Bugün biraz nostalji yapalım istiyorum. Caferaganın tozlu parkelerinden, Abdi İpekci'nin buz gibi günlerine, Spor Serginin tahta siralarından ülke basketbolunun bugününe...
Yurdumuz basketbolunun sorunları dağ gibi, finansal kaynakları sıkıntılı, seyirci sayısı yıllardir aynı, sponsorlar ilgisiz, uluslararası bağlantıları zayıf, gibi söylemleri bir kenara bırakalım.
Biraz keyif yapalim kısacası. Yıl 1990 All Star organizasyonu mekan Abdi İpekçi Spor Salonu. O yıllarda yabancıların Türkiye ligini domine ettiği maclar oldukca fazlaydi.
Maçlarda 30 sayıdan az skor üretemeyen yabancılara yabancı gözüyle de bakılmazdı. Hani ülkemize gelen tombiş Abd 'lilerin pota alti virtiözü kesildiği yıllar.
Basketbol liginde bu sene tam tabiri ile kazan kaynıyor. Yılların Efes Pilsen’i 5 .lik basamağında, büyük yatırımlar yapıp lige büyük umutlar ile giren Telekom 10 .sırada. Sadece bu 2 örnek bile dünya şampiyonasında yaşanılan 2.likten sonra işlerin hiçte eskisi gibi olmadığını gösteriyor. Fenerbahçe hepinizin tahmin ettiği gibi Karşıyaka yenilgisine rağmen birinciliğini koruyor. Bu sene zarfında takıma katılan Lavrinoviç , Thomas, gibi deneyimli oyuncuların yanı sıra özellikle arka alanda bir çok yetkin kısa oyuncunun yer alması Coach Spahija’nın elini güçlendiriyor.
Fenerbahçe tipik bir fastbreak takımı. Özellikle Kinsey, Ukiç ve Ömer gibi hızlı ve çabuk pas dağıtabilen oyuncularının olması ligimizin bir çok takımına ters gelebiliyor. Üstelik bu pasları zamanında skora dönüştürebilen oldukça iyi dış atıcılara sahipler.
Fenerbahçe ligin liderliği için en kuvvetli aday olarak gözüküyor. Efes Pilsen ise geçmiş yıllara oranla kadrosunu büyük ölçüde değiştirdi. Perasoviç; Dudley, Cenk, Ender gibi oyuncuları çoğu maçta ya hiç kullanmıyor ya da çok az süreler ile kullanıyor. Böyle olunca da Efes Pilsen rotasyonu sıkışıyor. Bu da Efes Pilsen in özellikle zorlu maçlarında skorun