Yine enteresan bir derbi izledik aslında...Konuşulması gereken şeyler de var.Örneğin iki takımın da gerçekten kazanmayı çok istediği bu maçta kendi defans oyuncuları nasıl olur da kendi kalelerine gol atar ? Bu oyuncuların bu ilk marifeti değil ki...Demek ki her iki takımın da özellikle yan ve yüksek toplarda diziliş ve oyunu okumada sorunları var. Üstelik bu goller karamboller den de gelmedi..
Perreria gerçekten ne yapmaya çalışıyor.Şu an için anlamak zor. Van persie gibi bir forveti kenarda unutmak gerçekten şaşırtıcı ; Emenike ve Moussa sow elinden uçmuşken sadece Fernandao ile oynamak rakibi bir anlamda rahatlatmak demek.
Çünkü Fernandao ikili mücadelere girerse başarılı olan ve kenarlardan beslendiğinde katkı yapabilecek bir adam. Bunun içinde ayağına oynamak lazım her fırsatta. Ama dün o da maça istediği gibi başlayamayınca gerisini getiremedi.
Beşiktaş hem orta saha açısından hem defans blogunda daha güzel bir birliktelik sergiledi.Atiba gerçekten inanılmaz faydalı.Beck uyum sağlamış. Töre ,Oğuzhan ve Olcay zaten birbirleri ile çocukluk arkadaşı gibi. Şimdi böylesi bir ortam da Fenerbahçe Meireles in formu ile Alves ve Kjaer i toparlamak isterken orta saha ve
Fenerbahçe sezon başında gerçekten tüm takımların imrendiği yıldız isimler ile anlaştı. Takıma şu ana değin gerekli olup ,olmadıkları elbette yüksek maliyetleri ve kariyerleri nedeni ile tartışılabilir.Bir oyuncunun isminden daha önemlisi takıma verebileceği katkıdır her zaman.
Bu bağlamda Fenerbahçe ile Molde ye puan kaybetmesinden çok futbol olarak ta güzel bir görüntü vermemesi gerçekten enteresan..
Hakem kötü ya da formsuz olabilir. Ama hiç bir zaman şartları belirlemeyi hakeme teslim etmeyeceksin. Bu da rakipten bir adım önde olmakla gerçekleşir.
Şimdi geçen senelerde sürekli olarak kiralanacağı,satılacağı söylenen Kadlec 'e savunmada yer veriyorsan bu oyuncunun tam olarak hazır olup olmadığını da görmelisin örneğin...Molde çok ahım şahım bir takım değil. Fenerbahçe kendi evinde birazcık baskı yapabilse idi Molde li oyuncuların tüm oyun planları bozulacaktı.
Ama onlar da tıpkı Fenerbahçe li oyuncular gibi kendi yarı sahalarından ellerini kollarını sallayarak çıktılar. Üst düzey bir oyuncuları olmamasına rağmen yardımlaşma,pas gibi unsurları becerebildikleri içinde de saha içerisinde hiç sırıtmadılar.
Nitekim Meireles ' in mükemmel pasında Nani ' nin tek
Mersin İdman Yurdu ' nun hazırlık maçlarında çizdiği görüntü ile Galatasaray önündeki görüntüsü farklı idi. Bir kere mücadele kısmında hiç bir eksikleri yoktu. Çok iyi bir yerli kaleci izlettirdiler. Takımda ki Bulgar kaleci Mihaijlov' dan bile daha yetenekli diyebilirim.
Galatasaray ise her zamanki klasik oyun anlayışı ile sahaya çıktı.Orta sahadaki usta ayaklarının eline bakan,kenarları neredeyse unutan ve forvette yalnız Burak ' ın eline bakan bir Galatasaray...
Nakoulma ve Welliton arasındaki işbirliği ile gelen golde Semih ' in ve diger oyuncuların top ile arasında ki mesafe en az 1 metre..Böyle olunca rakibe çok rahat şut imkanı zaten tanınmış oldu.Oysaki Mersin İdman yurdu da en az Galatasaray kadar takviye ye ihtiyacı olan bir takım.
