Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları

İzmir’in işgalinin üzerinden 100 yıl geçti. Hatırlayalım... Emperyalist güçler, savaştan yeni çıkmış ülkemizi savunmasız bir anında topları tüfekleri, uçakları,

İzmir’in işgali
savaş gemileriyle gelip işgal etti. Konak’ta, Basmane’de, Hatuniye, Namazgâh ve Kemeraltı Çarşısı’nda hemen her yerde işgal askerleri dolaşıyordu. İşgalin ilk günlerinde ön saflarda karşı koyanlar, direnenler püskürtüldü, ölümler oldu. Sabah işine gidip akşam evlerine dönemeyenler olurken, ay yıldızlı bayrakların asıldığı evlerin üzerine karanlıklar çöktü. Masum insanların cesetleri, cenaze törenleri yapılamadan mezarlıklara taşındı, mezar taşlarına adları dahi yazılamadı. Sokaklarda yabancı askerlerin dolaşması İzmirlileri tedirgin etti, silah ve top seslerinin ardından dükkânlar yağmalandı. Yağmaya yerli işbirlikçiler de katıldı, okullar ateşe verildi...

Haberin Devamı

“Yunan askerleri çevreye dağıldılar. Bir kol Kemeraltı Caddesi’ne dağılarak, olay yerinden 400 metre ilerideki Başdurak Camisi’ne kadar ilerledi. Bir kol da Tramvay Caddesi’nde ilerledi. Evzonlar, rastladıkları tüm Türkleri kurşunladılar, süngülediler. Makineli tüfek de kullandılar. Kadınlar ve çocuklar bile Öç Tanrısı’na kurban edildi, her taraf cesetlerle doldu. İzmir Merkez Komutanlığı’ndan, İstanbul Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderilen ve işgal günlerinin facialarını anlatan raporda, Tramvay Caddesi üzerinde olay yerinden 200 metre kadar uzakta bulunan, bugün Tapu Müdürlüğü binasının olduğu yerdeki Ziraat Bankası binasının giriş merdivenlerine sığınmış kadınların ve çocukların acımasızca öldürüldükleri ve banka merdivenlerinden sel gibi kan aktığı belirtilmiştir. İzmir ve yakınlarında o gün tenha yerlerde polisler ve jandarmalar öldürülmüştür. Olaydan 15 gün sonraya kadar denizden birçok ceset çıkarılmıştır. Bunlar arasında boğazlarından birbirine zincirle bağlı üç polis cesedinin Hükümet Konağı önündeki sahil kısmında görülmesi, dikkat çekmeye ve önem vermeye değer bulunmuştur.” (1)

İLK KURŞUN

Haberin Devamı

Alınan karar gereği, insanların toparlanıp bir araya gelmeleri yasaklandı, şehre giriş ve çıkış kontrole tabiydi. Yakın ilçe ve köylere gitmek için bile izin almak gerekiyordu, kentin her yerinden kurtuluş duaları yükseldi. İşgali kabullenmeyip Yunan kuvvetlerine ilk kurşunu atan, kutsal isyanı ve Kuvayı Milliye ruhunun Anadolu’da yayılmasına önder olan gazeteci Hasan Tahsin, tarih sahnesinde görevini canı pahasına yapmış, cesaret abidesi bir isim olarak hafızamıza kazındı. Vatanseverliğin sembolü, vücudu süngülerle delik deşik edilmiş Şehit Albay Süleyman Fethi Bey ve daha nice kahramanlar bizim için efsane oldular. Adları birçok şehrin sokak ve caddeleri ile okullara verildi. Fransa, İngiltere ve ABD gibi emperyalist devletlerin yardımıyla gerçekleştirilen işgale karşı çıkan, başta Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi vatan topraklarının özgürlüğü için kendilerini feda edenleri minnet ve saygıyla anıyorum.

(1) İzmir’de Yunanlıların Son Günleri, Bilge Umar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı