Fenerbahçe Trabzonspor ve Beşiktaş 'tan hangisi Futbolun doğrularına yakın...

30 Eylül 2011

Aslında bu hafta içerisinde futbol adına konuşulacak çok şey var.Fenerbahçe ‘nin Manisa beraberliği sonrasında Kayserispor gibi çok güçlü bir takımı deplasmanda yenmesi, Trabzonspor ‘un İnter galibiyetinden sonra evinde Lille takımına karşı sönük bir oyun ortaya koyması,Beşiktaş ‘ın Stoke city karşısında güzel,göze hoş gelen ama etkisiz oyunu…

Önce Fenerbahçe ‘den başlayalım.Bu takımın eksikleri elbette var ancak yine de mücadele gücü ve konsantrasyonları üst düzeyde…Orta sahada özellikle Kayserispor maçında görüldü ki top kesen ve topu arkadaşlarına kazandıran bir oyuncu eksikliği hemen göze batıyor. Alex çok iyi niyetli ve hücumda yetenekli ama savunmada onun görevlerini paylaşabilecek oyuncu pek gözükmüyor.

Ziegler sol kanada hareketlilik getirmiş.Bireysel yetenekleri çok üst düzeyde,paylaşımcı ve tam bir görev adamı. Bienvenue henüz alışma devresinde. İlerleyen günlerde kendine geleceği muhakkak.Ancak son maçta olduğu üzere Amrabat gibi çalım yeteneği üst düzeyde ve orta sahayı derinlemesine geçen oyuncular için Fenerbahçe defansı hazırlıksız yakalanabiliyor. Halen Bilica yı oynatmalarından alternatif bulamadıkları çok belli.

Mutlaka ama mutlaka iyi top kesebilen,

Yazının Devamı

Fenerbahçe Değişiyor...

9 Eylül 2011
Liglerin Başlamasına az bir zaman kaldı. Oyuncuların biri geliyor , biri gidiyor. Bu sene aslında geçmiş senelerden çok daha iyi ve isabetli transferler yapıldığı kesin. Belki de yaşanılan zorlu süreçten sonra ligimizin kalitesi de azalacağına , artabilir. Özellikle bu kalitenin artmasına son Avrupa kupası maçlarından sonra daha da ihtiyacımız var.  Fenerbahçe bu sezon geçen sezonlarda adı transfer söylentileri ile anılan yıldızlarının bir çoğunu satmak zorunda kaldı. Aslında bu oyuncuların gidişlerinin Fenerbahçe için çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Andre Santos geçen sezonlarda performansı tartışılan, adı sürekli diğer klüpler ile anılan bir futbolcuydu. Takımda ki Brezilyalıların geçmiş senelerde ki performansları göz önüne alındığında artıları ile eksileri hemen , hemen birbirine eşit bir oyuncuydu. Lugano eldeki futbolcuların en çok katkı yapanı idi. Savunma da ki istikrarı ve basit ve faydalı oyun anlayışı ile belki de defansı toparlayan temel etkendi. Ancak satılması Ziegler gibi uluslar arası deneyimi olan , İtalya liginde pek çok maça çıkmış bir oyuncunun alınması sonucunu doğurdu. Yine de Lugano ‘ nun yeri ayrıydı. Ve Guiza. Elinden geldiğince faydalı olmaya çalıştı. Yetenekleri sınırlı ancak koşu ve iyi niyeti fazla olan bir oyuncuydu. Belki Fenerbahçe ye daha faydalı olabilirdi ancak olmadı. Ve Niang. Artık yaşını da düşünürsek faydalı olmasına ve takımı tanımasına rağmen gönderildi..Ancak gelen Bienvenu hakikaten Niang kadar etkili bir oyuncu. İki ayağını da etkili kullanabiliyor ve boş alan bulduğunda çabukluğu ile pozisyona girebilecek bir oyuncu. Bilica ‘nın durumunu ise ilerleyen günler gösterecek. Bu alınan oyuncular ve giden oyuncular gösteriyor ki. Fenerbahçe değişiyor, Hücuma daha etkin ve çabuk katılabilen defans hattında çok adamla savunma yapmak yerine orta saha da hatta rakip hücuma başlarken rakibi durdurmaya yönelik bir oyun anlayışının temelleri atılıyor. Ayrıca bu transferler yapılırken klübün ligde ki durumu hakkında net bir söylemde yok . Ve Taraftar bu günlerde takımına daha çok sahip çıkıyor. Bir anlamda asla yalnız değilsin demek istiyor. Fenerbahçe değişiyor, Bu değişim onların yeni sezona yapılan hazırlık maçları da göz önüne alındığında hazır olduğunu da ortaya koyuyor.  Bir de Galatasaray ‘ a değinmeden geçemeyeceğim. Müthiş bir kadro kurdular. Tartışmasız son 10 yılın en iyi kadrosu. Bu kadronun uyumlu olabilmesi adına gereken her şey de hazır. En son almış oldukları Riera kariyerinin en iyi maçlarını burada oynayabilir.Eğer bir forvet daha getirebilirlerse rüya takımı kurmuş olacaklar..Terim ‘in işi hem zor hem kolay. Ancak Görünen o ki Bu ligin en hazır ve en iddialı kadrosu onlar da…,  http://twitter.com/#!/oguzakdeniz 
Yazının Devamı