Yetersizliklerine rağmen geçen seneki kadroyu neredeyse bire bir tutarak biraz da birlikte oynamanın getirdiği uyum a güvendikleri çok açık...
Yine de kadroların tecrübesi ve oyun anlayışları açısından iki takım arasında da dağlar kadar fark var.Ve Bu golden bir dakika sonrasında Galatasaray ' ın bu seneki en iyi transferi yine doğru zamanda doğru yerde idi.Podolski basit oynayan,şut atmaktan çekinmeyen ve de oyunu bilen çok yönlü
Fenerbahçe 'nin rakibi gerçekten dersine iyi hazırlanan bir takım değildi.Bütçesi kısıtlı,gücü belli,stadı bile bizim ptt 1.lig takımlarının stadlarından bile daha kötü... Öncelikle gol yememeyi düşündüler.Bu anafikrin içerisinde de Fenerbahçeli oyuncuları orta sahada sıkıştırıp topu kendi ayaklarında tutmak istemeye gayret ettiler. Ancak savunma mentalitesi ile sahaya çıkmış bir takım ne kadarını başarabilirdi ki...
Fenerbahçe daha iyi mücadele edebilirdi.Hatta şansı yardım etse bol gollü bir galibiyette alabilirdi.Ancak Fenerbahçe 'nin savunma yanlışları çok fazla..Rakibin yabancıları Marcelo ve Garcia her fırsatta Alves ve Ba yı peşine takıp kendilerini ceza sahası içerisinde bıraktılar. Rakibin oyuncu kalitesi kötü olduğu halde Fenerbahçe zor bir galibiyet aldı. Kaçırdıkları fırsatlar da tamamen teknik anlamda yüksek potansiyellerinden ve anlaşmalarının bir sonucu idi.Sow ve Fernandao kendileri için çok kolay,gole dönüşmemesi çok zor pozisyonları rahatlıkla harcadılar.
Ancak her seferinde atak üstüne atak yapan bir takım da izleyemedik. Kısacası Atromitos maçın belirli bölümlerinde istediğini de aldı. Fenerbahçe yi kendi savunma kurgusunda yorup hızlı oyuncuları ile
Fenerbahçe neden geçmişten ders almıyor diye belgesel çeksek rating rekorları kırar herhalde... Shaktar ' ın Taison ile orta alanı hareketlendirdiğini ,kanatlara çok rahat toplar çıkardığını ve Texeria gibi hızlı adamları ile sürekli boş alanlar yarattığını herkes biliyordu. Öyleyse ne oldu ?
Daha organize ve daha diri olmalarının yanında kademe hataları yapan Fenerbahçe yi yine rahat paslar ile şaşırttılar. Fenerbahçe de lider oyuncu eksikliği Alex den sonra hep hissediliyor.Bir sürü yıldız oyuncu alsalar da oyun içerisinde ^^haydi arkadaşlar,toparlanalım^^ deyip sözünü dinletebilecek oyuncu sayısı yok denecek kadar az.
Fenerbahçe ' nin özellikle Sow ve Meireles işbirliği ile çevirdiği öyle ataklar var ki şans birazcık yanlarında olmalıydı diyor insan. Zaten Fenerbahçe hücumda etkisiz değildi. Pres eksikliği ve defansif yanlışlar hep her zamanki gibi yine defans ile orta saha arasında ki bölge de rakip yarı sahaya yerleştiğinde başlıyor.
Shaktar lı oyuncuların oyunu bozmak için her türlü girişimine hakem de müdahele etmedi.Pereira tribüne gönderilince hemen ardından Kjaer in yine zamanlama hatası ile gelen penaltı da oldukça ilginçti.
Fenerbahçe yine organize olmayan
Fenerbahçe'nin Shaktar karşısında ki ilk 11'ine baktığın anda bundan daha iyi bir kadro çıkarılamazdı diyorsun zaten..Hazırlar sahada,soru işaretleri kenarda..Hoca gerçekten modern futbolun gereklerini en azından şimdiye kadar antremanlarda hep verdi.Kurduğu takım da öyle sıradan oyunculardan oluşmuyor.
