Çocuk göz hastalıklarında erken tanı ve tedavi temel olarak iki nedenle önemlidir. Birincisi potansiyel olarak hayatı tehdit edebilecek olan durumların tanınması, ikincisi ise körlüğe yol açabilecek patolojilerin zamanında belirlenebilmesidir.
Çocuklarda göz muayenesi yenidoğan döneminden başlayarak yapılmalıdır. İlk muayene yenidoğan odasında çocuk doktoru tarafından yapılır. Bu muayenede en önemli bulgu göz bebeğinden yansıyan ve ağ tabakaya ait olan kırmızı yansımanın her iki gözde eşit parlaklıkta ve sağlıklı olmasıdır. Daha sonra çocuk doktoru veya aile hekimi tarafından genel göz sağlığı muayenesi yapılmalıdır, şüphe edilen bir bulgu varsa göz doktoruna yönlendirilir. Bu dönem içinde ebeveynler göz kayması, kapak düşüklüğü, sık göz kırpma, gözlerini ovuşturma gibi normal dışı bir bulgu gördüklerinde göz doktoruna başvurmalıdırlar.
Ailede bilinen bir göz hastalığı varsa bunun erken dönemde izleme alınması gerekir. Gözler tamamen normal görünümde olsa bile her çocuk; doğumda, 6 aylıkken ve 3 yaşında mutlaka göz muayenesi yaptırılmalıdır. Genellikle tek gözde ortaya çıkan göz tembellikleri muayene edilmedikçe bulgu vermezler ve saptanamazlar. Daha sonra 5 yaşında ve
Vitreus; gözü dolduran, jel kıvamında şeffaf bir maddedir. Göz hacminin yaklaşık üçte ikisini oluşturur ve gözün retina denen sinir kısmına destek vererek gözün anatomik şeklinin oluşmasına katkıda bulunur.
Gözün lens yani mercek kısmının arkasındaki segmentinin hastalıklarında vitrektomi ameliyatı, yani vitreus jelinin ameliyat ile boşaltılması gerekebilir. Hem hastalıklı vitreus jeli temizlenir hem retinal hastalıklara müdahale edilebilir.
Hangi Durumlarda Vitrektomi Ameliyatı Uygulanır?
Retina dekolmanı (sinir ağı tabakasının yırtılması)
Şeker hastalarında görülen kanama ve retina yırtığı gibi komplikasyonlarda
1- Şeker hastalığı hangi sıklıkta gözü etkilemektedir?
Diyabetik retinopati dediğimiz şeker hastalığının gözü etkilemesi toplumdan topluma farklılık göstersede yaklaşık %30 civarındadır. 20 yılın üzerinde diyabeti olan yaklaşık her 4 hastanın 3’ünde göz bir şekilde etkilenme oluyor.Tip 1 şeker hastalarında tip 2’ye göre daha fazla görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde 20-65 yaş arası en sık körlük nedenidir.
2- Şeker hastalarının hepsinde mi göz etkilenmektedir yoksa bunu etkileyen faktörler var mı?
Burada en önemli faktör olarak diyabetin süresi etkili olmaktadır. Örneğin 30 yaşından önce diyabet tanısı alan hastalarda 10 yıl içerisinde %50, 30 yıl içerisinde %90 gözün etkilendiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra şeker seviyesinin nasıl seyrettiği de önemlidir. Bunların haricinde yüksek tansiyon, eşlik eden böbrek rahatsızlıkları, damar sertliği gibi rahatsızlıklar da diyabetik retinopatiyi hızlandırmaktadır.
3- Şeker hastasının muayenesinde neler yapılıyor?
Diyabeti olan hastalarda öncelikle görme keskinliğine bakılıyor. Görme seviyesi etkilenmenin hangi düzeyde olduğunu ve tedavi sürecinde ne kadar fayda gördüğü konusunda yol gösteriyor. İleri evrelere göz tansiyonu da
Kuru Göz Nedir?
Kuru göz, gözyaşının yetersizliği durumudur. Göz çevresindeki gözyaşı bezleri tarafından salgılanan ve göz kapaklarının kırpılması ile göz yüzeyine yayılan gözyaşı, yine göz kırpma ile göz kapaklarındaki küçük kanalcıklar (punktumlar) ve daha sonra nasolakrimal kanal yardımıyla burun içine yönlenerek gözü terk eder.
Gözyaşı tabakası, hemen göz üzerine yayılan bir mukus tabaka, ortada sulu (aköz) tabaka, ve en dışta yağlı (lipid) tabakalardan oluşur. Bu üç tabakadan herhangi birinin eksikliği veya bozukluğu, kuru göz şikayet ve bulgularının ortaya çıkmasına neden olur.
Kuru Göz Hastalarının Şikayetleri Nelerdir?
Kuru göz hastaları gözlerde kuruluk hissi, yanma, batma, yabancı cisim hissi, kızarıklık, rüzgar veya sigara dumanından rahatsızlık, göz çevresinde mukus iplikçiklerin oluşması ve/veya kontakt lens kullanmakta zorluk şikayetleri ile doktora başvururlar. Bu hastalar, zaman zaman kuruluğa bağlı irritasyon ile paradoksik sulanmadan da şikayet edebilir.