Şampiyonluk şarkıları...

20 Ağustos 2011
Son günlerde Türkiye ligine yakından baktığımız zaman Galatasaray‘ın her anlamda kendini yenilediğine ve yeni sezona güçlü bir başlangıç yapmak üzere olduğunu görüyoruz. Doğrusunu isterseniz antrenör faktörü yine kendini belli ettiriyor. Yeni gelen transferlerin hepsi önemli isimler. Muslera uzun yıllardır Galatasaray‘ın arayıpta bulamadığı bir kaleci. Hemen onun yetenekleri üzerinden oynadığı bir iki maça bakarak değerlendirme yapmak yanlış. İlerleyen günler de çok daha iyi olacaktır. Keza Keita transferinin gerçekleşmemesine rağmen Elmander, Ujfalusi, ve Eboue gibi alınan yabancılar da takımın eksiklik duyduğu bölgeler de alınan iyi niyetli ve yetenekli isimler.  Belki Culio‘nun takımda kalması, en azından şans tanınması gerekirdi. Ancak yine de gelen yabancıların kalitesi ümit veriyor. Ancak daha önceki yıllar da alınan Leo Franco başta olmak üzere İnsua, Zapata gibi oyuncuların neden alındığını anlayabilmek bir hayli güç. Görünen o ki Olimpiakos mağlubiyetine rağmen Galatasaray kendinden emin ve dikkatli bir futbol oynuyor. Ligin diğer takımları da aslında Bursaspor veya benzeri bir iki takım hariç lige hazır veya hazıra yakın… Fenerbahçe güç bir hazırlık dönemi geçirmesine rağmen futbolcularının birlik ve beraberliği ile iyi hazırlanıyor. Takıma katılan veya alınan oyuncuların demeçlerine bakıldığında bu hissi alabiliyorsunuz. Doğrusunu isterseniz 1-2 takviye ve isabetli yabancı oyuncu seçimleri ile daha da güçlenebilirler. Üstelik Guiza‘nın ayrılması ve Emenike‘den daha iyi bir forvetin alınması ihtimali de Fenerbahçe‘nin elini kuvvetlendiriyor. Yeni transferleri bekliyoruz. Aslında Aragones ve sonrasında yaşananları insanın tekrar hatırlayası geliyor. Keşke ünvanına göre değil, ülke futboluna uyumu ve gelecekte nasıl bir Fenerbahçe yaratacağı gibi kıstaslar üzerinden bir antrenör getirilseydi diyor geçmiş süreçler. Ancak şu an Aykut Kocaman ile iyi hazırlandıkları ve Almanya kampının takıma yaradığı bir gerçek. Beşiktaş ise yeni antrenörüne çabuk alıştı. Doğrusu hem sempatik hem de riskleri ve rakipleri çok iyi değerlendirmeyi becerebilen bir antrenör Carvalhal… Onun gelişi ile birlikte sanki yabancı oyuncuların takıma adaptasyonu da üst noktalara ulaştı. Son Alania maçında gördük ki rakibinin zayıf noktalarına hücum edebilen bir Beşiktaş sahada vardı. Böyle olduğu müddetçe ve takımdan oyuncu eksilmezse seneye daha yaratıcı ve yapıcı bir Beşiktaş görebileceğiz… 
Yazının Devamı

Oyun mu, skor mu yoksa gelecek mi..?

