Ressam Ayetullah Sumer, Basmane’de doğdu. Türk resminin büyük ustası Prof. Nüzhet Ayetullah Sumer’in çocukluk ve gençlik yıllarını, sanat yaşamını torunu Sayın Hasan Aslan Akpınar’la konuştum...
Türk resim sanatının ustalarından rahmetli dedem Prof. Nüzhet Ayetullah Sumer (Sümer değil, Sumer), 16 Nisan 1905’te bir pazar günü, İzmir’in Konak İlçesi Fettah Mahallesi (yeni ismi Akıncı Mahallesi) Dibek Sokak, No.58 adresindeki, iki katlı tipik bir Türk konağında doğmuş. Dedemin babası İzmirli Allamezade Ailesi mensubu, Mustafa Hamdi Bey ve Vahide Hanım’dan olma, Duyunu Umumiye Aşar Müdürü Mehmet Esat Bey, annesi ise İzmirli Şerif Bey ve Hatice Hanım’dan olma Saniye Hanım’dır.
Birinci Dünya Savaşı yıllarını Buca’da geçiren dedem ve ailesi, Mondros Mütarekesi’nin ardından, 15 Mayıs 1919’da başlayan Yunan işgali ile artan baskılar neticesinde Türk ailelerinin çoğunlukta olduğu Karşıyaka’ya taşınırlar. Dedem, bu süreçte işgalin ardından Türk okullarının kapatılması nedeniyle altı sene okuduğu İzmir Birinci Sultani Mektebi’ndeki eğitimini de yarım bırakmak zorunda kalır.
Dedem Nüzhet Ayetullah, 10 Eylül 1922’de büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal’i Karşıyaka’ya geldiğinde görmüş ve çok etkilenmiş. İlk kez gördüğü ve hafızasına kaydettiği kalpaklı Mustafa Kemal portresini aynı günün gecesinde 30 cmx40 cm boyutundaki tuvale aktarıp, arkasından İzmir yangınını ve Türk süvarilerinin İzmir’e girişini de resmetmiş. Dedem, Gazi’yi ilk görüşünü şu sözleriyle betimlemiş.
120’nin üzerinde Atatürk portresi yaptı
“Gazi Paşa’nın bende bıraktığı ve unutulması mümkün olmayan bu ilk intiba ile işgal günlerinde başlamış olduğum portresini bitirdim. Bu portreyi Büyük Paşa’ya takdim etmek istiyordum. Gazi’nin maiyetindeki Süvari subaylarından Hadi Bey’e verdim. Sonraki yıllarda, dedem Nüzhet Ayetullah Sumer, kendi ifadesine göre hayatı boyunca 120 adedin üzerinde Atatürk portresi yapmıştır.
İzmir’in kurtuluşunun ardından okula geri dönen dedem, ortaöğrenimini İzmir Birinci Sultani Mektebi’nde tamamladıktan sonra, 25 Ağustos 1924’te Avusturya ve Fransız sermayeli Selanik Bankası’nın İzmir şubesinde işe girer ve burada 14 Mayıs 1925’ye kadar çalışır. 23 Ocak 1928’de Osmanlı Bankası’nın İzmir Şubesi’nde çalışmaya başlar. Askerlikten terhisinin ardından tekrar Osmanlı Bankası’ndaki işine dönen dedem, bir yandan çalışırken, bir yandan resim çalışmalarını sürdürür. 1928 yılında, henüz 23 yaşında, İzmir Türk Ocağı’nda etüt ve tablolarından oluşan ilk kişisel resim sergisini açar. Serginin açılışı, İzmir Valisi Kazım Dirik tarafından yapılır. İzmir Türk Ocağı binasında açılan sergide başında kalpağı ile İzmir’e girişi betimlenen Mustafa Kemal’in portresinin yanı sıra ‘Büyük İzmir Yangını’ ve ‘Türk Süvarilerinin İzmir’e Girişi’ resimleri de büyük beğeni toplar. 1932 yılında Paris Milli Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’ndan ‘uzman’ diploması alarak mezun olan dedem Nüzhet Ayetullah, 5 Aralık 1932’de Paris’ten ayrılmasını ve yurda dönüşünü takiben, İzmir’e veda ederek, 31 Ocak 1933’te İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde 7183 sicil numarası ile, aylık 25 lira maaşla ‘fresk muallimi’ olarak göreve başlar. Bir ay sonra 1 Mart 1933’te 38 yıl süresince başında kalacağı, Güzel Sanatlar Akademisi’nin Fresk Atölyesi’ni kurmakla görevlendirilir.
Sayın Hasan Aslan Akpınar; dedeniz Ayetullah Sumer gibi Sümerbank’ın kurucu Genel Müdürü, milletvekilliği ve bakanlık yapmış büyük amcanız rahmetli Nurallah Esat Sumer’in de çok ilginç bir yaşam öyküsü var. Konusunda uzman, sanat alanında ve ülkemizin iktisadi kalkınmasında büyük hizmetlerde bulunmuş, soyadlarını Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği, İzmir Basmane doğumlu dedelerinizin adını kent belleğinde sonsuza dek yaşatmak için, doğdukları sokağa adlarının verilmesi konusunda İzmirlilerin hassas davranacağına inanıyorum. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.