Oğuz Akdeniz

Beşiktaş Lider...

Gençlerbirliği geçmiş yıllarda yurtdışından ,özellikle afrika futbolundan getirip yıldızlaştırdığı isimleri futbol dünyasına sunmakla ün salmıştı.Kona,Khuse,Mousheu,

Dramani ve daha niceleri terletti siyah kırmızı lı formayı...Bir ara Avustralya pazarına yöneldiler.Kulusiç,Nick Karle ve Josip Skoko,Bruce Djite gibi isimlerden faydalandılar ve hatta iyi bonservis bedellerine de gönderdiler.

Yani transfer yapmayı iyi bilen bir takımları vardı. Bu sene ise daha az tanınan oyunculara ve özellikle iskandinav futboluna yöneldiler. El kabir ve Stancu takımın iki önemli ismi.Biri çok formda,diğeri çok formsuz..Ve Beşiktaş gibi diri bir takımın karşısına bu şartlar da çıktılar.Beşiktaş ' ın rakibi baskı altına alan oyun şablonu da bu aşamada çok net belli oldu.Ceza sahasının önünde kalabalıklaşarak o dar alanda topu çevirerek gerek sol kanattan İsmail ile gerekse ortadan Sosa ve Olcay ile Hoph ' a müthiş pozisyonları çıkartma imkanı tanıdılar.Türkiye de bu kadar iyi pas yapan bir takım daha varmıdır bilemem ama Gomez,Olcay,Oğuzhan üçlüsünün sahada nasıl birbirlerini tamamladığı defalarca sergilendi. Bir Premier Lig müsabası değil ama

Beşiktaş aslına bakarsanız son haftalarda çok ama çok iyi futbol oynuyor.Ancak bu eksikleri olmadığı anlamına da gelmiyor. Ersan Gülüm ' ü gönderip hemen 1-2 gün içerisinde Marcelo yu defansa monte etmeye çalıştılar. Ancak kumaşı iyi olmakla birlikte gördüğü kırmızı kartta yapmış olduğu hareket çok acemice.

GaziAntep karşısında açık futbola ,açık futbolla cevap veren ve Gaziantepspor lu Habibou ve Larsson un bireysel yetenek kokan ataklarına karşın bol pas yaparak,orta sahada Oğuzhan,Olcay ve Atiba yı son derece iyi kullanan bir takım vardı. Maçın temposunu hiç düşürmediler. Çünkü rakibe oynama fırsatı tanımadılar. Gaziantepspor' un zayıf orta sahası da buna karşılık veremedi. Gaziantepspor ' un transfere ihtiyacı olduğu, Demba Camara yı sattıktan sonra neden defans' a takviye yapmadıkları da maçın önemli detaylarından biriydi.

Ancak Konyaspor maçında durum biraz daha farklıydı.Konyaspor rakibe yakın oynayan ve defans orta saha bloğunu çok kalabalık tutan bir takım. Sissokko ve Mbamba bu bölge de hem çok açık kapatıyor hem her yere yetişmeye çalışıyorlar. Özellikle bu oyun şablonu ile ilk gole kadar fazla net gol pozisyonları bulamadılar. Torje gibi bir oyuncuyu

Sezonun ilk yarısına baktığınız zaman tutan,tutmayan transferler ile dolu... Bazı klüplerin bazı pozisyonlarda istikrarı bazı klüplerinde yine denemeye devam yöntemini ısrarla devam ettirdiğini görüyoruz.

Beşiktaş Mario Gomez ile Antalyaspor Eto ile kariyeri duraksayan hatta belki de inişe geçen iki oyuncuya müthiş birer şans verdi. Bunun aynısını Beşiktaş ' ta Demba Ba transferinde de görmüştük. Senegalli belki kariyerinde çok alt liglerden biri olan Çin ligine kapak attı. Ancak istese Avrupa liglerinden bir tanesine yine iyi bit bedel karşılığında gidebilirdi. Bursaspor geçen sene Bakambu da yaaladığı müthiş öngörüyü bu sene Necid tansferi ile devam ettirdi.Hollanda liginde adeta unutulan Necid bu sene Juventus ' un radarına giriverdi bile... Ayrıca Gomez de Eto da gerek profesyonellikleri gerekse çalışmalarda örnek olacak davranışları ile pek çok şey verdiler klüplerine...

