurtarmak için İlham Ahmed’in dün yazdığı “Türkiye’yi durdurun” mektubunu da unutmamak lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgede politika belirleyicisi olduğunu anlamak için ABD’nin müstakbel başkanının övgü cümlelerine ihtiyaç yok.
Son bir haftada Ankara’ya gelen konuklara bakan herkes, neyin ne olduğunu anlıyor zaten.
Avustralya ile tanışmamı sağlayan 1980’lerin Yeşilçam tarzı aşk romanları serisi “Beyaz Dizi” sayesinde olmuştu. İkmale kalınca, tatilin bir kısmını odada geçirmek zorunda kalmış, ders kitabı yerine odada okunabilecek tek şey olan “Beyaz Dizi” kitaplarına dalmıştım. Kitaplardan birisi Avustralya’da geçiyordu ve hikâye ağustosta bir kış günü başlıyordu... 40 yıldan fazla bir zamandan sonra THY uçağı Sidney’e tekerlek koyduğunda geçen yıllarda öğrendiklerimi görme heyecanı kapladı içimi. Kış dedim ya sıcaklık 20 derece civarlarında, yaz dedim ya o zaman da sıcaklığın 30 derecenin üzerine çıktığı iki aylık dilimden söz ediyoruz. Yağmuru bol bir yer Avustralya ve her yağmurda sokakta ayakkabısını eline alıp yalın ayak dolaşan kadınlar ülkesi.
Sidney’in olmazsa olmazı
Sidney’in dünyaca ünlü Opera Binası’nı yeryüzünde duymayan kimse kalmamıştır herhalde. Popüler kültür özellikle de televizyon bu binayı hepimize tanıttı zaten. Fakat bu ikonik yapının hikâyesi aslında bildiğimizden ya da gezi
*Milliyet, yarından itibaren yeni fiyatından ulaşacak evlerinize. Bu kararın gerekçelerini açıklamak için Milliyet’ten Mektup köşesini bugüne aldım.
*Türkiye’de zam kavramı hep dolar kuru üzerinden tartışılır, bu noktayı biraz açmam gerekiyor. Yaptığımız işin hammaddesi önce insan sonra kâğıt, mürekkep, akaryakıt, enerji giderleri diye gidiyor. 1929 yılında kurulan ve merkezi İsveç’in Sundsvall kentinde bulunan SCA, Avrupa’nın önde gelen üreticilerinden olan Brüksel merkezli Sappi Europe ve Avrupa’nın en büyük 10 kâğıt üreticisi 1 Ocak, 12 Şubat, 1 Nisan ve 1 Ağustos olmak üzere 2024 yılında kâğıt fiyatlarına tam 4 kere zam yaptılar. Dünyanın en büyük selüloz üreticisi Brezilya’daki Suzano, 3 yıllık yatırımın ardından ağustos başında üretim kapasitesini yüzde 20 arttırdı ama bu daha fiyatlara yansımadı. Ukrayna’daki savaş da bölgemiz kâğıt pazarında rakamları garip noktalara getirdi. Geldiğimiz noktada Milliyet’in fiyatını kâr etmek için değil maliyeti
“Düşmanımın düşmanı dostumdur” sözünün karşılığı Ortadoğu’da “Düşmanımın düşmanı İsrail’imdir” haline geldi.
İsrail günlerdir, Suriye’de Esad rejiminden kalan savaş uçakları ve füze tesislerini vuruyor.
Bunca kritik noktanın koordinatlarını İsrail’e veren kim, Esad’ın adamları, Baas’ın “Biz yönetmiyorsak, Suriye olmasa da olur” kafası.
Bu ilk mi, kesinlikle değil.
1980’lerin başında Irak’taki Osirak nükleer tesisinin koordinatlarını vurması için İsrail’e veren İran’dı.
Paris’teki büyükelçilikte verilmişti koordinatlar. Lafa gelince İran’ın en büyük düşmanı İsrail ama iş Irak’ı vurmak olunca, dost oluvermişlerdi.