Kuru Göz Nedenleri Nelerdir?
Konjonktivit Nedir?
Konjonktivita; gözün beyaz kısmı olan sklerayı ince zar gibi bir tabaka ile kaplar. Bu tabaka, göz yüzeyini nemlendirmeye yarayan maddeler salgılar. Konjonktivit hastalığı; konjonktivita tabakasının iltihaplanması veya reaksiyonu sonucu oluşur. Bu iltihaplanma sonucunda konjonktivita tabakasının içinde bulunan ince damarlar belirginleşir ve göz kızarır. Gözde meydana gelen kızarıklıkların en belirgin sebebi konjonktivit olarak bilinmektedir.
Viral Konjonktivit
Özellikle mevsim geçişlerinde ve bahar aylarında daha sık görülen viral konjonktivitler, önemli bir göz sağlığı sorunu olarak tanımlanabilir. Bahar aylarında pek çok kişide göz kızarıklığı, göz iltihabı, göz kaşıntısı ve göz ağrısı daha sık yaşanmaktadır. Çok hızlı yayılan viral konjonktivitler, (gözün “konjonktiva” tabakasının iltihabı) çok bulaşıcı bir göz sağlığı problemidir. Hastalığın bulaşma yolları ve ilk bulguları çok benzerdir ancak seyirleri ve şiddetleri ciddi farklılıklar gösterebilir. Viral konjonktivitlerde bulgular sadece gözlerle sınırlı kalmaz. Hastalığın üst solunum yolu enfeksiyonu, yüksek ateş, sistemik yaygın ağrılar gibi bulguları da olabilir. Konjonktivitklerde hızlıca göz
Miyop, hipermetrop ve astigmatın tedavisinde kullanılan ve refraktif cerrahide bütün dünyada uygulanan en yaygın yöntem lazerdir. Lazer ameliyatına uygun olmayan gözler için kişiye özel göz içi lens değişimi ameliyatları uygulanmaktadır. Bu ameliyatlar sayesinde de gözlüklerinizden kurtulabilirsiniz.
Lazer Tedavisi
LASIK yöntemi, korneanın üst yüzeyinde ince bir tabakanın kaldırılarak kapakçık şeklinde açılması ve ortaya çıkan kornea yüzeyinde "excimer lazer" ile göz derecelerinin düzeltilmesi prensibine dayanır. Ameliyatlar, uzmanlık alanı lazer ile göz tedavileri olan doktorlar tarafından gerçekleştirilmektedir.
Lazer ameliyatı olmak isteyen kişilerin sadece %50'sinin gözleri tedaviye uygun bulunmaktadır.
Miyop, hipermetrop ve astigmat gibi kırma kusurlarının Excimer Lazer ile tedavisi; kuralları ve sonuçları belli, güvenilir bir yöntem olarak tıp dünyasındaki yerini almıştır. 1990'lı yılların başından itibaren milyonlarca kişi, bu yöntem ile tedavi olarak sosyal ve mesleki yaşantılarında gözlük ve kontakt lens kullanımının yarattığı kısıtlamalardan kurtulmuştur. Tedavinin kullanılmaya başlandığı yıldan itibaren tüm dünyada 31,4 milyondan fazla kişi bu yöntemle tedavi
Retina, göz küresinin arka duvarını bir duvar kağıdı gibi kaplayan ve görme hücrelerinden oluşan ağ tabakasıdır. Retinada oluşan hastalıklar doğrudan görme duyumuzu tehdit eder.
Retina Hastalıkları
• Şeker ve hipertansiyon hastalığına bağlı kanamalar
• Retina damar tıkanmaları
• Retina dekolmanları / yırtıkları
• Sarı nokta hastalığı
Presbiyopi, 40 yaşın üzerindeki kişilerde yaşa bağlı olarak oluşan yakını görememe sorunudur. Gözlerimizin içindeki mercek şekil değiştirebilen bir yapıya sahiptir. Bu mercek, özel yeteneği sayesinde cisimler yakına geldiğinde şişerek şeklini değiştirebilir ve görme kalitesini arttırır. Yakını görme bu şekilde gerçekleşmektedir. İnsan gözü, 40 yaşından sonra bu yeteneğini yavaş yavaş kaybetmeye başlamaktadır.
Presbiyopi (yakını görememe) sebepleri nelerdir?
•Yaş: En sık sebeptir. Genellikle 40 yaşından sonra başlar.
•Mevcut göz kusuru: Hipermetroplarda daha erken yaşlarda görülürken miyoplarda daha geç yaşta başlar.
•Genetik yatkınlık.
•Çevresel faktörler: Güneş ışınlarına fazla maruz kalanlarda daha erken yaşta görülürken, güneş ışınlarına az maruz kalanlarda daha da geç yaşta görülür.
Presbiyopi (yakını görememe) belirtileri nelerdir?
•Presbiyopinin ilk belirtisi akşamları veya ışığın az olduğu ortamlarda yakın görmede zorlanmadır. Hastalar okuyacakları metinleri göz mesafesinden uzaklaştırarak net görmeye çalışır. İlk başlarda bu yöntem faydalı olsa da bir süre sonra yakını hiçbir şekilde net göremezler.