3 Ağustos 2011
2000 li yılların başında Galatasaray‘ın Uefa Kupası'nı kazanmasıyla taçlanan daha sonra Milli takımın dünya kupası ve Avrupa şampiyonası başarıları ile pekişen Türk futbolunun yükseliş trendi üzerinden neredeyse on bir yıl geçmiş. Bir zamanlar İzlanda çıktığı zaman yine mi der dururduk, ya da İngiltere maçlarından önce kalecimize büyük iş düşecek der, olası hesaplamaları yapardık. Artık tam o günler geride kaldı derken kendinden hem bütçe hem seyirci hem de klas bakımından zayıf takımlara büyük takımlarımız birer, birer elendiler. Son 3-4 yılda bu skorlara şansızlık yaftası yapıştırdık, kaldık. Elbette ki rakibe saygı duymak önemliydi. Küçük takım büyük takım ayrımı yapmadan. Ama rakibin sana saygı duyacağı skorları almak ta önemli olmalı. Şu anda Futbol ligimizin boyutları Avrupa da en büyük beş Pazar arasında, tartışmasız. Peki Avrupa kupalarında takımlarımız neden bu kaliteye paralel skorlar alamıyorlar? Bursaspor ve Gaziantepspor maçlarını yorumlarken bunları düşündüm. Bursaspor kendi sahasında maçı zoraki 2-1 alabildi. Geçtiğimiz senelerde almış oldukları yabancılardan verim bile alamadan, verim aldıkları bir yabancıyı gönderdiler . İnsua, Steinert , Krita gibi yabancılardan ne verim alabildi ki Bursaspor… Ve bugün hala bu yabancıların ikisi kadrosunda. Elbette ki Miller önemli bir futbolcu. Yeri doldurulmalıydı. Beyaz Rusya temsilcisine karşı alınabilen bu skor sizleri de düşündürmedi mi ? Ya Gaziantespor. Onlar da Polonyanın köklü temsilcisi karşısında mağlubiyet yüzü gördüler. Geçen seneki kadroyu korumak güzel ama yenilgiden sonra takviye yapmak neyin nesi. ? Yenilgiden önce yapılması gerekmiyormuydu ? Rövanştan umutlu olsak ta Gaziantespor gibi büyük bir takımın daha dikkatli olması gerekirdi. 90’ lı yılların futbolunda bile ülkemizde Rıdvan gibi, Metin gibi, Feyyaz gibi bir çok futbolcu yetişirken bugün Almanya‘dan gelen gurbetçilerimiz dahil ışık veren yetenek sayısı son derece azaldı. Üstelik son yıllara bakarsak gol krallığı sıralamasında biraz öne çıkmış futbolcularımız daha sonra kariyerlerinde düşüşler yaşadılar. Bakınız Okan Yılmaz'a..Marsilya ya gitti, gidiyor denilirken bir anda onu beklenmedik takımlarda gördük, ya Sivasspor’lu Mehmet Yıldız., ya Konyaspor‘un gol makinesi Zafer Biryol, ya da Kayserispor da iken kariyerinin doruğuna çıkan Gökhan Ünal. Oysaki bu futbolcuların çoğunu Avrupa’ nın önemli takımlarında izleme şansına sahip olabilirdik. Bu yüzden Trabzonsporlu Burak Yılmaz‘ın istikrarı daha da önem kazanıyor. Ve bir gerçek var ki yeteneklerimizi daha da geliştirip futbolumuzda yakaladığımız çıkışı, başarıyı korumalıyız.  
Yazının Devamı

Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yenileri...