MOSSAD’ın ve İsrail’in çok güçlü olduğunu zannedenler fena halde yanılıyorlar.
Grup Gündoğarken’in şarkısı “Evde bir bayram havası” diye devam eder ya, gazetelerimiz Esad’ın devrilişini bir bayram havasında verdiler.
Halkının kanını dökmüş bir diktatörün devrilmesine sevinilir ama meseleye Türkiye açısından bakmak ve mümkün olduğunca sakin olmak gerek.
Suriye’de ortaya çıkan tablo, Türkiye açısından fırsatlar kadar riskler de barındırıyor.
Birinci risk, terör örgütünün Suriye kolunun özerklik çabaları. Bu noktada İsrail’in soykırımcı hükümetinin desteği arkalarında, ABD Senatosu’ndan destek aldıkları isimler ve Trump’ın ekibinde YPG aşkı kabarık Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Ulusal İstihbarat Direktörü var.
Suriye’deki en güçlü yapı HTŞ özerklik meselesine sıcak bakmıyor ama ABD’nin elindeki terör listesi kartını nasıl kullanacağını görmek lazım.
Ayrıca İsrail, Suriye’deki yeni yönetimin İslam kimliğini kullanarak yayılmacı bir politika izleyeceğinin işaretlerini veriyor.
Lübnan bağlantısı kopan İra
Türkiye’nin savunma sanayii, yerli ve milli projeleriyle küresel arenada dikkat çekiyor. İPEK, KRİSTAL, SİSAMER ve ÇAFRAD gibi projeler, savunma yeteneklerini artırırken teknolojik bağımsızlığı da pekiştiriyor.
Son yıllarda, Türkiye’nin savunma sanayii alanında kat ettiği mesafe, uluslararası platformlarda kendini göstermeye başladı. Yerli üretim hedefleri doğrultusunda geliştirilen İPEK, KRİSTAL, SİSAMER ve ÇAFRAD projeleri, hem askeri hem de stratejik açıdan büyük önem taşıyor. Bu projeler, Türkiye’nin savunma sanayisindeki bağımsızlığını artırmanın yanı sıra, global pazarda rekabet gücünü de üst seviyelere taşıyor. Savunma alanındaki Ar-Ge çalışmaları ve yatırımlar, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki dinamiklerini de güçlendiriyor.
İPEK: Karbon Elyaf Takviyeli Termoset Reçineli Prepreg Geliştirilmesi Projesi ile havacılık sektöründe büyük ölçüde kullanım alanı olan, ülkemizde üretilmeyen ve ihracat lisansına tabii bir prepreg malzemenin; geliştirilmesi, üretilmesi, doğrulama ve
Savunma sanayiindeki gelişmeler insansız araçların gelişimini hızlandırdı. Devletler karada, havada ve denizde kullanabilecekleri insansız ‘robot askerler’ geliştirmeye çalışıyor. Türkiye de sahadaki askerlere yardımcı olarak karada, havada ve denizde robot askerleri ‘sürü’ halinde kullanmak için çalışıyor.
BAŞLARKEN
Bir acayip duygu...
Terör saldırısınının hedefi olmuş, Türkiye’nin en stratejik tesislerinden birisine girerken insan ister istemez heyecanlanıyor. Bu heyecanın aslında bir hiç olduğunu tesisten çıkarken anlıyorsunuz. Türkiye’nin savunma sanayii başarılarında kamuoyu ile paylaşılanlar kadar paylaşılmayanlar da olduğunu öğrenmenin verdiği gurur, Kaan’ın kokpiti ya da Anka-3’ün fotoğrafını çekmenize izin verilmeyen bölümlerini görmenin yarattığı ayrıcalık duygusu, test pilotlarından, teknisyenlere kadar girdiğiniz her hangarda bebek özeniyle davranıldığını gördüğünüz savaş makineleri...
Bu coğrafyada tam bağımsız olmanın yolu caydırıcı güce sahip olmaktan geçiyor. Para kaynağı