Fenerbahçe Markovic transferinde gerçekten önemli bir ivme yakalarken, Van persie gibi bir futbolcunun da neler yapabileceğini hep son dakikalarda gösterdi...Ayrıca Nani ortasaya enerji ve büyük katkı koyarken Diego da ilk defa uzun zaman sonra bu sezon biraz gerçek Diego dan bahsetmeye başladı.

Futbola etki eden pek çok şey var..Bunlardan en önemlisi mücadele...Sporting maçının ilk yarısında rakibin hamlelerine cevap veren,defansın da savruk dursa da topu hem isteyen hem de kendi ceza sahasında iyi kapanan bir takım vardı.

Portekizliler gerçekten iyi bir kadro yakalamışlar. Ama her nedense geçmişte türk takımların alıp gönderdiği ya da almak isteyip te alamadıkları futbolcuları toplamışlar.

Örneğin İslam Slimani Halilhodzic döneminde son dünya kupasında müthiş bir ivme yakalamıştı. Bitirici vuruşlarının yanısıra hem hızlı hem de yaratıcı bir oyun anlayışı vardı. Fenerbahçe ve Beşiktaş hatta trabzonspor için çok yazıldı çizildi.Olmadı. Kısacası Halilhodziç i aldık,gönderdik. Onu alamadık...

Teofilo mu ya da Teo..Türkiye de iken genç ve gelecek vaad eden bir oyuncu olarak gösterilmişti hep... Oynuyor ve gol atamıyordu. Sonra biraz düzelir gibi olmuştu... O zamanlar da Kolombiya milli takım oyuncusu idi. Sonrasında trabzonspor dan ayrılan futbolculardan biri olmuştu. Ve futboluna da çok şey kattı.River plate te yıldızını parlatınca uyanık Portekizliler onu almakta bir saniye gecikmediler.

İşte zaten ikinci yarıda Beşiktaş ' ın orta saha da Töre ' nin

Aslında başarı elindeki yıldız olmayan,kariyerinde henüz parlamamış isimlerden bir takım yaratıp ligde üst sıralara çıkmak..Bu tip takımlara bakınca geçmişte Gençlerbirliği ve Bursaspor şimdi de Akhisar ı örnek verebiliriz. Geçmişte Niasse gibi kimsenin duymadığı bir oyuncuyu bile Senegal milli takımına çıkardılar. Ricardo Vazte den faydalandıkları gibi,Gekas ' ile de forvet seçimlerinde yanılmadılar.

İlginç ki Balıkesirspor da güzel işlere imza atan Cihat Aslan yine bir çok insanın futbol sahalarında unuttuğu isimleri takım olgusunda birleştirdi. Hugo Rodellega ve gençler orta sahada savaşan,sahanın her yerinde kendini belli eden kondüsyonu yüksek bir futbol yarattılar.

Enteresan ki aynı tarihler de Galatasay da antrenörünü değiştirdi. Hamza Hamzaoğlu da tıpkı şu an Cİhat Aslan ' ın başardığı gibi Akhisar da önemli bir çıkış yakalamıştı. Ancak bu sene Kevin Greuskreutz transferi, Reading te bile adını daha çok duyduğumuz Jem karacan' ın unutulması, Carole ' un büyük takım zaafiyetleri, Rodriguez in tecrübe eksikliği ve bireysel yeteneklerinin üzerine çok oynaması defans ta artık yılların verdiği yorgunlukla oynayan oyuncular ve hedefsiz kalan forvet oyuncuları ile nasıl

Puan cetvelinde yine ilk üç sırada dört büyüklerin üçü dizilmiş..Zaten son on yılda bu tablo hemen hemen hiç değişmedi. Ama şimdiler de antrenör değişimleri lig henüz başlamışken giderek artacağa benziyor. Bu gibi durumlarda fatura tüm takıma kesilemeceyeği için belki de işin kolay tarafı bu.