18 Temmuz 2011
Son yazımızda Fenerbahçe’ nin transferlerinin yetersiz olduğu söylemiştik. Elbette bizim gibi bu konuyu dillendiren başka görüşler de oldu. Biraz yakından bakacak olursak Fenerbahçe şimdiye kadar Sezer, Serdar Kesimal, Orhan Şam, Emenike gibi Türkiye ligi için hatırı sayılır transferler yaptı. Zaten Fenerbahçe mevcut kadrosunu korumakla transfer döneminde oldukça iyi bir grafik çizdi. Ancak geçen yazımızda anlatmak istediğimiz nokta bu transferlerin Türkiye ligi için değil Avrupa ölçeğinde yetersiz olduğu idi. Orhan Şam iyi bir stoper iyi bir kesici. Ankara takımlarında oldukça iyi maçlar çıkardı. Ancak tekniğini daha geliştirmesi şart. Markajda kusursuza yakın lakin zamanlama konusunda bazen yanlış adımlar atabiliyor. Keza Serdar Kesimal da Kayserispor ve genç milli takımlar da başarı ile oynamış bir oyuncu. Çabuk, defansı toparlayıcı nitelikte ve defansa güven getiren oyunculardan. Faydalı. Ancak Bilica ‘nın hala gideceğini varsayarsak, Yobo ‘nun durumu da tam olarak netleşmediği için bu bölge için belki bir yabancı transfer düşünülebilirdi demeden geçemeyeceğiz. Sezer ise topa hükmeden ve orta sahada Alex ‘i rahatlatabilecek bir oyuncu. Serinkanlı ve isabetli vuruşları var. Ancak Avrupa ligi öncesinde bu bölge için yetersiz kalacağı da aşikar. Daha önceki yıllarda Fenerbahçe ‘nin Şampiyonlar liginde sadece bir çeyrek final görmesi ve onun haricinde istediği başarıları alamaması Klüp için mutlaka tecrübe olmalı. Avrupa da forma giyen Mevlüt, Hamit, Gökhan İnler ya da Serdar Taşçı gibi futbolcuların kalitesine yakın futbolcular transfer edilebilirdi. Keza forvet hattında da Emenike tam bir soru işareti. Türkiye ligi için formda bir Emenike çoğu zaman gol demek. Ancak kariyerinde ilk kez büyük bir takımda oynayacak tüm sorumluluğu Guiza’ nın durumuna göre Niang ile paylaşıcak olan genç bir futbolcu için Avrupa maçlarının kolay olmayacağı kesin. Emenike den Fenerbahçe Türkiye liginde inanılmaz faydalanacaktır. Ancak dediğim gibi bu oyuncunun da güçlü Avrupa takımlarının defanslar’ı karşısında ne yapabileceğini bekleyip görmek gerek. Bu arada Galatasaray ‘ın antremanları ve kamp haberleri yıllar sonra ilk kez özlenen tabloyu tekrar meydana getirmiş durumda. Elmander transferi şimdilik cuk oturmuş görünüyor. Muslera transferi ise gerçekleşirse kaleye Galatasaray ‘ın Taffarel ‘den sonra ki en isabetli transferi olması muhtemel . Ayrıca Galatasaray’ın Cana’ yı göndermiş olması da olumlu. Defansa alınan Ujfalusi ise senelerdir Avrupa liglerinde ve milli takımında hava hakimiyeti, gücü ve zamanlaması ile adından çok söz ettiren bir futbolcu. İlerlemiş yaşına rağmen mutlaka faydalı olacaktır. Eğer ki Galatasaray Lincoln den ve Misimovic’ ten boşalan noktaya bir nokta transfer daha yaparsa onlar için her şey daha farklı olabilir. 
Yazının Devamı

Gelecek sene nasıl bir Fenerbahçe?