Fenerbahçe nin rakibi geçen senelerde ki yıldız oyuncularının bir çoğunu yitirsede halen etkili bir takım. Brezilyalı oyuncularının kalitesi biraz azalsa da oynamaya çalıştığı futbol aynı... Bunu bilerek ve oyun içerisindeki hakimiyeti Nani ye vererek başladı Fenerbahçe. Ancak en büyük sorunları hücumda iken top kaptırdıklarında ya da rakibe geniş alan bıraktıkları anlarda düzgün bir blok savunma yapamamaları.
Defansif anlamda geriye çekildiklerinden hem rakibe boş alanlar bırakıyorlar hem de etkili bir pres koyamıyorlar. Dün gece ilk yarıda Alex Teixeria öyle rahat çalımlar ve şutlar attı ki Volkan 'ın oyunu takip edişi ile pozisyonları bertaraf etti Fenerbahçe..
Taison un taşıdığı toplar ile zaten hızlı bir takım olan Shaktar her defasında Fenerbahçe ceza sahasında kendini buldu. Fenerbahçe nin en büyük kazanımı Nani ve Fernandao uyumu şüphesiz...Göreceksiniz bu ikili
Sezon başlamadan en karlı takım kim derseniz Beşiktaş derim.Demba ba ve Atınç transferlerinden gayet güzel kazanımlar elde ettiği gibi eski oyuncusu Q7 yi de getiriverdi.Quaresma bir dönem Beşiktaş ta oynayan tüm Portekizliler içerisinde en çok mücadele eden 1-2 oyuncudan biriydi. Bu sene fazla açılmıyorlar ama görev adamları ile nokta transferler yapıyorlar. Galatasaray ' ın Uefa şampiyonu olduğu sene kadrosunda ki yıldız isim azlığı ne başarıları engelleyebildi ne de tarih yazılmasını..
O seneki motivasyon,kondüsyon ve inanç bir çok şeyden daha üstündü.Daha sonra bunu deneyen takım içi arkadaşlığı pek çok şeyin üstünde gören anlayış ile savaşan Bursaspor,Gençlerbirliği ve Zico döneminde ki Fenerbahçe ilgi çekici başarılar elde ettiler. Yıldız isimleri getirebilirsin ama en önemlisi her zaman takım halinde yıldız olmaktır.
Eğer yıldız isimleri getirmekle başarı elde ediliyor olsaydı Trabzonspor geçen sene çok daha iyi bir yerde ligi bitirebilirdi.Ne Waris ne Yatabare ne de Cardozo merhem olamadı gol sorununa. Bu sene almış oldukları Mbia ve Cavanda ile iddialı olduklarını gösterdiler.Ancak kariyeri başarılarla dolu oyuncuların doydukları andan sonra ne kadar verimli
Güzel transferler görebilmek umudu ile başlayacak yine bu sezon sanırım. Aslında takımların bir çoğunun yeni sezondan beklentilerini yaptıkları transferler ile ölçebiliyorsunuz.Burada parametre transferin şöhretinden çok takıma yapması beklenen katkı olmalı her zaman...
Ba Beşiktaş tarihinin en golcü yabancı futbolcusu oldu ama takımı beklentileri karşılayamadı.Eski gücünden uzak olsa da tam bir son dakika golcüsü olduğunu çoğu maçta gösterdi. Beşiktaş ' ın rakiplerinin savunma hatlarını bir iki hamle ile karıştırabiliyordu.Çok iyi bir bedelle giti ama güzel işlere imza atarak. Yerine kimse alınmasada şu ana dek alınan yabancı oyuncular sıradan isimler.Görev adamları ancak Beşiktaş zaten yıllardır bu görüşte..
Galatasaray da Podolski yi senelerdir ha aldı ,ha alacak. Almanların uzun boylu olmayan forvet oyuncuları içerisinde efsane diyebiliriz. Bir kere top ile çok hızlı ve defans hattı hariç her mevkiyi çabucak benimseyen bir futbolcu.Alınırsa banko transfer budur deriz.
Fenerbahçe ise Nani ile orta sahasını güçlendirir.Şüphesiz Diego nun kırılgan futbolundan sonra o bölgeye de ilaç gibi gelir.Krasiç ve Diego transferleri gerçekten beklentilerin çok altında kalmış