Fenerbahçe için de konuşulan konulardan bir tanesi.Sivasspor için antrenör değişikliği belki yerinde ama ya Fenerbahçe ? Pereira bir kere kötü antrenör değil. Açık futbolu tercih eden,bazen riskli kararlar alabilen ve takımını daima zirveye taşımak isteyen bir antrenör. Belki de uzun zamandır Fenerbahçe ye gelen yabancı antrenörlerin içinde en isteklisi ve gelecek vaadedeni..

Zaten Teraneo nun da bu seçimi rastgele yapmadığı çok açık. Ancak 10 haftalık bir süre takımı anlayabilmek ve onu zirveye çıkarmak için yeterli mi..? Daha önce belki de kıymeti bilinmeyen teknik adamları hep sonradan zirveye çıkardık. Lucescu, Del Bosque,Löw hatta şu an Yunanistan Milli takımının başına geçen Skibbe ...

Pereira ' nın ya da Teraneo nun aldığı isimler ve kadro dizilişi,oynanan futbol eleştirilebilir.Örneğin Brezilyalı Kaleci oynatılmayacaksa neden alındı.. ? Kadlec geçen senelerde hiç

İki takımın da hiç şüphesiz kazanması gereken bir maçtı.Ancak takımlar bu hedeflerini gerçekleştirmek için ne yaptı dersek bu kadar iddialı bir saptama yapamayız. Genelde maçın ortasaha da çevrildiği,her iki takım adına bol bol top kayıplarının yaşandığı ve isabetsiz şut atmada rekorların kırıldığı bir maç...

Perreria ; Van persie inadını bırakmışa benziyor.Bu onun adına da takım adına da çok olumlu.Persie çıkarken belki göstermelik te olsa kucaklaştılar.Ne olursa olsun Van persie mücadele eden bir futbolcu...

Dün akşam ki maçta Fenerbahçe gole dönük pozisyon yaratma da gerçekten çok cılız kaldı.Hatta buna Galatasaray ' ın özellikle ilk 50 dakika sahadaki silik görüntüsü de bir çare olamadı. Uzun zamandır futbolu ile sahalarda pek görünmeyen Diego ya ayrı bir parantez açmak lazım.

İyi hazırlanmıştı.Ortada,geride hatta ceza sahası içerisinde basmadık nokta bırakmadı.Özellikle bir serbest atış sırasında sağ kanatta kendini unutturup Galatasaray savunmasına da güzel bir ders verdi.Zaten Galatasaray takımının baştan sona beraberliğe razı bir maç götürmek gibi bir havası vardı.

Bakmayın siz attıkları gole...O golde Fenerbahçe defansınının aslında yan toplarda ne kadar

Galatasaray'ın gerçekten böyle bir galibiyete ihtiyacı vardı.Benfica grubun en önemli takımlarından.Tam bir yıldızlar topluluğu diyebiliriz aslında ; kendi kategorisinde avrupanın elit takımlarının hemen altında yer alan diğer takımlara dahil edersek..

Maça Galatasaray istekli başladı ve aslında takımı maça dahil edecek en önemli unsur bu mücadele gücüydü.Geçmiş maçlarda ortasaha da yeterince topa müdahele edemeyen oyunu soğutamayan ve tekrar ataklara çeviremeyen Galatasaray orta sahası yaratıcı ve üretkendi. Benfica ' lı Gaitan ' ın kişisel yetenekleri ile gelen gol sadece Galatasaray ' ın değil Türk futbolunun erken ve hazırlıksız gol yeme sorunundan başka bir şey değildi.

Ancak Takım ortasaha da oyunu iyi okuyup Yasin ve Bilal ' in rakip defansı delme girişimlerine Sneijder ve Selçuk ' un da top tutmadaki ustalıklarını ekleyince rakip ceza sahası içerisinde kolay pozisyonlar yakalandı.

Yasin üzerinde ısrarla durulması gereken bir oyuncu.Belki de senelerdir Emre çolak ' ın yapamadığı patlamayı üstün formu ile gerçekleştirmişe benziyor.Hal böyle olunca Bilal de ona ayak uydurmaya çalışıyor . Ve daha önemlisi ortaya önemli bir efor ortaya konulunca Podolski de