23 Haziran 2011
 Tüm takımlar yeniden yapılanma ve yeni sezona başlangıç aşamasında. Fenerbahçe hariç… Aslında Fenerbahçe geçen sezon şampiyon olmasına rağmen özellikle ligin ilk yarısında istediği sonuçları alamadı. Antrenörün değişeceği söylentileri, gelen yabancıların beklendiği gibi çıkmaması ve yerli oyunculardan istenilen katkıyı alamamaları hep konuşuldu. Ancak antrenörüne tekrar güven duyulması ile birlikte Fenerbahçe camiası başarı için kenetlenip doğru hamleleri de gerçekleştirince istenilen neticeye ulaşıldı. Bu sene; geçen seneki başarı Aykut Kocaman’ın en büyük artısı. Yeni sezonun başlamasına az bir zaman kala hala Bilica ve Guiza ‘nın durumunda ki belirsizlik sürüyor. Bu 2 oyuncuda geçen sene istenilen seviyeye ulaşamadı. Guiza ‘ nın ligin son haftalarında attığı gol dışında sürekli sakatlık sorunları ile uğraştığı ortada. Fenerbahçe mutlaka defansına Bilica ‘nın oynadığı bölgeyi dolduracak yerli veya yabancı bir transfer yapmalı. Lugano, Yobo ikilisinin sürekli uyumundan söz ediyoruz. Ancak Fenerbahçe ‘nin bu bölgede güçlü bir stoper alternatifi halen bulunamadı. Üstelik Miroslav Stoch ‘un istikrarsız oynaması ve geçen sene beklenileni verememesi de orta sahada forvete dönük oyun planlarını aksattı. Bu bölge de Alex ‘in inanılmaz özverisi olmasa idi Fenerbahçe orta sahası sadece Mehmet topuz ve Selçuk ‘un ayaklarına kalmış olacaktı. Stoch ‘un artık yeni bir sayfa açması ve ona göre oynaması şart. Ya da Avrupa da başarılı olunmak isteniyorsa o bölgeye transfer şart. Fenerbahçe’nin yabancı oyuncularından yana çok ta şanslı olduğunu söyleyemeyiz. Örneğin Baroni ‘nin geçen sene ligin sonları hariç maçı çevirecek oranda katkı verdiği bir oyununu hatırlamıyoruz. Oysaki Avrupa da ve ülkemizde ligin bütünü olmasa bile genelinde istikrarlı katkı verebilen oyuncular makbul. Baroni ‘den çok daha iyi oyuncular Avrupa liglerinde top koşturuyorlar. Öyleyse bu oyuncunun da pekala alternatifi aranabilir. Ve Andre Santos , inanılmaz yetenekli, Zaten Avrupa’nın dev kulüplerini peşine takması da bu yüzden. Ancak onu da sürekli hazır tutmak gerek. Fenerbahçe genç , başarıya hazır ve gelecek vadeden oyuncuları bulabilmeli. Bunun için Fransa ligi çok cazip. Dia ve Niang transferinde ki isabet yüzdeleri de ortada. Ancak mutlaka yerli oyuncuları da düşünmeliler. Zira artık onlarda olan kadro derinliği her takımda hemen hemen mevcut. Gelecek senenin kadrosunu kurmak için biraz geride kaldıkları gözüküyor. Ancak henüz yeterince zamanları var. Bekleyip göreceğiz…
Yazının Devamı

Yeni bir sezon öncesinde...

11 Haziran 2011
Lig nihayetinde bitti. Artık takımlar transfer döneminde geçen sene yaptıkları hataları yapmamak için ince eleyip sık dokumaya başladılar. Daha şimdiden pek çok şöhretli isim ile takımlar anılmaya başladı. Aslında takımlarımızın en büyük eksikliği İdeal bir Scout kadrosu oluşturup yurt içi ve yurt dışında futbol oynayan yetenekli gençleri tespit edememek noktasında gerçekleşiyor. Elbette eskiye nazaran takımlar bu konular da biraz daha bilinçli davranıyorlar.  Ancak yinede uzun vadeli oyuncuyu gözlemlemek ve uzun vadeli düşünüp , Ülke futbolu ile uyumunu az çok tahmin edip oyuncuyu transfer etmek gerekli. Galatasaray bu sene Fatih Terim ile anlaşarak eskiye dönüşün sinyallerini verdi. Nokta transferler yapmak peşindeler. Üstelik Terim ‘in pek çok öğrencisi de onun yardımcılığını yapacak.Bu noktada Taffarel ‘ in kaleci antrenörü olarak gelişi önemli. Ceyhun Transferi ile defans bloğunun önünde sürekli gedik veren bir bölgeye takviye yaptılar. Üstelik Ceyhun uzak mesafeli şutları ve mücadele gücü ile ideal bir futbolcu. Onların aslında en büyük sorunu forvet hattında..Baros ve Kewell ‘dan geçen sene istedikleri gibi faydalanamadılar. Bu bölgeye genç, hücum gücü ve teknik kapasitesi yüksek ve en önemlisi ceza sahasını karıştırabilen bir oyuncu almalılar. Şu anda Galatasaray ‘ın hücum alanına mutlak takviye yapılacak gibi gözüküyor. Ama önemli olan genç ve umut vadeden bir ismin alınması. Fenerbahçe ‘de ise transferde henüz sessiz kalan takımlardan. Hem Guiza’nın durumu hemde Niang ın yanına alınabilecek isim konusunda netleşme yok. Eğer Niang kadar son vuruşlarda etkili bir oyuncu alınırsa Fenerbahçe forveti mutlaka rahatlayacaktır. Ancak işleri çok zor… Çünkü bu sene rakipleri eskisinden daha güçlü ve deneyimli olacaktır. Defans hattında Yobo, Lugano ikilisinin birbirini daha iyi tanımaları ise onlar adına bir avantaj. Trabzonspor ‘ da ise Yattara bildiğiniz üzere ayrıldı. Oysaki Bu takıma çok daha fazla şey verebilirdi. Yetenekleri oranında oynayamayan böyle oyunculara dünya futbolunda pekte sık rastlamıyoruz. Gelecek olan Yabancı transferler, Jaja ‘nın ve Umut Bulut ‘un durumu henüz netleşmedi. Bekleyip görelim… Beşiktaş ‘ta ise erken yapılan genç yabancı transferleri acaba doğru transferler mi sorusunu bir kez daha hatırlattı. Kariyerleri oyuncular yerine genç oyunculara fırsat tanınması elbette ki güzel. Ancak özellikle forvet oyuncusunun gelmiş olduğu takımda ideal onbir de olmaması ve maç eksiğinin olması onun günden güne gelişen ligimiz için doğru tercih olup olmadığını gösterecektir.  
Yazının Devamı

Fenerbahçe Şifreyi çözdü...

26 Mayıs 2011
Herkesin dilinde Fenerbahçe'nin bugünlere gelmesinin altında yatan süreç var. Fenerbahçe nasıl oldu da 2.yarı da kendisinden hiçte beklenmeyecek sonuçlara ulaştı. Aslında cevabı çok basit... Fenerbahçe içinden yetişmiş, daha önce antrenörlük kariyeri orta derecede olan bir antrenöre sahip çıktı diye verebiliriz bunun cevabını... Aslında Aykut Kocaman Ankaraspor da almış olduğu dereceler ve yapmış olduğu transferler ile ilerisi için ümit vaat ediyordu. Daha önceki antrenör döneminde yapmış olduğu sportif direktörlük görevinin onun için bir tecrübe düşünürsek daha rahat sonuçlar alabilmesi için uygun ortamı da kendiliğinden bulmuş oldu. Ligin ilk yarısında alınan vasat sonuçlara rağmen başkan ve klüp, antrenörünün arkasında durunca da başarı ister istemez kendiliğinden geldi. Fenerbahçe'nin bu başarıya ulaşmasında ki 2.önemli ise Alex de Souza. Brezilyalı milli takımında veya daha önce oynadığı klüpler de her zaman göz dolduran bir isim olsa da liderlik konusunda ilk defa taşın altına bu kadar elini soktu. Disiplininden, yardımlaşmadan, takımı organize etmeden kaçınmadı. Çok koşmuyor diye eleştirilmesine rağmen koştuğu alanlarda verdiği milimetrik paslar ve ceza sahasında ki golü koklama noktasında ki ustalığı Fenerbahçe ye çok şey kattı. Elbette başka faktörler de var. Guiza ‘nın tekrar takıma adapte olmaya çalışılması, Lugano, Yobo ikilisinde ki ısrar, Orta sahada kolay kart gören futbolcuların uyarılması, Niang’ ve Dia gibi daha önce Türkiye liginin atmosferini tanımayan Senegal'li oyuncuların takıma çabuk adaptasyonu, Bilica'nın klübeye çekilmesi ve ilk defa kendi ceza sahası içerisinde kaleci de dahil olmak üzere bariz hatalara izin vermeyişleri bu galibiyetleri getirdi. Tabii işin Trabzon tarafı da var ... Trabzonspor da özüne dönmenin ve yerli bir antrenör ile çalışmanın başarısını uzun zaman sonra ilk kez bu sene görecekti. İyi gittiler ancak 2. yarı başında almış oldukları fark belki de onları biraz rehavete itti. Ancak uzun yıllar sonra takım için ilk kez bu kadar ümit verdiler. Seneye onları çok daha güçlü ve zinde bir kadro ile görebiliriz. Bu sene istediği sonuçları alamayan Galatasaray ve Beşiktaş büyük atılımlar peşinde... Her iki takım içinde istenildiği gibi bir sezon geçmedi. Ancak görünen bir gerçek var ki seneye de işler Fenerbahçe'nin istediği gibi kolay olmayabilir... Transferler ve hazırlıklar bunu gösteriyor... 
Yazının Devamı